Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
اَفَلَمْ يَنْظُرُٓوا اِلَى السَّمَٓاءِ فَوْقَهُمْ كَيْفَ بَنَيْنَاهَا وَزَيَّنَّاهَا... "Üstlerindeki göğe bakmazlar mı, onu nasıl bina edip süsledik... (Kaf Suresi: 6.) Sonra göğün yüzüne bak, nasıl sükûnet içerisinde bir sessizlik, hikmet içerisinde bir hareket, hasmet içerisinde bir parıldama, ziynet içerisinde bir tebessüm göreceksin. Bunlar intizam-ı hilkat, ittizan-ı sanat ile beraber olmaktadır. Kandilinin parlaması, lâmbasının ışık vermesi, yıldızlarının parıldamaları akıl sahiplerine sonsuz bir saltanatın varlığını ilân eder.
Sayfa 979Kitabı okudu
Nûr Sûresi / 31.Ayet 31. Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama istekle bakmaktan) sakınsınlar, mahrem yerlerini korusunlar. Ziynetlerini/ziynet sayılan yerlerini meydana çıkarmasınlar/göstermesinler. Ancak (kendiliğinden) görünen (el, yüz) bu emrin dışındadır. Başörtülerini, yakalarının üstüne kadar (boyunlarını örtecek şekilde)
Sayfa 352Kitabı okudu
Reklam
Sükût alim için bir ziynet, cahil için de bir perdedir.
Mert olan her fert asildir. Asil olan için servet ve ziynet ayıptır. Gurur ve büyüklenme asalet alameti olamaz. Asalet fazilet demektir. Kaynakları da cömertlik, haya, istiğna ve tevazudur. Asalet mutlak manada ırsî değildir. Hizmet ve fazilet, zekâ ve dirayet bir şahsı veya bir aileyi asil mertebesine yükseltebilir. Harp meydanında kılıcı, meclis kürsüsünde dili keskin olan önderimizdir... Başkalarının şeref ve namusuna karşı saygılı olunuz. İkiyüzlü ve iki kararlı olmaktan kaçınınız. -Büyük Çerkez Bilgesi Kazanıko Jebağı
Sayfa 53 - Kafkasya'nın parlayan kılıcı İmam ŞamilKitabı okudu
240 syf.
10/10 puan verdi
Gümrah Geniza
Kemikler dayanıyor sırtıma, Karbon14 metoduyla kaç yıllık olduğumu öğreniyor ismini telaffuzunda zorlanacağım ecnebiler. Bir karbon olmasa kıymeti bilinmeyecek tamtur yüzükler takmışlar parmaklarıma boğumları kalın, modern ve belki milenyum çağı zevklerini mesned edinince. Milenyum çağına bir şiir sermişler, sahibini sorunca biri Allah demiş öteki
Erbain
Erbainİsmet Özel · Şule Yayınları · 19988,7bin okunma
536 syf.
·
Puan vermedi
Şeyh Galib ve Hüsnündeki Aşk
Hüsn ü Aşk "Gayret dedi Aşk’a ey birâder Gel yol eri yolda olmak ister" Besmele-Hamdele-Salvele.. Merhum Şeyh Galib Hazretlerini Rahmetle yâd edelim. Hamd ile salvele getirip evvala; Hazretin ruhuna bir Fatiha armağan edelim. Elimden geldiğince ve kalemim yettiğince, bu şaheseri terennüme ve dahi izaha yelteneceğim. Haddimiz ile
Hüsn-ü Aşk
Hüsn-ü AşkŞeyh Galip · Yelkenli Yayınevi · 20201,266 okunma
Reklam
Sahaflar Şeyhi Ozak Ne Güzel Söylemiş..
