Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cengiz

Cengiz
@Cngzkar
Lise Mezunu
Bursa
31 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
Rabbimizin kudreti mutlaktır. Mutlak bir kudrette dereceler ve mertebeler olmaz. Zira mertebeler, o hakikate zıttının müdahalesiyle ortaya çıkar. Karanlık var olduğu için ışığın dereceleri, soğuk var olduğu için sıcaklığın dereceleri ortaya çıkmıştır. Kudretin zıttı acz, ilahi kudrete karışmış olmadığından; az Kudret, çok Kudret diye bir ayrım kalmamıştır. Rabbimizin sivrisineği yaratırken gösterdiği Kudret, Samanyolu Galaksisi'ni yaratmak için tecelli ettirdiği kudretten biraz olsun fazla değildir.
Reklam
Niceleri geldi, neler istediler, Sonunda dünyayı bırakıp gittiler. Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi? O gidenler de hep senin gibiydiler!
"İster sevgili, ister dost olsun, Ayrılmak saati gelip çattı mı, sakın gizleme; Sen omuzdan kesilmiş bir çaresiz kolsun. Eskiye de boş ver onu da eşeleme; Ne iyiydik'ler, yine görüşürüz'ler Dikenli tel gibi takılmasın boğazına. Biliyorsun bu sözler inandırıcı değiller. Çoğaltmadan katlan acının en azına; Bekleme aracın kalkmasını, ayrılıklar götürü. Karış telâşlı bir kalabalığın içine, Yürü ardına bakmadan, durmadan yürü; Yeni aşkların, yeni dostlukların geleceğine.. Alıştır kendini her şey biter ve gömülür; Ve nice yazlardan sonra kuğu da ölür."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Ama en kötüsü, aynada görür gibi, onda kendini görüyordu: Sonuçta, kitaplardan deliliğin kalıtsal olduğunu öğrenmişti...
Sayfa 55 - Doğan KitapKitabı yarım bıraktı
"Her şeyi ve herkesi terk edip gitmek ne büyük zevk olurdu!"
Reklam
- Ne kadar vaktim kaldı? - Birkaç ay. - Istırabım sürecek mi? - Acılarını azaltmak için afyon verebilirim sana, ama o zaman da bilincin sürekli uyuşur ve çalışamazsın. - Peki, yazamaz mıyım? - Uzun uzadıya sohbet bile edemezsin. - O zaman ısdırap çekmeyi tercih ederim.
Sayfa 121Kitabı okudu
Kopkuyu karanlığın içinde, düzensiz bir ipekli kumaş hışırtısı, güzel bir koku. Ömer soluğunu tuttu, tüyleri diken diken olmuştu; bir mektep talebesinin saflığıyla sormaktan kendini alamadı: -Örtülü müsün hâlâ? -Geceden başka bir örtü yok üstümde.
Aşkmış meşkmiş, ne gam! Ne önemi var? Aşk dedikleri, Ella’nın öncelikler sıralamasında gerilerde bir yerde kalmıştı çoktan. Ancak filmlerde olurdu aşk. Ya da hayal ürünü romanlarda.
Sayfa 14
İlerime raporu 1 : 3 Mart Doktor Strauss bana şu andan itibaren hatırladıklarımı başıma gelen herşeyi ve hisetiklerimi yazmamı söyledi. Bunu neden istedi bilmiyorum ama bana söylediği beni deneylerinde kullanıp kulanamayacaklarını anlamak istiyolarmış. Beni kullanmak istiyolar çünkü Bayan Kinnian beni akıllı yapabilceklerini söylemiş. Bende akıllı olmak istiyorum. Benim adım Charlie Gordon Donner Fırınında çalışıyorum. Bay Donner bana haftada 11 dolar ve eğer istersem ekmek yada çörek veriyor. 32 yaşındayım ve gelecek ay benim doğum günüm.
