Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
10/10 puan verdi
·
Beğendi
''Yazdıkların şiir değilse kalsın” … “Aklınla yapayalnız baş başa Nice alevli geceler geçtin” … “Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla” Cahit Zarifoğlu Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Şiirler
ŞiirlerCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20213,980 okunma
224 syf.
8/10 puan verdi
·
16 saatte okudu
Aşırı fantastik geldi bana. Hoşuma gitti. Barış Müstecaplıoğlu’nun ilk defa bir kitabını okudum. Güzeldi. Başka kitaplarını da okumayı düşünüyorum. //DİKKAT Kitabın konusu hakkında bilgi içerir.// Gerçek hayata işlediği büyük bir günahı düzeltmek için hapsolduğu paralel evrenden dönmenin yollarını arayan Dağkuşu adında savaşçı bir kadın kahramanın maceraları anlatılmaktadır. Dağkuşu Türk destansı masallarında anlatılan Gulyabani, Abra, Korkut Ata, Ruh Yiyenler, Bilge Kartal Srenah, Tepegöz (Mustak), Boğaç, Basat gibi mitolojik canlılarla karşılaşır. İkinci kitap karakterimiz sevdikleri tarafından terk edilen Hasandır. Eskiciden çok ucuza ama gösterişli bir masa satın alır. Masanın gizemli olduğunu anlar. Masanın içinden çıkan ahtapot gibi hareketler yapan kadın elleri ve kollarına hayran kalır ve bu nedenle masa ve kadının gizemini araştırmaya başlar.
Ahtapotun Rüyası
Ahtapotun RüyasıBarış Müstecaplıoğlu · Doğan Kitap · 2021185 okunma
Reklam
Belki de Enver Paşa tek başına, en azından Osmanlı İmparatorluğu'nun, Almanya'nın durumu tam aydınlanmadan erken bir zamanda 1. Dünya Savaşı'na girmesinde de en başat rolü oynamıştı.
Sayfa 34 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Kadınların başat enerjileri ekonomik bağımlılıklarından dolayı erkekleri memnun etmek için kullanıldığından, yanlış yönlendirilmiştir.
Sayfa 97 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Burnout ve depresyon gibi psişik hastalıklar ki 21. yüzyılın başat hastalıklarıdır, hep kendine yönelmiş bir saldırganlığın izlerini taşır. İnsan kendine şiddet uygular ve kendini sömürür. Dışsal şiddetin yerini içeride üreyen bir şiddet almıştır ki ilkinden çok daha ölümcüldür, zira bu şiddetin kurbanı kendini özgür zannetmektedir.
her iki ana merkezci, iktidarcı ve devletçi akım kapitalist, emperyalist yükseliş bağlamında gelişmiş olup dönemin egemen, saltanat bloğu olan osmanlı imparatorluğunun çöküşünde kullanılmıştır. yani hem arabi-selefi akımlar, hem de irani- şii akımları osmanlı imparatorluğunun çöküşünde İngiltere tarafından kullanılmıştır. özellikle yeni dünya hegemonu olarak yükselen İngiliz imparatorluğu tarafından halen sıkı sıkıya kullanılmaktadır. her iki merkezde milliyetçi mikrobunu islamın özüne karşı sonuna kadar kullanmış kendi ulus devletlerin doğuşunda kapitalist, emperyalizmin ana zor kavram ve uygulaması olan ulus devletçi sistemi en zorba tarzda kendi halklarına dayatmakta asla tereddüt etmemiştir. halbuki islami ümmet anlayışı öz itibari ile ulus devletçilikle asla bağdaşmaz. zaten ingiliz imparatorluğu islam ümmetini parçalamak için ulus devletçiliği onun başat ideolojisi olan milliyetçiliği çok bilinçli olarak islam ümmetinin bağrına, beynine ve rahmine yerleştirmiştir. son iki yüzyıllık tarih islamın mekanlarında ve halklarında bir nevi bu zihin ve rahim tecavüzünü yaşamakla geçmiştir.
