"Nasıl olduğunuzu öğrenmek ister misiniz? "
"Nasıl olduğumu zaten biliyorum ve gövdemde sizin gördüğünüz değişikliklerle hiç ilgisi yok olanların. Olan her şey ruhumda oluyor. "
"Yaşamımdaki eylemleri sizin kanılarınıza göre şekillendirmemek kadar azimli olduğum bir konu daha yoktur. Her bir köşeden, her zamanki gibi bana sataşın, bana hakaret ettiğinizi değil zavallı bebekler gibi ağladığınızı düşüneceğim"
Öyle günlerim oluyor ki etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum... Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birini arıyorum. Bütün bu beynimde geçen şeyleri teker teker, uzun uzun anlatacak birini.
Yalnız, gökyüzündeki yıldızlardan çayın dibindeki çakıllara, doğu tarafından kopup gelen bulutlardan batı tarafındaki denize kadar uzanan ve yayılan bu kocaman gecenin içinde, yapayalnızdı.
Acının nedeni tam olarak hayatta olmaları değil, hayatı kullanma biçimleriydi. Harcıyorlardı. Her şeyi. Kendilerini, hayatlarını, onlara sunulmuş her duyguyu ve her malı.