Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
359 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Kitabın her satırını, her cümlesini hatta neredeyse her kelimesini Kristof Kolomb'a lanetler yağdırarak okudum. Eğer bu adam bu kıtayı keşfetmeseydi veya kıta daha ilerideki yüz yıllarda keşfedilmiş olsaydı; belkide insanlar, kesinlikle bu kadar vahşeti yaşamazdı. 'Ve insanlık tarihi de belki çok farklı bir şekilde gelişirdi'', diye iyimser
Latin Amerika'nın Kesik Damarları
Latin Amerika'nın Kesik DamarlarıEduardo Galeano · Sel Yayınları · 2015537 okunma
Ölürsem Şehit, kalırsam Gaziyim diyen
2232 Yıllık Şanlı bir Orduya güç yetiremezsiniz. 🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷 Bu vatan toprağın kara bağrında, sıra dağlar gibi duranlarındır. Bir tarih boyunca, onun uğrunda, kendini tarihe verenlerindir.
Orhan Şaik Gökyay
Orhan Şaik Gökyay
#199181248 Ecdâdımızın heybeti ma'rûf-u cihândır, Fıtrat değişir sanma bu kan yine o
Reklam
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Ve Durgun Akardı Don...
Küçücük spoiler olabilir. 1910’lu yıllar… Don Nehri kenarında Kazak bir aile olan Melehovlar sıradan bir hayat sürer. Ta ki; oğulları Gregor, komşuları Stepan’ın karısı Aksinya’ya gözünü dikene dek. Buradan sonra iş bambaşka hal alır. Gregor’un yaptıklarını doğru bulmayız ama hissederiz onu. Onun insan olduğunu anlarız, hata yapabilen bir insan.
Durgun Don - Cilt 1
Durgun Don - Cilt 1Mihail Şolohov · Yordam Edebiyat · 20181,371 okunma
480 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Önemli ve güncel bir konu
Edebi eserler okumanın yanı sıra fırsat buldukça iş dünyası ve güncel konularla ilgili kaynakları da okumaya çalışıyorum. Bu kitabın ilginç olan tarafı ise bana göre Covid 19 sürecinin öncesinde yazılmış olması ve konuların son iki yılda yaşadıklarımızdan sonra daha anlamlı hâle gelmiş olmasıdır. İlginizi çekebilecek başlıca konulardan bazıları
Biyo Politik Savaşlar
Biyo Politik SavaşlarRamazan Kurtoğlu · Destek Yayınları · 201894 okunma
Ünlü düşünürlerin ölmeden önceki sözleri.
Az önce karşıma çıktı bu metin fazlasıyla ilginç geldi bana hoşuma gitti sizinle paylaşmak istedim.Benim en çok Beethoven'inki hoşuma gitti. Okuyunuz bana katılacaksınız, keyifli okumalar. :)) Vur, korkak herif, sonuçta sadece bir adam öldüreceksin. - Ernesto Che Guevara  Asıl ölüm, ilimden payını almayanlaradır. Faydalı ile faydasızı bilenler
"Batı İran'ı ezmek istemez, hatta sever" Ş.Teoman Duralı Daha önce "Lübnan bataklık olur" diyerek uyarmıştı. Felsefe profesörü Teoman Duralı şimdi de "Lübnan savaşı İran'a saldırının ön hazırlığı mı" sorusunu yanıtlıyor. "Yahudilerin en çok sevmeleri gereken millet Fars milleti olması lazım"
Reklam
148 syf.
8/10 puan verdi
DÜNYAYI GÜZELLİK KURTARACAK! Çünkü ego, tam bir ümitsizlik noktasında intihar eder. Hermann Hesse'yi bana sevdiren
Beyza
Beyza
'ya teşekkürler ^_^ Hermann Hesse, İsviçre'li ama Alman, Alman ama İsviçre'li! Her şeyin öncesinde insanlığın unutulduğu bir coğrafyanın, soğuk savaş dönemlerinde can bulmuş bir yazar. Ayrıca
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202037,9bin okunma
232 syf.
