Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yol Hayatı yol ile kıyaslamak kabul görmüş bir metafordur. Aslında hayatı yol ile karşılaştırmak pek çok açıdan verimli olabilir ancak hayatın yoldan ne denli farklı olduğunu düşünmek mecburiyetindeyiz. Fiziksel anlamda, yol bir dış dünya gerçekliğidir. Üzerinde birisi yürüsün yürümesin, birey nasıl gezerse gezsin, yol sadece bir yoldur. Ancak,
Birtakım Çeviriler -II (ceyhundikici.blogspot.com.tr)
Padişahla Son Buluşma “Yıldız Sarayı’nın ufak bir salonunda Vahdettin’le âdeta diz dize denecek kadar yakın oturduk. Sağında dirseğini dayamış olduğu bir masa, üstünde bir kitap var. Salonun Boğaziçi’ne doğru açılan penceresinden gördüğümüz manzara şu: Birbirine paralel hatlar üzerinde düşman zırhlıları! Bordalarındaki toplar sanki Yıldız
Reklam
Sen, sen olarak yok olmak zorundasın, o zaman gerçek ortaya çıkar. Gerçeğin ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip değilsin, rüyalarında bile. Sen gerçek dışısın ve gerçek dışılıkta yaşıyorsun. Rüyalarda yaşıyorsun, uykuya dalmış vaziyettesin. Uyanışın nasıl bir şey olacağını kavrayamazsın. Yalnızca bir tek şey söylenebilir: Bildiğin hiçbir şeyi
En basit bir mutfak robotu aldığımızda nasıl ve ne şekilde kullanacağımızı araştırıp öğreniyoruz. Oysa toplumun temeli​ni oluşturan evlilik kurumunu, karı-koca ilişkilerini, çocuk eğitimini ve geçimle ilgili konuları aynı hassasiyetle araştırmıyoruz.
Sayfa 5 - Yediveren YayınlarıKitabı okudu
“Bu kadar yakında olan bir erkek, kadının gözucuyla basit bir bakışıyla nasıl oluyor da böyle alabildiğine uzaklara çekiliyordu?” “Tamamıyla doğal bir şey bu. Günahıyla bütün sınırları aşan senin gibi bir kadın, kurulu düzeni göz açıp kapayıncaya kadar tersine çevirebilir.” “Kurulu düzen o kadar çökmüş vaziyette mi?” Adam bu soruya cevap verecek enerjiyi kendinde bulamadı, fakat kalbinin titrediğini hissetti. Bu hareketten bütün hayatı boyunca korkmuştu sanki. Kadının onun önünde diz çökmesinden, ayaklarını gözyaşlarıyla ıslatıp ondan af dilemesinden başka ne silebilirdi bu güna­hı. Kadının rezilliği arttıkça onun da gururu artıyordu. Çünkü bir erkeğin gururunu, içini pişmanlıkla dolduracak günahı olmayan bir kadın kadar azaltacak hiçbir şey yoktur.
Sayfa 126Kitabı okudu
Sabır
Ani tatmin ve hız çağında, pek de sevilen bir kelime değil sabır. Zamanımız çok olduğunda insan olarak daha naziğizdir de bir yere yetişmeye çabaladığımızda insanlara çarpmayı, başkalarını ezip geçmeyi hakkımız olarak görürüz. Bir psikoloji çalışmasında, ilahiyat öğrencilerine insanlara yardım üzerine bir seminer verilmiş. Dersten hemen sonra
Reklam
Varoluşun anlamını kadın ve erkek çiftleşmesine indirgemişti bugünün insanlığı. Kendimizi evrenin merkezine koymaya çalışmamız yetmezmiş gibi bir de aç hayvanlığımızın arayışıyla tetiktelenen basit çiftleşmelerimizi de ilahi aşkla eşleştirmeye çalışmamız gerçekten trajikti. Olmuyordu insanlar artık eşleşmiyordu. "Sen kendine emek verip, olabileceğin en tam şeye dönüşmek için yola çıkmadan hayatının o erkeği asla bulamayacak seni. Çünkü ancak o yolculukta karşılaşabileceksiniz" dedi Deniz. Anlasın ya da anlamasın gerçek buydu, sürekli başkasının eşleriyle eş olmaya çalışan insanların umutsuzluğunun, mutsuzluğunun kaynağıydı bu. Ne oturup beklemek, ne de barlarda ava çıkmak işe yarıyordu. İnsan ancak kendine giden yola çıktığında, ancak o yolda karşılaşıyordu diğer yarısıyla..
