Tolstoy, Dostoyevki, Nietzsche, Dickens, Virginia Woolf, Jane Austen gibi dünya edebiyatının büyük yazarlarını ve Sabahattin Ali, Oğuz Atay, Peyami Safa ve Nazım Hikmet gibi Türk Edebiyatının büyük yazarlarının hayatını bu linkten izleyebilirsiniz. 📚📚
Birbirinden çarpıcı hayatlarıyla yazarlar sizi bekliyor.
İzlemek için:
youtube.com/playlist?list=P...
Ah gurur! Sen Arşimet'in dünyayı yerinden oynatacağı kaldıraçsın!..
Yirmi yedi yıllık kısa yaşam, şiirler, tiyatro oyunları ve romanıyla Rus edebiyatına damga vuran, üzerinde derin etkiler yaratan ve kendisinden sonraki yazarları etkileyen aydın edebiyatçı Lermontov.
Ah şu ömür, ne kaygan ne zalim! Bir anlık olgulara kurban veriyor seni. Mihail
Öncelikle bu kadar içten yazılan kitapların olması ne güzel bi duygu.. Ve böyle kitapların okurlara Hızır gibi yetiştiren usta Yazarların olması...
"Karıncanın Su İçtiği .."
Bir Ada Hikayesi serisinin ikinci kitabı. Adını bir Karadeniz balıkçı deyiminden almıştır. "Deniz o kadar durgun o kadar durgundu ki, karıncalar su içerdi..."
Bu terk edilmiş adada hayat kurma çabaları devam ediyor. Adaya yeni gelen insanlarla birlikte neşe, hüzün, keder, sevinç, hepsi birden artıyor. Bu hüzünlü, savaş yorgunu, yurtlarından koparılmış her biri farklı bir sır taşıyan insanların hikayeleri okuru sarıyor. Bu kitaba katılan yeni karakterleri sayacak olursam; Karadenizli Nişancı Veli, Girit göçmeni Musa Kazım Ağaefendi, Vanlı bir asker olan Baytar Cemil, Kürt dengbej Uso, doktor Salman Sami, Halil Rıfat ve beraberinde getirdikleri evlatları, torunları ya da kimsesiz yetim çocuklar...
Eserde en hoşuma giden kısım Fakiye Teyran'dan bahsedilen kısımdı. Fakiye Teyran bir masalcı, destancı, filozof, şairdir. Bugün Van Bahçesaray'da dünyaya gelmiş olan Fakiye Teyran "Kuşların sözcüsü, şairi" olarak bilinir. Eserde yaklaşık 40 sayfa bu güzel şairden bahsetmiş Yaşar Kemal. Kendisi de bir destan toplayıcısı olan Yaşar Kemal oldukça etkileyici bir biçimde anlatmış bu ülkemizde pek tanınmayan ama Rusya'da eserleri basılan dengbeji...
Zaten öyle bir yerde de bitiyor ki serinin devamını okuma ihtiyacı duyuyorsunuz. Belli ki Yaşar Kemal 3.kitapta da nasıl etkileyeceğini çoktan düşünmüştür. Bir sonraki kitapta görüşmek üzere; hoşça kalın, kitapla kalın :)
Merhabalardan bir demet. Spoi ve Gilleri bulunmamaktadır.
Bir okurdan da görüp uyguladığım gibi önce yazarı araştırır, okur, tanıyabildiğim kadar tanırım...
- Biz şairi biliyoruz sen kitaba geç.
Baaalım ne kadar tanıyorsun. Çay kahve al istersen, biraz uzun. Dikkat et çenen çıkmasın, çünkü çok şaşıracaksın. Ööle şaşıracaksın yani.
Eğitim,
Türkiye'de Kadın olmak daha küçük bir kız çocuğu iken toplumsal alanda güvende olmadığını öğrenmek demek.
Parkta, bahçede, sokakta, meydanda, sahilde, otobüste, akla gelen her yerde her an sözlü veya fiziksel tacize uğrama ihtimalinin bilincinde olmak demek.
Kimse öğretmez, yaşayarak, bizzat deneyimleyerek öğrenir bu ülkede her kadın bunu.
Ve
Aziz Nesin şüphesiz Türk mizah edebiyatının en önde gelen yazarı. Bununla birlikte toplumsal konulardaki hassasiyeti, fikirlerini dile getirme noktasındaki cesaretiyle de önde gelen bir sima. Edebiyatının yönünü de bu özellikleri etkilemiş yorumu hepimizin sıklıkla duyduğu bir özelliğidir. Yani, eserlerini ortaya koymaktaki gayesi halkın
Usta yazar Aziz Nesin'in büyük bir emek harcayarak ortaya koyduğu dev eser. Bugüne kadar okumadığımı için kendimden utandım.
Aziz Nesin sadece Cumhuriyet döneminin mizah anlayışını sunmakla kalmamış monarşiden cumhuriyete geçiş dönemindeki mizahı da anlatmış.
Araştırma konusu mizah ve bir kaç kitaptan oluşan eserin bu kitabı sadece hikaye türünü içeriyor. Karikatür ve fıkar konuları diğer kitaplarda ve en kısa zamanda onlarıda temin edeceğim.
Özellikle edebiyat öğretmen ve öğrencilerinin başta olmak üzere bütün edebiyatçıların okuması gerekli olduğunu düşünüyorum.
Eserde elliden fazla yazarın kısa hayat hikayeleri ve diğer yazarların ve fikir adamlarının mizah ustaları hakkında fikirlerini derlemiş ve bir kaç hikayesini örnek olarak eserine koymuş.