10/10 puan verdi
Patronsuzlar
Patronsuzlar, işgal fabrikalarını anlatmaktadır. İşgal fabrikaları; Brezilya'da, işçi denetiminde kamulaştırmayı, Uruguay'da sendikal katılımı, Arjantin'de otonom kooperatifi, Mosconi'de doğrudan demokrasiyi savunan işçiler tarafından ele geçirilip batmaktan kurtarılan sanayi kuruluşlarıdır. Bu kuruluşlar üzerinden, işçilerin hammadde/mamul madde akışını nasıl kendi başlarına sağlayıp neoliberal travma ile ne ölçüde mücadele edebilecekleri tartışılmaktadır kitapta. IMF'nin politikaları, ABD'nin serbest pazar projesi ALCA ve ona alternatif olarak Chavez tarafından türetilen ALBA projesi değerlendirilmektedir. Değerlendirmede, Latin Amerika ekonomisinin dinamikleri mercek altına alınıp bir kapital sorgusu gerçekleştirilmektedir. MST (Movimento dos Trabalhadores Rurais Sem Terra) , UTD (Urbanos Trahabodores Desocupodos) Piqeteros gibi, kapitalin her türlü grevin uzayıp gitmesine tahammül edebilecek kadar güçlü olduğu zannını çürüten hareketlere yer verilmektedir. Goulart'ın teorize ettiği naturalizasyon kavramına dayalı bir kamulaştırma-kooperativizm kıyaslaması yapılmaktadır. Emperyalizm baskısına karşı nasıl mücadele edilebileceğine ve bunun kadın mücadelesi ile ilgisine değinilmektedir. İşçi komisyonları ile kadın komisyonlarının yürüttüğü tartışmalar hakkında bilgi sunulmaktadır. Şehir gerillalığı, çiftçilik ve Uruguay Devlet Başkanlığı yapmış olan Mujica'nın mücadeleye bakışı aktarılmaktadır. Okurlara, hiyerarşi karşıtı ve üretici yanlısı bir yaşam için mücadele etmeleri tavsiye olunmaktadır.
Patronsuzlar
PatronsuzlarMetin Yeğin · Öteki · 20157 okunma
152 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Hayvan Çiftliği, George Orwell tarafından yazılmış siyasi bir hiciv romanıdır. Roman ilk olarak 1945'te İkinci Dünya Savaşının sonlarına yayımlanmışır. Romanda ciddi bir Stalinizm eleştirisi yapılmaktadır ve dönemin savaş sonrası oluşan amosferinde kitap soğuk savaş propagandası olarak kullanılmış, özellikle ABD ve Avrupa olmak üzere gençleri
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020246,6bin okunma
Emperyalizm
Bilindiği gibi Atatürk, “Benim manevi mirasım akıl ve bilimdir, ” demiştir. ABD Türkiye’ye, “Atatürk’ün mirasını reddedin,” derken aslında “aklı ve bilimi reddedin” demek istemiştir. Çünkü ABD, hatta bütün Batı, aklı ve bilimi temel alan; düşünen, sorgulayan, üreten, bağımsızlığından asla taviz vermeyen, ulusal egemenliğin/demokrasinin tam anlamıyla işlediği Atatürkçü çizgideki bir Türkiye değil; aklı ve bilimi ihmal eden, dinle kandırılmış, düşünmeyen, sorgulamayan, üretmeyen, bağımsızlığa önem vermeyen, güdümlü bir başkanın/halifenin egemenliğinde yeniden Osmanlılaşmış, daha doğrusu “Osmanlıcılık” oynayan bir Türkiye arzulamaktadır.
