Ven sen,büyük deniz,uyuyan ana
Nehrin ve akarsuyun yegane sükuneti ve özgürlüğü,
Bu akarsu bir dönemeç daha yapacak sadece, ormanın içinde yalnızca bir uğultu daha,
Sonra sana geleceğim, sonsuz okyanusta sonsuz bir damla
Her tatilde, yani yılda üç kez ormanda veya deniz kenarında çok hoş olabilecek bir tür inziva içinde faydalı derin düşünmeleri baştan sona yeniden ele almakta yarar vardır. Bu tür "inziva"lar sonsuz derecede yararlıdır. İradeyi yeniden çelikleştirir, öğrenciyi bilinçli bir şahsiyet haline getirirler. Ama ders yılı boyunca da faaliyetlerin aralarında birçok kez kendisi hakkında düşünecek anları bulmak gerekir. Akşam uykuya dalarken veya gece uykudan uyanınca veya dinlenme anlarında, bilincin bayağı uğraşlar tarafından istila edilmesine izin verileceğine, alınmış iyi kararları yinelemekten ve uğraşlar veya boş zamanlar hakkında kararlar almaktan kolay ne olabilir? Sabah uyanıldığında, giyinirken, işe gidilirken, "iyi arzuları yeniden yeşertmekten" ve gün için eylem planını belirlemekten daha faydalı ne olabilir? Bu düşünme alışkanlıkları çok hızlı edinilebilir. Zaten bunlar verdikleri iyi sonuçlar bakımından o kadar verimlidir ki gençlere bu alışkanlığı bir ihtıyaç haline getirmelerini ne denli öğütlesek azdır .
Gilliatt bazı geceler gözlerini açıyor ve karanlığa bakıyordu.
Tuhaf bir heyecan hissediyordu.
Karanlığa bakan açık gözler. İç karartıcı, endişe verici bir durum.
Karanlığın baskısı diye bir şey vardır.
... karaltılarla maskelenmiş sonsuzluk, işte gece. Bu kadar yığın insana ağır gelir.
Evrenin gizeminden ölümün gizemine kadar tüm gizemlerin
Sıkılmış bir limondan
son birkaç damlayı çıkarmaya çalışır gibi
uzanan birkaç kişi
soğuk güz güneşinin altında.
Kötü bir şarkı
radyosunda gazinonun
birkaç turist
soğuk, çarpıntılı bir deniz.
Ve artık
yaklaşan güzün
ilk serin solukları
havada.
Kendimi yalnız hissetmeliyim
böyle bir ortamda, değil mi?
Ne yalnız ne de hüzünlüyüm oysa…
Bu belki
Dünyayı artık
Her şeyiyle
ve her haliyle sevdiğimden…
Ve belki
Yalnızken de
Evrenin ve kalabalıkların
o sonsuz akışını yani
Bir parçası olduğumu öğrendiğimden…
"Atatürk, bizim elimizden, yirminci asrın en büyük milli kahramanı milletinin elinden, bir büyük deha insanlığın elinden gidiyordu. Askerlikte ve politikada hiç şaşmaz sağdu- yusundan başka, bütün maddi manevi varlığında bir göçüş hali seziyorduk. Atatürk, sonsuz ölüm ülkesinin eşiğinde idi. Onun, bir dönülmez yolda bizden uzaklaştığını yana