Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Volkan

Volkan
@agaggaah
5 okur puanı
Kasım 2018 tarihinde katıldı
Sesini hatırlamıyorum bile; ama söyledikleri hala aklımda...
Reklam
Siyah poşet kanser yapıyormuş ama sana bir bok yapamaz. Sen siyah poşeti kanser yaparsın.
" Benim, Çehov’dan ve o yazdan öğrendiğim şey şu: Fırsatı varken ağlamalı insan. Ele güne sergilenmeyecek duyguları olduğunu düşünmemeli. Sadece gözüne sabun kaçmış çocuklara bırakmamalı bu işi. Derdini anlatabilecek kadar ağlayabilmeli en azından. Ve önündeki yol yürüyebileceğinden uzun olsa da yürümeli o yolu, yürüyebildiği yere kadar. Sonunda perişan olacağını bilse de, zihni karmakarışık ve kalabalıkken kendisi yapayalnız kalacağını bilse de yürümeli. . " Emrah Serbes

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Kar taneleri birbirine benzemez. Sözcükler de benzemez. Ama bir cümle bir başka cümleyi hatırlatır her zaman. Koşan atlar düşen atları. Yağmur yağar, durur, tekrar başlar. Yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekten iyidir oğlum. Spermden mezara kadar. Karanlıkta herkesle çarpışabilir insan. Yalan mı söylüyorum yine, olsun. Sen biliyorsun nasılsa. Bir sürü doğru söyledik ama hiç burnumuz kısalmadı."
"Beni içine yavaş yavaş çekip boğan şey ne? En güzel şeyler, en sevdiğim şeyler, en pratik şeyler. En çok parlayan şeyler onlar, özünde sönmüş şeyler. Bataklıkta dans ediyoruz. Bataklıkta olduğumuzu hatırlatanları boğarak. Kıyametin tek adaleti, herkes için kopması."
Reklam
Ben sanki bir gazetenin hiç okunmayan yerlerindeyim.
Bu arada şunu söylememe izin verin, hiç kimseyi bağışlamıyorum. Onların hepsine rezil bir yaşam, sonra da cehennem ateşi ve dondurucu soğuklar diliyorum, bir de geleceğin iğrenç kuşakları arasında saygın bir ad. Mezarlarınıza tüküreceğim!
"Oysa hayat, her bölümünde ayrı bir hikayenin döndüğü neşeli bir dizi değil, sonunda herkesin öldüğü ve katilin bulunamadığı sıkıcı bir filmdi.."
"Sorarlarsa, 'Ne iş yaptın bu dünyada?' diye, rahatça verebilirim yanıtını: Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyar insanın arasında doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından."
Ama yazgısını yaldızlı çokomel kâğıtları gibi, Tırnaklarıyla düzeltemiyor insan. 
Reklam
yine de ışıklar bu kenti  güzelmiş gibi gösteriyor  geceleri... geceler...  yani  Ahmet Haşim'in kafiyeleri.... seni aklıma düşüren  yerçekimi değil  yalancı yıldızlar  öyle uzaksın ki  üflesem soğuyacaksın  sarılsam okyanus bir aşka yetecek kadar  ve anımsatacak kadar  sebepsiz bir ölümü,  acılarımız  ve kafiyelerimiz var... işte hepsi bu kadar.... 
Şimdi benim de yalanlara inanmaya ihtiyacım var.Bütün çaresiz insanlar gibi. Dağılan bir okul gibi…
En büyük acının kendi acın olduğunu düşünüyorsun.Dünyadan haberi olmayan bütün geri zekalılar gibi.
"İyi aile çocukları, eline hiç taş almamışlar, her zaman kazanan ata oynayanlar, sırtını daha güçlü birine dayamadan başka kimseyle kavga edemeyenler. Sizin ruhunuzu çok iyi biliyorum. Irak işgalinden önce de Amerika’nın yanında savaşa girmeliyiz diyordunuz. Çünkü siz ancak dayak yemeyeceğinizi bildiğiniz kavgalara girersiniz beyler. Siz ancak çocukları dövebilirsiniz. Uzağından yakınından geçmediniz hiçbir onurlu kavganın. Hiçbir zaman da anlayamayacaksınız kelleyi koltuğa alıp canavarlarla dövüşmeye giden insanları."
