Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Pamuk Prenses" ve "Külkedisi" gibi dünyaca bilinen bazı çocuk öykülerinde, çocuklara haksızlık yapanların cezalandırıldığı ve yazgının her zaman çocuktan yana olduğu işlenir. Batı kültüründen kaynaklanan öykülerde annelere pek ilişilmez ve genellikle üvey anne, köyü ana simgesi yerine kullanılır. Diğer bazı kültürlerde ise bu konu dolaylı olarak işlenir. Ama aslında gerçek, öykülere benzemez. Çağlar boyunca ve çeşitli uygarlıklarda dünyaya gelişleri hoş karşılanmamış çocukların sayısı oldukça kabarıktır. Eski Isparta uygarlıklarında cılız ve sakat çocukların yaşamasına izin verilmezdi. Çinliler iki cins arasındaki dengeyi korumak için bazen yeni doğmuş kız çocuklarını açıkta bırakarak ölüme terk ederdi. Dünyanın çeşitli bölgelerinde, doğan ikizlerden birini öldürme geleneği uzun süre korunmuştur.
Reklam
ALS
"Joanne'le birçok sohbetimiz oldu. Tüm hayatım boyunca, diye anlatmıştı bir keresinde, çocukluğumdan beri, diri diri gömülme rüyası gördüm. Yeraltındaki tabutumda yatıyor, nefes alamıyorum. Üç yıl önce teşhis konduğunda bilgi almak için ALS Derneği'ne gittim. Orada duvarda bir afiş asılıydı : 'ALS' li Olmak Diri Diri Gömülmeye Benzer. ' Joanne' nin tekrarlanan kabusunun ne bir tesadüf, ne de doğa üstü bir sezgi olduğunu düşünüyorum. Çocukluktaki varlığının psikolojik gerçeği, kimsenin görmediği ve duymadığı, gizli, umutsuz ve kasvetli yalnızlık imgesiydi. Anne-babası ve kardeşleri ile ilişkilerinde hiçbir zaman canlı ve özgür bir kişi olarak var olmamıştı. "
“Başkasının kırılganlığını kucaklamak, öznelerin kendi kırılganlıklarından kaçamayacaklarının farkına varmaları anlamına gelir. Bu kabul bir kuvvettir.” AVarlıklara ve şeylere karşı yumuşak olmak onları kendi yetersizliklerinde anlamak demektir; tehlikeye açık oluşlarında, körpeliklerinde, ahmaklıklarında.” “Neşe, yumuşaklığın isimlerinden biridir.”
Anne babalarımızdan alacaklı olduğumuz bir gerçek de olsa geçmiş yeniden yaşanamaz. Bazı insanların daha elverişli koşullarda yetişmiş olmasının yarattığı eşitsizliğe isyan etmek de bizi kendi sorumluluklarımızı görmekten alıkoyabilir. Üstelik anne babalarına öfkelerini sürdüren insanlar onlara karşı duydukları korkuyu da sürdürürler. Anne babadan korkmak ise olgunlaşmamış olmanın bir göstergesidir. Unutmamak gerekir ki, onların da anne babaları vardı ve kuşaktan kuşağa aktarılan sorunlardan kimin sorumlu tutulabileceği sorusunun da yanıtı da yoktur.
Sayfa 50 - Metis yayınlarıKitabı okuyor
(…) her erkek bir şekilde kolektif zihinden, güvenli bölgeden, sessiz anne kompleksinden ayrılmak zorundadır; eğer kendisi olmak istiyorsa.
Reklam
Bir camın ardından seyretmek hayatı... Dokunamamak ellerinle, hissedememek yüreğinle… Sadece hayal etmek ve hayatı bir pencereden seyretmek… Böyle bir şey olmalı, büyük şehirde çocuk olmak…
İlişkilerdeki Görünmez Kaynana - 4
Anne ve çocuk arasındaki bağın kopması aynı zamanda anne rahminde de gerçekleşebilir. Yüksek korku, kaygı, depresyon, partnerle stresli bir ilişki, sevilen birinin ölmesi, hamile olmakla ilgili olumsuz düşünceler, daha önce düşük yaşamış olmak bir annenin, karnında gelişen bebeğiyle bağını zayıflatabilir.
Sola Unitas YayınlarıKitabı okuyor
Amaçlara sahip olmak iyi olsa da onlara ulaşmak ucuz değildir. Çalışma, özveri, kaygı, heves kırılmasıyla ödeme yapmak zorunda kalırız.