“Bu dünyada insana en çok azap veren şey, meşrebine uygun olmayan kimse ile beraber olmaktır…”
Sultan Ahmet Camii Açılışı
“10 Haziran 1616, Bütün İstanbul meydana akmış gibiydi. Cemaat mi camiiye hayran, camii mi cemaate, kestiremedi. Heybetli bir mabet ve ihtişamlı bir insan seli. Tarihin olumlu olumsuz bütün yüküne boyun eğen Ayasofya’nın hemen karşısında mücevher gibi parlayan bir eser. Türklük için millî bir kimlik, İslâm için bir payitaht mührü. Marmara’dan şehre gelen ecnebi gemileri artık Ayasofya’dan önce onun kubbelerini göreceklerdi. Altı minaresi ve kademe kademe ihtişamıyla şehre ziynet olacak. Bin sekizyüz yükten fazla akçe harcanmış bir güzellik. Sultan iç mekânda ille de çini istemiş. Sedefkâr Mehmed Ağa da çinileri ışığın çok iyi kullanılmasına imkân tanıyan mavi bir aydınlığa dönüştürmüştü. Beş yıl boyunca İznik ve Kütahya’nın bütün tezgâhları ve ustaları Sultan Ahmet’in Camiisi için çalışmış, bahar dalları gibi, lâlesi, sümbülü, narçiçeği ve akantuslarıyla harika eserler üretmişlerdi. İçinde ise ehl-i hıref teşkilatının Uşak’ta, Demirci’de, Gördes’te ve Bünyan’da dokuttuğu yüzlerce halı. Her biri altın tellerle süslenmiş ipek ve yün halılar. Salalar sonlanırken bir hareketlenme oldu. Evet, Sultan Ahmet Han hazretleri camiisinin açılış merasimine geliyordu. Yanında da devlet erkanı, vezirler, ağalar, âlimler, efendiler, mimarbaşı.. Namaz öncesi Sultan kısa bir konuşma yaptı, Aziz Mahmud Hüdayî hazretleri duada bulundu ve camiinin bütün kapıları aynı anda açıldı. Cuma namazı ihtişamla kılındı. Allah yedi senede Sultanı mürüvvetine erdirmişti…”
Sayfa 243Kitabı okudu
Sığlığı paha biçilmez bir ziynet gibi dolaştırıyoruz aramızda.
Nefis, madem dünyada heva ve hevesini Cenab-ı Hak yolunda hüsnüistimal etmiş, cihazatını, duygularını hüsnüsuretle istihdam etmiş; Kerîm-i Mutlak, ona dünyadaki meşru ve ubudiyetkârâne muhabbetin neticesi olarak, Cennette, Cennetin yetmiş ayrı ayrı enva-1 ziynet ve letafetinin numuneleri olan yetmiş muhtelif hulleyi giydirip, nefisteki bütün hasseleri memnun edecek,..
Sayfa 1056Kitabı okudu
Reklam
Hz.Ali / Hz.Fatma
Allah bağıyla o kadar bağlı yaşadılar ve o türlü dünyayı görmediler ki, gözlerine para, mal, ziynet diye hiç bir şey değmedi..
O kadar anlamlı ki...
KUR’ÂN DİYOR Kİ: Dünya hayatının hâli, ancak gökten indirdiğimiz bir yağmurun hali gibidir ki, insanların ve hayvanların yedikleri yeryüzü bitkileri onunla yetişip birbirine karışmıştır. Nihayet yeryüzü (o bitkilerle) bütün ziynet ve güzelliklerini alıp süslendiği ve sahipleri de onun üzerine (her türlü tasarrufa) kâdir olduklarını sandıkları bir sırada, geceleyin veya güpegündüz ansızın ona emrimiz (afetimiz) geliverir de, bunları, sanki dün yerinde hiç yokmuş gibi, kökünden yolunmuş bir hâle getiririz. İşte düşünen bir toplum için, âyetleri böyle ayrı ayrı açıklıyoruz. YÛNUS /24
Sayfa 350Kitabı okudu
Anıları, değerli ziynet eşyaları gibi koruyabiliyorsak eğer, neden hepsini değil de bazılarını saklıyor, diğerlerini ise siliyorduk?
Yüce Rabbimiz Buyuruyor ki:
"Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki, Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır. Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, ziynet (yer) lerini göstermesinler" (Nûr 24 / 30-31).
Sayfa 157 - Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları
Şer'î örtünmenin zaruri şartları vardır. Bunları şöyle sıralayabiliriz: 1- Örtü, bütün vücudu örtmelidir. Zira Allahu taala, “...Dış elbise¬lerinden üstlerine giymelerini söyle.” buyurmuştur. Cilbab, bütün vücudu örten bir elbise, bir Örtüdür. «Yüdnine», dena kökünden gelen bir fiildir. İdna elbiseyi, örtüyü aşağıya doğru salıvermektir. Buna
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.