Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Henüz hiçbir şey kaybetmedin kaybetmiş değilsin düşmeler yorgunluklar yalnız birakilmalar bir başına kalmalar ... İyi niyetinin suistimal edilmesi sevdiklerinin arkandan hancerlermesi ! Yüzüne gülüp ardından olmadık seyleri soylemeleri .. Neyi neden yaşadığını bilmeden seni yargılamaları uğraşmak zorunda olduğun onca soruna rağmen sana bir türlü hoşgörü göstermiyor olmaları seni üzmüş olsa da ayakta kalman gerektiğini sana göstermiş olmalı ayakta kal ! Anlaştık mı ? Bir musibet bin nasihatten iyidir güçlü olman gerektiğini öğrendin değil mi ?
Duygularımızı ifade etme konusunda ne kadar cesuruz sizce? Yetiştiğimiz aile, toplum ve kültür her ne olursa olsun güçlü ol, ayakta kal, savaş ve mücadele et derken aslında kendimizi ifade etme konusunda bazı sınırlar da koyuyor. Güçlü olmak demek duygusuz gibi davranmak demek değildir. Duygular ifade etmenin önemini bize kimse öğretmez, aksine duygunuzu göstermedikçe, onları sakladıkça güçlü olduğunuz öğretilir. Onları saklamayı o kadar iyi öğreniriz ki duygularımız, bilincimizin çok altında bir yerlere gömülü kalır ve gerçek benliğimize karşı körleşiriz. Ama gerçek benliğimiz alttan bizi rahatsız ve mutsuz eder. İfade etmediğinizde duygularınız ortadan kalkmaz; onları içselleştirir ve kendinizi bastıran duvarlar örersiniz. Ancak gerçek duygularınızı tanımayı ve ifade etmeyi öğrendiğiniz zaman ilişkilerde güven inşa edebilir ve başkalarıyla gerçekten iletişim kurabilirsiniz.
Sayfa 71
Reklam
Hayat bir savaş meydanı. Savaştığın kadar var, kaçtığın kadar kayıpsın. Uyku yok, durmak yok, ilerlemek mümkün değilse bile geri dönmek yok. Arkanı dönemezsin. Ayakta durman gerek. Sen pes edersen tek kaybeden sen olamazsın. İlerlemek zorundasın. Kaybetsen de kaybetmediklerin var hâlâ, Tekrar et. Bazı insanlar böyle yaşar. Kabul et. Bazı insanlar böyle yaşar. Hayatta kal. Ayakta kal. Bu bir savaş meydanı. Dost kim? Düşman kim? Önce kimden kurtulmalı? Bu bıçak. O bıçak. Neresi keskin tarafı? Kimin canı yanmalı? Bu canı kim almalı? Kızıl Tilki. Küçük Tilki. Hani nerede bunun ilki? Yuvada yak ateşi. Söndür güneşi. Tilki mi seçer ölmeyi? Ölüm mü tilkiyi?
Sayfa 448Kitabı okudu
Her birimize sorsalar, ne sıkıntılar, ne iç kırgınlık­ları pahasına ayakta kalmışızdır.
