Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Eski bir batıl inanışa göre evlenen çifte, gelecekteki birlikteliklerinde doğurganlık getirmesi için taze çiçekler verilmelidir. Eğer bu çiçeklere portakal çiçekleri dâhil edilirse daha faydalı olacaktır çünkü bunlar, gelinle damada çocuk getirmesiyle ünlüdür. Daha az sıklıkla görülen bir diğer batıl inanç ise, gelinin buketine biraz sarımsak koyulmasını önerir. Bunlar iblisleri uzak tutmaya yardımcı olduğuna inanılan gelin duvağına kuvvet kazandırır. Orta Çağ’da korkunun etrafında şekillenen bu inanış, bugün tüm dünya düğünlerinde bambaşka bir batıl inanca evrilmiştir.
Bazı rejimler,kalabalıkları,sırf ruhlarının çengellerinden tutar.Ruh müeyyidesi o kadar sağlam bir dayanaktır ki,halka,midesinden ve maddesinden her fedakârlığı yaptırabilir.İman kutupları saygı gördükçe güç yerindedir.İsterse inanış bâtıl olsun...
Sayfa 435
Reklam
Pagan kült ve ritüeller geçmişten günümüze Anadolu inançlarının ve din tecrübesinin önemli bir bileşeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Öyle ki antik dönemde geleneksel putperestlik, yıldız ve gezegen kültü şeklinde tezahür eden paganizm Hıristiyanlık ve İslami dönemlerde, çeşitli açılardan halk inançlarında varlığını devam ettirmiştir. Bugün Anadolu genelinde oldukça yaygın olan ve batıl inançlar olarak adlandırılan birçok İslam dışı inanış, adet ve uygulamanın temelini, Eski Türk inançlarıyla birlikte Anadolu'nun eski pagan geleneklerinde görmek mümkündür.
Sayfa 112 - Ankara Okulu Yayınları, Birinci Basım Kasım 2005 [ISBN10: 975-8190-89-X]Kitabı okudu
147 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
Herkese selamlar,
Richard Bach
Richard Bach
tarafından 1972 yılında yazılan masal tadında bir öykü olan "
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan Livingston
" kitabı ile geldim. Yazar kitaptaki martı ile, özgürlüğe kavuşmak, kişiyi sınırlayan gelenek, otorite, batıl inanış ve kurallar gibi bir takım engelleri yıkarak mükemmelliğe ulaşmak isteyenlerin çabasının hikâyesidir. İnsanlığı güzel bir şekilde eleştiren ve ders verici nitelikte yazılmış dünya edebiyatında önemli bir yeri olan kitaptır. Martı kitabının okura verdiği en önemli mesaj; Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi özgür olabiliriz ! Unutmayın ki; Öğrenmenin sınırı yoktur. Kitaptan Alıntılar; *Farklı olmayı öğrenmiş birinin böyle sıradanlığı onaylayan sözler vermeye ihtiyacı yoktur. *Diğerleri gibi olmak bu kadar mı zor ? *Yaşamak için ne çok neden var! * Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi özgür olabiliriz ! *Öğrenmek istediğim şeyleri onlarla paylaşmak, ufkumuzun hiç de dar olmadığını göstermek istiyorum. * Yaşamak için bir nedenimiz olmalı; öğrenmek, keşfetmek, özgür olmak gibi. *Nereden geldiğimizi hemen unuttuk nereye gittiğimizi merak bile etmeden, günübirlik yaşayarak çoğu kez birbirinin aynısı olan şeyi yaptık. * Yaşama amacımızın mükemmeli bulma ve onu açığa çıkarma olduğunu anlamak lazım. *Rakamlar sınırları belirler; iyinin, mükemmelin sınırları yoktur. * Eğer ne yaptığını iyi biliyorsan her zaman başarırsın. Başarmak için ne yaptığını bilmek gerek.
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201966,9bin okunma
Tüm dinler bizi ALLAH'a götürür mü?