Reklam
Sümer mitlerinde anlatim bulan tannidan insana genetik devir, "Kirk-lar Meclisi" efsanesinin de temel konusudur. Alevi "Kirklar Meclisi" nin hikâyesi ile Sümer'deki Enki'nin yönetip yönlendirdigi Tanrilar Meclisi'nin hikâyesi hem genelde hem de detaylarda hemen hemen aynidir. Sümer Tarilar Meclisinde yasananlara benzer sekilde, "Kirklar Meclisi" adi verilen tannilar meclisinde, "Kirklar'dan biri" nin özünün cerrahi bir operasyonla seçilmis varliga katildig ve bu suretle yaratanin yaratilanla birlestigi, çok açik olarak ifade edilir.Alevi erkâninda insanin yaratildig meclise "Kirklar Meclisi" adinin verilmesi, yine Enki ile baglantildir. Enki adi, Sümer yazininda kirk logogrami ile yazilyordu. Enki'nin Sümer tannilar içinde unvani/maka-mi "Kirk"t. Bir baska deyisle, Enki'nin Sümer yazi dilindeki adi “Kırk"t. Alevi erkâninda, kökleri Enki'nin basat rol üstlendigi, yönetip yönlendirdigi diger tannilara kendi önerilerini kabul ettirdigi tanrilar meclisine "Kirklar Meclisi" denmesinin sebebi de budur. Alevi efsanelerinin, dini pratiklerinin, Alevi ritüellerinin ve Hizir kültünün dogdugu yer artik belli olmustu ancak ortada cevaplanmasi gereken bir soru daha vardi. Alevi erkânin Sümer'den alip Anadolu'nun dört bir yanina kimler, ne zaman tasimislardi? Çalismanin besinci bö-lümünde bu sorunun cevabini aradim.Roma Universitesinden genç arkeolog Paulo Matthiae'nin 1974-1975 yillarinda Halep'in 53 km kuzeybatisinda Tel Mardikh (Mardikh Tepe-si)'te yirmi bin kadar kil tabletten olusan Ebla Krallgi'nin saray arsivini gün yüzüne çikarmasaydi, bu sorunun cevabi belki de hiç bulunamayacakti.
Şehir ayrıca bu başat, imgelerde çatlakların başgösterdiği mekan da olmuştur. Şehir birbirlerinden farklı insanları bir araya getirir, toplumsal hayatın karmaşıklığım yoğunlaştırır, insanları birbirlerine yabancı olarak sunar. Kent deneyiminin bütün bu yönleri — farklılık, karmaşıklık, yabancılık — tahakküme direnme imkanı verirler. Bu sarp ve çetin kent coğrafyası belli bir ahlaki vaatte bulunur. Kendilerini Cennet Bahçesi’nden sürülmüş kişiler olarak kabul edenlere bir yuva olabilir.
“Sorunu günahkarlık açısından ele alınca, günahkarlık ki daima hazzın gerçek ve başat çekim alanıdır; suç kendi türünüzden olan birisine uygulandığında daha büyük görünür ve bu bir kez yaşandığında zevk kendililiğinden ikiye katlanır.”
Sayfa 53 - Aylak AdamKitabı okudu
247 syf.
8/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Kitap II. Meşrutiyet’te Osmanlı parlamento­sunda görev yapan bir mebus, Mekke mebusu Abdul­lah b. el-Hüseyin’in (1882-1951) hatıralarından oluşmaktadır. . Yazar aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin Mekke Emiri olan ve 1916’ da Osmanlı Devletine isyan eden Şerif Hüseyin’in oğludur. Abdullah 1921-1923 arasında İngiliz mandası al­tındaki Filistin’in bir
Biz Osmanlı'ya Neden İsyan Ettik?
Biz Osmanlı'ya Neden İsyan Ettik?Kral Abdullah · Klasik Yayınları · 2006173 okunma
Reklam
188 syf.
10/10 puan verdi
Geleceğe "Altın Işık"
Ziya Gökalp’ın 1923 yılında bastırdığı Altın Işık adlı eseri, Milli Eğitim Bakanlığı 100 Temel Eser listesinde yer alan; sadece çocukların değil yetişkinlerin de okuması gereken önemli bir eserdir. İçerisinde manzum ve mansur olmak üzere 13 masal, Dede Korkut Hikayeleri’nden manzumlaştırdığı 2 manzume ve iki perdelik manzum bir tiyatro yer alır.
