Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İsmail Yıldırım

İsmail Yıldırım
@Gztp
Türkçe öğretimi yüksek lisans,Türkçe öğretmeni,Çocuk edebiyatı,
Namık Kemal vatan için öldü, Abdülhak Hamit edebiyat için yaşadı.
Reklam

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanlar tuhaftir! Fena bir şey yapmakta olduklarını hissedecek olurlarsa mutlaka en önce vicdanlarini susturacak bir sebep bulurlar.
Reklam
Fakat heyhat! Ansızın gelen felaket insanları en çok ümide sarıldıkları zamanlarda zedelemekten haz alır.
Annelere anlatılan kederler taksim değil zarbedilmiş olur.
"Hiçbir umulmazlık kendimizi sorguya çekmemizin şaşırtıcılığını aşamaz."
Sayfa 180Kitabı okudu
Yakından bilmeyince aldanırsın... Aldanmak istersen bildiğini bilmezden gelirsin
Reklam
Ancak sürekli acı çekmiş insanların,acıya dayanmışların yüzleri böyle olur. Bir tepeden tırnağa acıya keser,bir ağız dolusu gülerler, ömürlerinde yanlarından acı geçmemiş gibi.
Sayfa 121Kitabı okudu
Izdırabın verdiği intibah zamanlarında kendi kendini aldatmak başkalarını kandırmak kadar basit değildir ve insan kendi içindeki adaletten ürkmeye başlar.
İnsan her adımını mezardan uzaklaştırmak için atar,yine her adımda mezara bir adım daha yaklaşır. Nitekim her nefesini hayatini uzatmak için alır. Yine her nefeste hayatından bir nefislik zaman azalır.
Hakikat bir kız imiş. Fakat çıplak gezermiş. Nereye gittiyse kabul etmemişler. Sonunda bir kuyuya saklanmaya mecbur olmuş.
Bütün insanlar kendilerini düşünüp kolladıkları için değil içlerindeki sevgiyle yaşıyor.
Reklam
İnsan gayeye ulaşmak için çalışmayı sever fakat ulaşmayı pek istemez; bu hal hiç şüphesiz çok gülünçtür.
Yirmi yaşında olmadığımız hâlde bizler de mutlu olduğumuz anları gözden geçirsek,bütün kâinatın karşısında titrediği şu kelimeye ulaşmaz mıyız ? "Hiç"
Yazıklar olsun seni sevmesini bilmeyenlere,ey gamlı ülke ! Seni sevip senin sessiz dramın içinde gömülüp gitmekten korku çekenlere... Taşın toprağın ne bitmez sabır ve mukavemet hazinesidir! İnsan senin göğsünde ya destanî bir kahramanlığa erer ya da en ilâhi mizaçlı velilerin feragat ve mahviyet derecesine varır.
Ama insan doğası gereği, ne büyük felaketlere ne de büyük sevinçlere birdenbire inanamaz. Gönül öyle bir müftüdür ki istemediği şey için kolay kolay fetva vermez.
Fikrimce yalnız doğruluk hastalığı bir hak ve hakikat meselesi etrafında toplanmak kabiliyeti bir cemiyeti mesut etmeye kâfi gelemez... Bunun için acımak birbirimizin feryadını iniltisini duyabilmek de lazım!
Hakkı Celîs kendi kendine diyordu ki: "Naim Efendinin hıçkıriklariyla Senihanin kahkalarindaki mana bir değil midir ? Bu her iki ses de biten bir şeyi ifade etmiyorlar mı?"
Sayfa 167Kitabı okudu
Reklam
Yakup Kadri Bey'e açık mektup
Kim bilir o uzak atide Türk gençliğinin sırtındaki "Ateşten Gömlek" ne kadar bizimkilerden başka olacaktır...