Reklam
226 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Dünden bugüne basın tarihi
Markopaşa gazetesi 1947 - 1948 yıllarında haftada bir çıkan hükümete muhalif bir gazete. Gazetenin baş yazarı
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
. Sabahattin Ali bu yazıları ya isimsiz ya da başka bir isimle yazıyor. Gazetenin diğer yazarlari arasındaki en önemli isim
Aziz Nesin
Aziz Nesin
. 2. Dünya savaşı sonrası, savaşa giren ülkeler kadar kötü durumdayiz o günlerde. Geçerli olan üç yönetim şekli var dünyada. Biri, Sovyet Rusya önderliğinde komünizm, diğeri Almanya liderliğindeki faşizm ve sonuncusu da ABD ve İngiltere eksenli emperyalizm. Savaş bitmiş faşist blok yenilmiş ve dünya ülkeleri yeni rollerine hazırlanıyor. Biz de dinsiz komünistlerin (!) yanında yer almayacagimiza göre ABD'nin yani emperyalistlerle birlikte yer alıyoruz. O zamanki abilerimiz çok değil daha 20 yıl önce denize döktüğumuz emperyalist güçleri , önlerine kırmızı halılar sererek geri çağırıyor. Tarihten hiç ders almamış olacaz ki, bu güçler bu sefer bizi ekonomik olarak işgal ediyor. İşte markopaşa o günlerin tek muhalif gazetesi. Markopaşanin matbaalari basılıyor, gazeteleri dagittirilmiyor, protesto ettiriliyor, yazarları tutuklanıyor, hatta başka başka şeyler... Sabahattin Ali'nin o yıllarda yazdığı yazılarin tarihini görmeyin, bugün aynen geçerli yazılar. Yıllar değişiyor, sorunlar aynen yerinde. Son olarak, bu kitapta Sabahattin Ali'nin markopaşa ve türevlerindeki yazılarını bulabilirsiniz. O yazıları okuduğunuz zaman ne kadar vatansever biri olduğunu göreceksiniz. Bence onu bu şekilde tanımak daha doğru. Tavsiye etmenin ötesinde, mutlaka okuyun ..
Markopaşa Yazıları ve Ötekiler
Markopaşa Yazıları ve ÖtekilerSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 19982,334 okunma
536 syf.
10/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Oltada Balık Miyiz Hala
Kitabın ismi ise Nelson Rockefeller'in Türkiye için "Oltadaki balığın yeme ihtiyacı yoktur. Sadece bize bağımlı kalacağı şekilde kısıtlı yardımlar yeterlidir" sözünden geliyor. Banu Avar bir kitabında bu kitaptan bahsederken "okullarda ders olarak okultulmasi gereken kitap " diye bahsediyordu. Gerçekten de öyle bir kitap . Emperyalizmin ülkemizi nasıl ele geçirmeye çalıştığını nasıl insanları sömürdüğünü yapılan bazı anlaşmalar nedeniyle elimiz kolumuz bağlı bir şekilde nasıl emperyalizme boyun eğmek zorunda bırakılmişlığımı ayrıntıları ile anlatıyor . ABD yanlısı basbakanlarinn imzaladiklari anlaşmalar ile ülkemizi deyim yerindeyse küçük ABD haline getirme çabalarını okudukça Kurtuluş Savaşı'nda bağımsızligimiz uğruna savaşan onca insanı Çanakkale şehitlerimizi Sarıkamış da donarak can veren şehitleri düşündüm ... Kitabı okuduktan sonra 2. Dünya Savaşı'nda yenilmiş bitmiş olarak çıkan Almanya ve Japonya toparlanıp ilerlerken biz Kurtlus Savaşını kazanmmamiza rağmen neden hala yeterli düzeyde ilerleyemediğimizi anladım . Batı , emperyalizm izin vermiyor yaptıkları anlaşmalar ile bizi dört bir yandan sararak gelismemizi engellediler çünkü Demirel in dediği gibi " Batı Sevr i istiyor.."