Oldukça çok hikaye günümüzü o kadar güzel anlatıyor ki, gülerek düşündürüyor.
Üstünden değil bir asır yüz asır geçse güncelliğini kaybetmeyecek hikayeler var.
Kütüphanemdeki değerli başucu eserleri arasına bir yeni kitap daha eklendi.
Eline, emeğine, yüreğine sağlık büyük usta Aziz Nesin, her zaman bizi acı acı güldürdün. Büyüklüğünü bir kez daha çok iyi anladım.
Alberto Manguel farklı 1yaklaşım önererek yazarların söylediklerine bakın - belki kitaplar ve hikayeler insan kalbinin gizli anahtarlarını taşıyor, sosyal planlamacıların bulamadığı anahtarlar der ve milliyetçilik ve evrensel değer sistemi arasında, kültürler arası toplumların sorunlar üzerinden edebiyat geçişleri de yapan
Tolstoy kitabı yazarken hizmetçisine;
'benim odama girme' yemeği kapıya bırak ve git demiş. 'Çok acil bir şey olursa kapıyı çalarsın' demiş. Hizmetçi de Tolstoy dan korktuğu için kapısını hiç çalmamış. Sabah verdiği yemeği yememiş, öğlen de yememiş. Hizmetçi bir şey olduğunu düşünerek kapıyı çalmış. Ama kadın kapıyı açmaya cesaret edememiş. 'Sakın içeri girme' dediği için. Kadın gidip akrabalarına haber vermiş. 'Ben endişeleniyorum galiba bir şey oldu, siz bakabilir misiniz?' diye. Telaşla gidiyorlar hemen kapıyı açıp içeri giriyorlar. Tolstoy yerde cenin pozisyonunda baygın halde yatıyor. Saatlerce yememiş, içmemiş ve ağlıyor. 'Ne oldu diyorlar' Tolstoy'a
Tolstoy uyanıp diyor ki;
- Anna Karenina öldü...
İşte yaşayarak yazma diye buna denir...
Kadı Abdulcebbar köklü reddiye geleneğinin önemli temsilcilerinden derya deniz bir abimiz. Kendisi İslam dışında diğer dinler ve mezhepler hakkında da oldukça bilgili. Bununla beraber tarih bilgisi ve rivayetler üzerinden yaptığı temellendirmeler de fikri yetkinliğini gösteriyor. Kitabın birçok yerinde bunu görüyorsunuz. Bugün din eleştirmeye
Herkese hellö
Nisan ayının ilk haftası da jet hızıyla geçti. Bu hafta tatil modunun açıldığı, sevdiklerimiz ile geçireceğimiz, gezeceğimiz, yiyip-içeceğimiz ve de inşallah boşluk anlarında okuma yapabileceğimiz şekilde geçsin.
Bu ayın ikinci kitap yorumu çok da aşina olmadığım Japon Klasiklerinden geliyor. Her ay farklı türlere ve çok da okumadığım ülkelerin edebi eserlerine yer vermeye çalışıyorum.
Öncelikle Japon yazarların hayat hikayeleri çok ilgi çekici oluyor. Bu yazar hem ilk polisiye yazarlardan hem de eşcinselliği eserlerinde ilk kez kullanan yazarlardan biri. Yaşadığı dönemi düşündüğümüzde insanların konuşmaya korktukları konuları tüm detayları ile yazabiliyor olmak süper bir cesaret işi gerçekten…
Şeytanın Çırağı; iki tane hikayeden oluşuyor.
- Şeytanın Çırağı; Yazdığı günlük yüzünden genç bir kadının ölümünden sorumlu tutulan ve çocukluk arkadaşı olan savcıya gönderdiği mektuplar ile cinayetin neden işlendiğini anlatan bir hikaye
- Onları Öldürdü Mü?; Genç bir avukat herkes tarafından suçlu gözü ile bakılan bir gencin aslında suçsuz olabileceği düşüncesi ile masumiyetini kanıtlama çabasını anlatıyor.
Ben ikinci hikayeyi daha çok sevdim. Ters köşe yapılan, neden-sonuç ilişkisini çok güzel veren, aslında çok basit bir aşk hikayesinin aslında sonucunun nasıl bambaşka bir hal aldığını anlatan bir hikayeydi.
Polisiye okumayı seviyorsanız kitabı öneririm
Herkese keyifli okumalar
.. öğrendiği başka bir özellik de okuduklarını, anlatılanları canlandırarak yaşamaktı. İlkokul üçüncü sınıfta "Suç ve Ceza" yı defalarca okur. Karamazov Kardeşler'i ise beş kez okumuştur. Dostoyevski hayranıdır.
Bu kitap aslında copy past tarzında yazılmış bir kişisel gelişim kitabı . Yazar dünyaca bilinen etkiliyici bir çok hikayeleri almış kitaba yerleştirmiş.
Kitabın adından da anlaşıldığı gibi
Geleceğe Yön Veren Başarı Öyküleri içeriyor. Kitabın ilk yarısında aslında çoğunu duyduğumuz hikayeler peşini sürüyor(hayatta bize ders veren hikayeler).
Diğer yarısında dünyaca bilinen kişilerin hayatlarındaki zorluklara karşı nasıl başarılı olduğu kısımları yerleştirilmiş.
Son kısımlarda ise ünlü yazarların pes etmemek üzere alıntıları bulunuyor.
Kitabı ana teması ; ne olursa olsun hayat bizim karşımıza ne tür zorluklar çıkarırsa çıkarsın asla pes etmemiz gerektiğini anlatıyor.
Keyifli okumalar dilerim.