Daha siz okul denen binaya girmeden, anne ve babanız mesleğiniz ile ilgili kararı vermiştir çoktan, "Bizim kız doktor olacak" Oysa sizin en büyük tutkunuz keman çalmaktır. Ama yok. "Boş zamanlarında yine keman çalsın ama bizim kız doktor olacak." Kaçar yanınız yoktur. Önünüze hayatınızın geri kalanında yiyeceğiniz yemek konmuştur ve siz o bezelyeyi yemeye başlarsınız. Hatta bazılarınız zamanla bezelyenin tadının hiç de fena olmadığını bile düşünecektir. Özetlersek, tüm hayatımız başkalarının önümüze koyduğu hedefler doğrultusunda, yılmadan mücadele etmekle geçiyor. Bu, o kadar yorucu bir hal alır ki artık, bizzat kendimizin koyduğu küçücük hedeflere bile ayıracak zamanımız kalmaz. En nihayetinde olur da başarırsak, başardığımız şey başkalarının isteği olur sadece, başka bir şey değil. O nedenle başarıya ulaşanların çok iyi bildiği bir gerçeği paylaşalım sizinle. Başarının anahtarını elde ettiğiniz gün görürsünüz ki aslında ortada bir kilit yoktur. Çünkü o kapı, sizin kapınız değildir. Elimizde kazanmak için delicesine yırtındığımız anahtar ile başarılı ama mutsuz bir şekilde kalırız. Belki de etrafımızın, başarılı olmasına rağmen, bir o kadar mutsuz olan insanlarla dolu olmasının sebebi budur. Oysa mutlu olmak gerçekten de bu kadar zor mudur? Etrafımızda bu kadar mutsuz insan olduğunu görünce insanın aklına bir tek bu ihtimal geliyor. Peki, neden bu kadar mutsuzuz? Özellikle son yıllarda mutsuz ve depresif halimiz giderek arttı. Aslında bu meseleyi ele alabilmek için öncelikle mutluluğu tanımlamak gerekir. O zaman soralım; nedir bu mutluluk denen şey?
Reklam
Kıyamete kadar gelecek olan müminlere anne olmak çok büyük bir şeref ancak o şerefe uygun biçimde ağır imtihanlara maruz kalınacak bir şereftir.
Belli bir çeşit zihne sahip olmak için sen anne baban tarafından, öğretmenler tarafından, din adamları tarafından, eğitim sistemin tarafından hazırlanırsın. Ve tüm hayatın boyunca sen bu belli şekildeki zihin aracılıyla yaşamaya devam edersin. Bu ödünç alınmış bir hayattır. Ve bu nedenle dünyada bu kadar çok sefalet var çünkü hiç kimse kendi hakikatini yaşamıyor, hiç kimse kendisini yaşamıyor.
Siz çocuğunuzla öyle bir iletişim içinde olun ki o, kendisinin yaşam başarısı yolculuğu içinde olduğunu bilsin. Kim olduğuna giydiği marka mı karar verecek? Bunun bir seçim olduğunu keşfetsin. Bazı insanlar kendi yaşamlarının anlamını sahip oldukları şeylerle özdeşleştirir, bazıları yaşamlarının anlamını varoluşlarından alır. Bu iki arasındaki fark önemlidir ve konuşulması gerekir. Siz, "sahip olmak" ve "var olmak" arasında bir seçim olduğunu gösterirseniz anne-babalık görevinizi yapmış olursunuz.
Sayfa 126Kitabı okudu
Sınava hazırlanan çocuğuna destek olmak için anne ve baba da kendilerini geliştirmek adına bir çaba gösterebilirler. Örneğin bir baba, " Evladım sen azim, sebat ve gayret gerektiren bir devreye girdin. Bu devrede ben de seni yalnız bırakmayacağım. Sen sınava hazırlanırken ben de Almanca öğrenmeye başlayacağım. Senden beklediğim azim, sebat ve gayreti Almanca öğrenirken göstereceğim," diyebilir.
Sayfa 133Kitabı okudu
“İyi eş olmanın sırrı ihtimam ahlakıdır. Özenli davranmak, hoyrat olmamak, nezaketi korumak, kabalaşmamak, kötü söz söylememek, yarın bir gün pişmanlık duyacağımız kelamdan uzak durmak, gönül okşayıcı olmak, onun ihtiyaçlarını anlamak ve ona göre tavır alabilmek, kendimizi ona hizmetle yükümlü saymak. Leb demeden leblebiyi anlamak. Buna gayret gösterebiliriz. Daha iyi insanlar olduğumuz zaman daha iyi eşler ve daha iyi anne babalar da oluruz. Çocuğumuzun gözlerindeki ışıltılı sevinci ya da geçen bir hüzün bulutunu hissedecek kadar ona dikkat ve zaman verebildiğimizde daha iyi anne babalar oluruz.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.