Altın Işık
Altın IşıkZiya Gökalp · Bilgi Yayınevi · 20181,466 okunma
Bari' nin Normanlarin eline geçmesi, hem Güney Italya'daki Bizans varligin bitirdi hem de Anadolu'daki gelişmelerde etkili oldu. Sultan Alparslan önderliğindeki Selçuklu Türklerinin durdurulamaz ilerleyisi, Bizans imparatoru Romanos Diogenes' in Bari'deki gelişmeler nedeniyle dikkatinin dagilmasina sebep olmus, kuvvetlerinin bölünmesin-den ötürü daha da etkili bir hâl almisti. Kisacasi Robert Guiscard'in uzun bir kusatma sonunda Bari'yi ele geçirmesi, birkaç ay sonra Malazgirtte omanos Diogenes'i maglup eden Sultan Alparslan'in isini kolaylastirmis ve Anadolu'nun Türklesme sürecine küçük ya da büyük bir katki yapmisti. Bu pencereden bakildiginda Bari' nin düsmesinin degeri ve etkisi daha da artmaktadir.
"Benda'nın tanımına göre gerçek entelektüeller kazığa bağlanıp yakılma, sürgüne gönderilme, çarmu-ıha gerilme riskine girmek durumundadırlar. Başat özellikleri dünyevi kaygılarla aralarındaki gevşemez mesafe olan simgesel şahsiyetlerdir onlarç Bu yüzden de sayıları çok olamaz, gelişimleri belli rutinlere bağlı olamaz. Güçlü kişiliklere sahip, su katılmadık bireyler olmak zorundadırlar; her şeyden önce de statüko karşısında daimi bir muhalefet durumunda olmaları gerekir: Bütün bu nedenlerden ötürü Benda'nın entelektüelleri kaçınılmaz olarak, yücelerden gökgürültüsü gibi bir sesle insanlığa kaba beddualar yağdıran, görünürlğk dereceki yüksek küçük bir grup adamdan oluşur (Benda kadınları entelektüelden saymaz hiç). Benda bu adamların nasıl olup da hakikati bildikleri, ya da ebedi ilkeler konusundaki göz kamaştırıcı görüşlerinin Dom Kişot'unkiler gibi ham hayallerden başka bir şey olup olmadığı konusunda hiçbir şey söyleyemez."
Ayrıntı Yayınları, İngilizceden Çeviren: Tuncay Birkan
İslâmiyet, Hıristiyanlık ve Musevilik adına yapılan savaşların Ortadoğu uygarlığında başat olması uygarlığın dinle bağını örtünmeye gerek duymayacak kadar açığa vurmaktadır. Bu açıklık adı geçen dinlerin resmi devlet ideolojileri olarak ilan edilmeleriyle en üst aşamaya varmıştır. Dinlerin önemi, gelişmesinin zirvesini yaşayan her olguda görüldüğü gibi bu aşamadan sonra düşmeye başlamıştır. Muhalif mezhepçilik hep uygar toplumun dışında kalmış marjinal toplumların isyancı tutumunun bayrağı olmuştur. Sınıf çelişkilerini de kısmen yansıtır. Ancak kapitalist ulus-devletin inşasıyla bu mezhepler milliyetçiliğin bir türüne dönüşmüşler, bu sefer bu kisve altında tekrar kanlı savaşlara maske olmuşlardır.
Konu sayı olunca dış dünyaya bağımlı kaldık. Sayılar zihnimizdeki herhangi bir nesnenin özelliği değildirler aksine o nesneleri altına koyduğumuz kavramların özelliğidirler. Böylece biz zihnimizdeki kavramları sayı itibariyle düşünmeyi öğreniyoruz. Frege'nin Kant'a eleştirisi bu noktadadır. Mesela su bardağı diyelim, su bardağı kavramı varsa burada bir, iki, üç diye sayabiliyorum. Frege, sayılar nesnenin değil kavramın özelliğidir, diyor. Analitik felsefenin doğmasının en başat sebebi Frege'nin bu yaklaşımıdır. Frege, bir şeyin saydığımız özellikleri algının değil kavramın özellikleridir, diyor. Yani biz her şeyi kavram olarak algılıyoruz ona göre. Frege'ye göre aritmetiğin temeli mantıktır ve mantık bütün algılarımızdan önce gelir. Zihnimizin yapısı mantıktır. Frege'ye göre, önce algının ne olduğuyla ilgili yargı gelir.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.