Birbirimize karşı, mağara adamının, kazma dişli dağ kaplanı hakkındaki düşünceleriyle doluyuz. Herkes, 'ötekini' gavur, yobaz, hain, sapık, açgözlü, yalancı, hilekâr filan zannediyor.
“Özgürlüğün, insanın canının istediğini yapması demek olduğuna asla inanmadım, özgürlük daha çok, yapmak istemediğini yapmamaktır.”
Reklam
Yalnız zaman gerekiyor mutlu olmak için. Çok zaman. Mutluluk da uzun bir sabırdır zaten. Ve çoğu kez, para aracılığıyla zaman kazanmak gerekirken, yaşamımızı para kazanarak tüketiyoruz.
"…istediğim gibi yaşamak istiyordum; zorunda olduğum gibi değil." Karl Ove Knausgård - Kavgam
İşler yolunda gitmiyorsa mazi denilen şey bir enkazdır ve hatıraların da son kullanma tarihleri vardır. Küflenirler, kokuşurlar, bozulurlar. Mezunlar derneğine pilav yemeye gidenlerin çoğunun halinin vaktinin yerinde olması tesadüf olamaz. Ancak şimdiki halinden memnunsan geçmişi hatırlatacak organizasyonlardan keyif alırsın. Hatta geçmişin ne kadar boktan olursa aldığın keyif de o kadar artar. İşler yolunda gitmiyorsa hiçbir yere de gidemezsin. Ardında bırakacak bir şey yokken kim gidebilir. Hiçbir yere doğru uzun bir yürüyüş, bunu kim göze alabilir.
''...gerçek hayat tecrübesi uykusuz kalınan gecelerde elde edilir ve gündüzleri de bir sikime yaramaz.''
İnsanı delik deşik eden sessizlikler var, geceyi bölen çığlıklardan daha beter.
Sadece geceleri, yapayalnız ve yalınayakken anlaşılabilecek şeyler var. 
Reklam
“İçinde bencillik olmayan hiçbir mutluluk da yoktur. Kimse kimseyi mutlu edemez. Mutluluk sadece gasp edilebilir bir şey. Hayatın boyunca mutlu olduğun anları toplasan, on beş yirmi dakikadan sonrası haksız kazanç gibi gelir.”
“Üzülme baba,” dedim, “alt tarafı bir ev, alt tarafı beton parçası ya. Çalışır ederiz, yine alırız. Ben de çalışırım bundan sonra, söz, alırız bir ev daha.” “Ona üzülmüyorum ki ben,” dedi babam. “Her ay evin taksitini ödedik de ne oldu. Bak, uçup gitti elimizden balon gibi. Keşke seni ağlatmasaydık çocukken. Keşke sana o akülü arabayı alsaydık.”
"Yaz biter, güz biter, hep kış gelir."
İnsanın hayatında öyle bir an gelir ki önünde uzayıp giden karanlık yolda ilerlemekten başka çaresi kalmaz, geri adım atamayacak kadar yorgundur çünkü ve yerinde duramayacak kadar da yıkkın. Hayatta çoğu zaman asıl ihtiyacımız olan şey de budur işte, sağlam kalan parçalarımızı toplayıp kör bir kararlılıkla yolumuza devam etmek.
Özgür olmayı deneyin; açlıktan ölürsünüz. Bütün aşağılanmalarımız açlıktan ölmeye karar veremememizden gelir.Bu ödlekliğin bedelini pahalıya öderiz. insanlara bağlı olarak, dilencilik kabiliyeti olmadan yaşamak... Şu giyimli maymunlar önünde alçalmak! Yazgınızın, hor görülmeye bile layık olmayan şu karikatürlerin insafına kalması... Toplum bir dert değil bir felakettir: İçinde yaşayabilmemiz ne enayi bir mucize! Hepimiz her bir anının mucizelerle dolu olduğu bir cehennemin dibindeyiz.
Hepimiz kardeşmişiz gibi davranmayı sürdürmek salaklıktan başka bir şey değil. Bana kalırsa, aslında hepimiz yamyam, cani, hain, yalancı, ikiyüzlü ve alçağız.
Reklam
Her şey yolundaymış gibi görünüyordu.Ve herkes görünene aldanmaya hazırdı.Çünkü görünene aldanmak, hayatı dayanılır kılmanın ilk şartıydı.
Ey, iki adımlık yerküre senin bütün arka bahçelerini gördüm ben!