Şimcik, gülün o gözel râyhası, kırmızı cazibesi var amma, unutma ki aynı gül dallarında çok tehlikeli sivri dikenler de taşır. Ööle sivri ve ööle incecik ki, battı mı yandın Allah! İşte şair diyoki, ‘Gülün dikenidir batar bülbülün kalbine / bu sebepten kanar alev gibi dallarda aşkının bedeliyle öten bülbüller. Bak bak bak, ‘Eğilmiş arza kanar, daima güller / Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller.' Ne böyük şair, ne gözel demiş... Viki büyülenmiş kalmıştı. Konuşmadan bekledi.
Sayfa 226Kitabı okudu
Reklam
Kulübesine döndüğünde mutlu, derin birnefes aldı çoban. Sırtını meşe ağacına yasladı. Yüzünde bütünüyle temiz bir tebessüm, uykusuz gözleri aynı derecede iyimser, ''Gel bakalım,'' dedi. ''Şehir bize göre değil, tapınaklar zaten hiç değil.'' Akıllı köpek bir gözünü açmış, neler gördüğünü anlatan sahibini sessizce dinliyordu.
En iyisi takvimine not al. Bugünden altı hafta sonraki altı aydan sonradan üç hafta önceki dinden sonraki günden önceki günden bir hafta sonradan kırkdokuz gün artı beş yarın ve bir hafta sonra çıkınca gelen günde gerçekleşecek. Hayatının akışını degiştirebilecek bir gün. Seni orada görmeyi umduğumu belirtmeliyim. Son cümlenin hemen altına "E.G" harfleri karalanmştı ve not olarak "Bu, 12 ipucunun birincisi" yazılmıştı.
O anda Fellano onları duymuş olmalı ya da gözünün ucuyla görmüş olmalı ki adamları doğru döndü. Bıyıkta cebinden bir uzi çıkararak döndü ve Stegs, saldırgan çuvalı sağlama alırken hala orada duruyordu ve ortadan çok çok konuşacağını anladı. Kahrolası çantayı bize ver, diye bağırdı çifte namlulu adam, şu anda Felkano'dan 4 metre uzaktaydı..........
Sayfa 21 - Olimpos YayınlarıKitabı okudu
Jimmy'nin eli yavaş yavaş ve incelikli bir şekilde omzuna masaj yapıyordu. Bu dokunuş onu birbirleriyle çelişen hislerle doldurdu. Hâlâ Pat'i seviyordu yada en azından sevdiğini düşünüyordu ama Jimmy onu her zaman etkilemişti ve şimdi bile uyarılmasının ilk kıpırtılarını hissediyor, buna kızı bu haldeyken bile seksi düşünebilmesinin verdiği keskin suçluluk duygusu eşlik ediyordu.
Sayfa 35 - Olimpos YayınlarıKitabı okudu
Fransa da Louis Pasteur adında biri tıp dalında çok büyük araştırmalar yapıyormuş fakat maddi kaynağa ihtiyacı varmış. Fransa devleti ona yardımcı olmamış. Oradaki hafiyelerim durumu bana bildirdiler. Hemen Bay Pasteur'e bir name yolladım ve İstanbul'a davet ettim. Ona payitahtta çalışması için her türlü desteği vereceğimi söyledim fakat kabul etmedi. Kendisine ilmi çalışmalarında kullanması için şahsi istihkakımdan on bin frank verdim. Ayrıca Mecidiye nişanıyla da ödüllendirdim..
Sayfa 87 - Lopus yayıneviKitabı okudu
Biraderim Murat Efendi hastaydı. Hilafet makamını idare edecek akıl melekelerinden de yoksundu. Çevresini, imansız tapınakçılar sarmış durumdaydı. Onu tahta çıkaran bu soysuzlar, her istedikleri belgeyi ona okutmadan imzalatıyorlardı. Tedbir alınmaz ise devlet uçurumdan aşağı yuvarlanacaktı..