Oltadaki Balık Türkiye
Oltadaki Balık TürkiyeM. Emin Değer · Kilit Yayınevi · 2012714 okunma
432 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Guetemala'lı Nobel ödüllü yazar M. Angel Asturias'ın ülkesinin Emperyalizm karşısında neler yaşadığını anlattığı ''Muz Üçlemesi'' isimli kitap serisinin ikinci kitabı. Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde, ülke topraklarını muz üretimi için ele geçiren Şikago merkezli ABD şirketinin bölgedeki temsilcisi ''Yeşil Papa'' lakaplı kişinin nasıl ortaya çıktığı ve toprakları nasıl ele geçirdiği anlatılıyor. İkinci bölümde ise serinin birinci kitabında (Kasırga ) yaşanan kasırgadan sonraki gelişen olaylar aktarılıyor. Bu arada birinci kitapta yerlilerle birlikte Amerikan şirketine karşı mücadele veren ''Lester'' adlı kişinin de gerçek kimliği ve bölgeye ve bölge insanına yaptıkları ortaya çıkıyor. Bunun sonucunda yaşanan gelişmeler ayrıntılı olarak anlatılıyor. Kitapta yazarın özelliği gereği akıcılık var ama aşırı bir sürükleyicilik yok. Bu durumun da, emperyalizmin yerleşmesini konu olarak alan olayların kurgulanarak anlatılmasından dolayı olduğu aşikardır. Yani kitabın ben bir roman kategorisinde olarak değilde gerçek olayların kurgulanıp aktarılması yönünden değerlendirilmesinin daha doğru olacağı kanaatindeyim. Bu yüzden de sadece bilgilenmek amacıyla okunması ve sürükleyicilik veya heyecan beklentisi içinde olunmaması taraftarıyım. Son cümle olarak ben kitabı, emperyalizm ve onun üzerine kurgulanmış kitaplarla ilgilenen kişilerin mutlaka okuması gereken bir kitap olarak değerlendiriyorum.
Yeşil Papa
Yeşil PapaMiguel Angel Asturias · Yordam Edebiyat · 201687 okunma
Osmanlı Devleti bir İslam devleti miydi?
Osmanlı hanedanı, islamı, gazayı bir devlet ideolojisi olarak benimsemiştir. Osmanlı Devleti'nin bir gaziler devleti olduğu tarihi bir hakikattir. Bütün Osmanlı sultanları, en sonuncusuna kadar, kendi unvanları arasında Gazi, Mücahit unvanına önem verirler. Bugün nasıl ABD demokrasi ideolojisiyle bir emperyalizm peşindeyse, Osmanlı da en ileri gaza temsilciliğini, siyasi üstünlük ideolojisi olarak benimsemiştir. Osmanlı Devleti aslında kelimenin tam manasıyla şeriatçı bir İslam devleti değildi. Sultanların daima şeriatın destekleyicisi, İslam'ın koruyucusu olduğu iddiası doğrudur. Ama Osmanlı'da şeriat kanunları yanında devlet kanunları, sultani kanunnâmeler de yürürlükteydi. Fatih'in kanunnâmeleri (ceza kanunnâmesi dışında) sultanın iradesine dayanan devlet kanunlarıdır. II. Abdülhamid zamanında İngiliz emperyalizmine karşı padişahın Pan-İslamizm siyasetini benimsediği biliniyor. Îngilizlere karşı, Hindistan'da, Orta Asya'da, Afrika'da İslam'ı yaymak için hilafet politikasına öncelik verilmiştir. Yani siyasi amaç gözardı edilemez
Cohen, Büyük Britanya'da ırkçılığın, emperyalizm devrinin tesadüfi bir ürünü, İngiliz tarihinin kazai bir olgusu değil, "British way of life" (Britanya tarzı hayat) denilen şeyin kopmaz bir parçası olduğuna dikkat çekiyor. İki savaş arası dönemde bazı İngiliz futbol takımlarının "Commonwealth" (İngiliz Uluslar Topluluğu) ülkelerine dönük turneler düzenlemeleri anlamlıdır; Liverpool bu turnelerde Güney Afrikalı birkaç mükemmel beyaz oyuncuyla sözleşme imzalamıştı. Ama ingilizler kalplerinin derinlerinde, futbolu en kadim mülkleri sayıyorlar ve "daha aşağı milletlerle" işbirliği yapmaya veya düzenli ilişki kurmaya hiç ilgi duymuyorlardı. FİFA 1904'te İngilizler katılmaksızın kuruldu, İngiltere milli takımı dünya şampiyonalarına ancak 1950'den itibaren katıldı; ilk katıldığı turnuvada da onur kırıcı bir biçimde, küçük gördüğü ABD'ye elendi.
Sayfa 209 - İletişimKitabı okudu
406 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.