Namazı Gerektiği şekilde kılmak
''Onlar namazlarını devamlı kılanlardır.'' (Mearic 70/23) ''Onlar namazlarını gözetir ve korurlar.'' (Mearic 70/34) "Onlar namazlarında derin bir saygı içerisindedirler." (Mü'minûn 23/2). Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem namazı gerektiği şekilde kılmanın "İslâm'ın beş temel esasından" biri olduğunu söylemiş (Buhârî, Îmân 2; Müslim, Îmân 19-22), namazını gerektiği şekilde kılmayan birini de üç defa "Dön ve yeni baştan kıl, çünkü sen namaz kılmış olmadın" diye uyarmış, adamın namazı gerektiği şekilde kılmayı bilemediğini söylemesi ve kendine öğretmesini istemesi üzerine de şunları söylemiştir: "Namaza durduğun zaman tekbir al! Sonra Kur'an'dan kolayına gelen âyeti oku! Ardından rükûa var ve bütün organların tamamen hareketsiz kalıncaya kadar öylece dur! Sonra başını kaldır, ayakta iyice doğruluncaya kadar dur! Ardından secdeye var, bütün organların tamamen hareketsiz kalıncaya kadar secdede öylece kal! Sonra başını kaldır, bütün organların tamamen hareketsiz kalıncaya kadar otur! Namazın bütün rekâtlarında bunları böyle yap!" (Buhârî, Ezân 95, 122; Müslim, Salât 45). s-7/8
Yumurtalık olayı
"İtoğluiti bıraktılar dışarı. Bütün komünistleri saldılar ortalığa, bütün şeyleri... Git bana buranın sahibini çağır!" Garson çekildi. Adam ayağa kalktı, Yavuz'un masasından duyulacak biçimde bağırmaya başladı: "Bu komünistin ne işi var lan burada? Niye soktunuz bunu benim olduğum yere? Bu aktör filan değil lan, vatan
Sayfa 182Kitabı okudu
Reklam
MALCOLM - Böyle birinin egemen olmaya hakkı var mı söyle; ben, anlattığım gibi bir insanım. MACDUFF - Egemen olmaya mı, hayır hayır, yaşamaya bile hakkı yoktur. Ah, asası kan içinde bir zorbanın zorla ele geçirdiği zavallı yurdum. Tahtının gerçek sahibi kendi sözleriyle kendini ilençledikten, soyunu lekeledikten sonra, artık senin iyi günlerin kim bilir ne zaman geri gelir! Senin şahane baban evliya gibi bir hükümdardı; seni doğuran kraliçe ayakta olmaktan çok diz üstü duadaydı, her gününü son günü gibi geçirirdi. Hoşça kal! Ben İskoçya'yı, senin kendinde olduğunu söylediğin bu kötülükler yüzünden bıraktım. An gönlüm, ah, umutların sona eriyor işte!
Sayfa 51 - Türkiye İş Bankası, Kültür Yayınları (PDF)
Varlık.
“Köylü ayakta daha sakin durur,” diye ekledi Rıbin. “Kendisinin olmasa da, ayağının altında toprağı hisseder. Fabrika işçisi kuş gibidir: Yurdu yoktur, evi yoktur; bugün buradadır, yarın başka bir yerde. Karısı bile bir yere bağlayamaz onu, ufacık bir şey oldu mu…hoşça kal tatlım, başının çaresine bak. Ve kendine daha iyi bir iş aramaya gider. Oysa köylü, başka bir yere gitmeyi düşünmeden, bulduğu yeri daha yaşanır yapmaya çalışır.”
Sayfa 174Kitabı okudu
Reklam
Dayan Sıkı dur Başını eğme Güçlü ol Bekle Sıkıca tutun Güçlü görün Ayakta kal Bir gün dağılabilirim Bir gün kırabilirim zincirlerimi
Yedi yıldır yolcu koltuğunda oturduğu, Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluş marka araba sanki bir duvara çarpmıştı. Ve şimdi, yardım kuruluşlarının herhangi bir şirketten farksız olduğu gerçeği bir airbag gibi yüzünde patlamış, bu yüzden de burnu sızlıyor, göğsü ağrıyor ve nefesi daralıyordu. Çünkü bir kuruluşun kâr amacı gütmediğini ilan etmesi, ayakta kal- mak için er geç her türlü sahtekârlığı yapabileceğinin de ilanıydı. Ve en yüksek gelir kârda değil, sahtekârlıktaydı..
Sayfa 129 - Doğan KitapKitabı okudu
Ben ayakta durana kadar yanımda kal ve elimi tut! Cesaret kimileyin incinebilirliğimizi kabul etmek ve yardım istemeyi bilmektir.
153 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.