Sayfa 44 - Lopus yayıneviKitabı okudu
Reklam
Bu esna da kayalıklarda bulunan ceset gibi iki cinayet haberi daha gelir. Kurbanların yine gözleri oyulmuştur. Kurbanlar göz cerrahı Dr. Edmond Chernece ve hasta bakıcı Philippe Sertys'dir. Niémans araştırma yaparken Sertys'in dolabında bir anahtar bulur. Gizli bir kulübeye ait olan bi anahtar, kulübe duvarlarında ki yazılara ulaşmasını sağlar Niémans'ın. Duvarlarda "Biz efendileriz, biz köleleriz. Biz her yerdeyiz hem de hiç bir yerde. Biz karar verenleriz. Kızıl Nehirlerin hakimiyiz." yazısı ile karşılaşır.
Vardı Âdem’in bir can sıkıntısı. Aaaa.. Cennette can sıkıntısı mı olurdu? O yarayı oraya koyan da Allah’tı. Dedi Âdem: Sol yanımda kalbimin altında bir yer eksik kalıyor. Ne yapsam eksilmiyor, ne yapmasam dolmuyor, diye. Sonra bir baktı Âdem bir daha da gözünü alamadı Havva’sından. Boşluğun dolumu Havva idi. Dedi ki Havva: “Bir *ile* koy aramıza bizi birbirimize bağlasın. Ben senin eğe kemiğinim. Ben olmazsam sende bir yokluk ki ne yokluk”. *AŞK*dı adı. Kondu işte sıfatı.” İLK AŞK”… Bu tevatürde kalmamıştı. Aşkın yolları kazalıydı ve kazanın bir belası vardı. O bela Kalubela da yazılmıştı.
"Tarihte ilk site devletini M.Ö.4000’lerde, demokrasiyi M.Ö.2350’lerde, stratejiyi M.Ö.2500’lerde Sümerler bulmuştur. Oysa Batı dünyası bunların Batı’da Yunanistan’da bulunduğunu iddia ederler."
Carla'nın yüzüne baktı. "Biliyor musun, savaştan önce komşularımızla barış içinde yaşardık. Kimse kimseyi rahatsız etmezdi. Dini ya da etnik farklılıkların hiç önemi yoktu. Çocuklar birlikte oyun oynardı. Büyükler görüşürdü. Birlikte şarkı söyler, dans eder, düğünlere ve cenazelere birlikte giderdik." Derin bir soluk alıp verdi. "Sonra o aşağılık miloseviç nefreti körükleyerek, korku tellallığı yaparak saati yüzyıllar öncesine getirdi. Arkadaşı arkadaşa, komşuyu komşuya karşı kışkırttı. Tüm bunlar iktidarı kaybetmekten korktuğu içindi."
"Ne istediğimi bilmiyorum." Ağlamak istiyor, ama nedense beceremiyordu; zihni sanki derin dondurucuda gibiydi.
Saçma geliyordu ama paniğin pençesindeyken birden onu harekete geçiren ani bir öfke duydu. "Hayır" dedi kendi kendine hiddetle. "Ölmeyeceksin. Savaşacaksın. Öyle kolay kolay pes etmeyeceksin."
Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Kimse beni bireysel olarak değerlendirmedi bir insanoğlu gibi. Sanki biz sadece iki laboratuvar hayvanıyız ve laboratuvar dışında hiçbir varlığımız yokmuş gibi davranıyorlardı. Sanırım, bunlar yüzünden, içimden sinirimi atamadım ve bir şeylerin yanlış olduğunu düşü­nüp durdum.
Luzern İsviçre 11 aralık Bütün yıl boyunca Avrupa daki tüm haberler kötüydü. Almanya da geçmiş,1940 Katlyn Katliamı'nıngörülmeye başlanacağı bir Nürnberg duruşmasıyla yeniden canlanmak üzereydi.Küçük bir Polonya kasabasının dışında toprağın altındanher birinin elleri bağlı küçük çaplı tabanca kurşunuyla vurulmuş,bir zamanlar Polonya ordusunun kremasını oluşturan dört bin ceset çıkaraılmıştı.
Sayfa 41 - Kırmızı KediKitabı okudu
Hayatta başına ne gelirse gelsin karamsarlığa kapılma. Allah bir şekilde sana yeni bir yol gösterecektir.