Sayfa 508Kitabı okudu
Haşhaşilerin son durumu
Haşhaşilerden, tam da bu güçlerinden ötürü nefret edilmektedir. En başta İbn el-Haşab, onların faaliyetlerine son. verilmesini aralıksız talep etmektedir. Onların yalnızca nüfuz ticareti yapmalarını değil, aynı zamanda ve özellikle^ Batılı istilacılara yakınlık göstermelerini kınamaktadır? Bütün Müslümanların nefret ettiği ve takibata uğrattığı
Sayfa 141
Thomas More’un Aile Yaşamı
More’un rahip olmaktan neden vazgeçtiğini kesin olarak bilmiyoruz. More’un yaşam öyküsünü yazanlardan rahip Stapleton’a göre, çağının din adamları ahlak açısından gevşek davrandıkları, dinsel coşkularını da artık yitirdikleri için caymıştı bu işten. Erasmus’un demin sözünü ettiğimiz mektubuna göre de “sevdalandığı için bu isteğinden
UTOPİA - Kaynak Yayınları *Mina Urgan’ın incelemesiyleKitabı okudu
Doğu-Batı farkı veya Batı dışı coğrafya parçasının geri kalmış, gelişmeye yeteneksiz olması gibi tasnifler de çok ilginçtir. Zira bu gibi tasnifler, bugünkü Batı Avrupa’dan önce, Doğu Akdeniz’in İslâm dünyasının eseridir. Bir örnek verelim: M.S. 11. asırda (1055-1056 yıllarında) demek ki Haçlı Seferleri’nden aşağı yukarı 40 sene evvel, önemli
Reklam
Kadınlar bazen eşlerinin kendilerini anlamalarını beklerken yorulur ve huysuzlaşırlar. Şöyle derler: "Ne düşündüğümü, ne istediğimi niye bilemiyorlar?" Bu soruyu sormaktan yorgun düşerler. Ancak, bu çıkmazın bir çözümü vardır, etkili ve verimli bir çözümü. Eğer bir kadın bu açıdan duyarlı bir eş istiyorsa, ona kadınların ikiliğinin sırrını açacaktır. Ona içerideki kadından, kendisine eklendiğinde iki yapan birinden söz edecektir. Bunu yapmanin yolu, onda görülduğü, duyulduğu, bilindiği hissini uyandıran ve aldatıcı ölçüde basit gibi görünen iki soruyu sormayı eşine öğretmesidir. İlk soru şudur:" Ne istiyorsun?" Hemen herkes doğal olarak bu çeşit bir soruyu sorar. Ama daha temel başka bir soru daha vardır: "Derin benliğinin arzuladığı şey nedir?"
Sayfa 147 - Ayrınti yay.Kitabı okudu
Hangisini seçerdiniz? Eş olarak?
...bir kez olsun sizi çiğnememiş basit ama akıllı bir eş mi isterdiniz, yoksa yüzlerce erkeği şehvetiyle çıldırtan, büyük bir kentin alevler içinde kalmasına yol açan bir kadın mı?
İyi yazar buna denir işte, dile getirmediği ama zihninden geçirdiği şeyi okuruna geçirmeyi başarmanın yolunu bulur, sessizliğinden , es'lerinden anlam katmanları üretmemizi sağlar, başka metinlerden görünmez köprüler atmıştır okumakta olduğunuz metne, sizi üzerlerinden geçirmek için elini uzatmıştır.
736 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.