Tüm dinlerin İslâm olduğu, eşit seviyede hakikate götürdükleri düşüncesi özellikle yakın zamanlarda Yahudilik, Hristiyanlık ve İslâm arasına diyalog çalışmaları yapan, bu üç dine de inanan kimselerin Cennet'e girebileceğini savunan kimseler tarafından gündemde tutulmuştur. Yakın zamanda bir felsefecinin de bu minvalde bir şeyler söylemiş
34 Michel Thomas, Hristiyan Tanrı Bilimine Giriş, Orhan Basımevi, İs- tanbul, s. 56. 35 Şinasi Gündüz, Hakan Olgun, Mahmut Salihoğlu, Elif TOKAY, Din- ler Tarihi, İstanbul Üniversitesi, s. 172.
98 syf.
10/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Video: youtu.be/LWM1UdaEz7o Avare Düşünceler. E. M. Cioran'dan okuduğum 5. kitap. Avare Düşünceler, 94 sayfalık güzel bir deneme kitabı. Kitapta; acı, adalet, akıl, arzu, aşırılık, aşk, birey, din, doğa, düşünce, fanatizm, halk, hayat, ıstırap, insan, intihar, kader, keder, kişi, kuşku, madde, melankoli, mit, nesne, nostalji,
Avare Düşünceler
Avare DüşüncelerEmil Michel Cioran · sel yayınları · 2021283 okunma
Reklam
Büyü, cadıcılık, durugörü, kötü ve iyi ruhların tezahürleri konusunda Latinler, Slavlar ve Arilerle; Turancılar ise Samilerle aynı inanışları paylaşmaktadırlar. İnanışlarda ‘özdeşlik’ vardır. Bu özdeşlik, göreceli manada değil, terimin tam gerçek manası ile vardır. Yalnızca ‘batıl inanış’ yoktur; yasaları, değişmez formülleri ve değişmeyen uygulamaları olan uluslararası bir bilim vardır.
Sayfa 158 - Mitra YayınlarıKitabı okudu
Lailaheillallah
İnsanı yaratılış gayesinden saptıran, Allah'a kul olmaktan çıkarıp vasıfları ve inanç ları ne olursa olsun kula kul eden güç ve kuvvetler, batıl sulta ve otoriteler, Allah'ın din ve hakimiyetine kafa tutmuş, insanların inanış ve düşünceleri üzerinde sansür ve baskı kurarak hürriyetlerini ellerinden almış, fitne kazanları kaynatmışlar demektir.
Sayfa 145 - Hikmetevi yayınlarıKitabı okudu
116 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yazarımız Osmanlıda çocuk olmanin nasil olduğunu çocukluğundan başlayarak ilk gencligine uzanan anıları içerisinde anlatmış bunları. *Osmanlı'da çocuk olmak ne demekti? *Çocuklar nasıl yetiştirilir? *Nasıl okula başlar ve nasıl eğitim alır? Bu kitapta bu sorulara cevap buluyoruz lakin o zamanın şartlarına göre. . . Korkarak çocuk büyütüldüğünü,hocalardan dahi korkan çocuklar düşünün .Okula başlandığı zaman çocuklar giydirili süslenir ata bindirilip bir sölen havasında kutlanirdi.Bir gün sınıfa izinsiz top getirdi diye öğretmen azarı yer.Ogretmen tokat atar ve yanağı morarir bugünden sorna hasta olup yatak döşek yatar. O zaman batıl inanış olan bu hastalığın kötü ruhlar olduğunu düşünürler baska bir eve taşınırlar ve böylece yeni bir okula başlar .Bu öğretmeni de pehlivan gibidir iyi niyetli bir adamdır.Bir gün evlerinde yangın çıkar ve tekrar yangından dolayı başka yere tasinmak zorunda kalırlar Bu sefer bu gittiği okulda çalışkan bir öğrenci olduğu için dayak yemez.Halisinin kocaci olan Laz Mehmet çocuğun tüm eğitimin üstlenir.Ama gittiği yerde falaka vardır .3 çocuğun falakaya yatırildigi görür ve olayı eve gelince anlatır .Eniştesi durumu hocayla konuşur ama bir gün okuldan kaçarken kalfalara yakalanır ve falakaya yatırılır.Kitabın ismide burdan geliyor.Neyse falakadan sonra yatılı okula gider.Burda dayak falaka yoktur ama annesinden uzak kalması zor oluyordur.Annesine söz verir çok çalışır ve okulu birincilikle bitirir.Sizde okumak isterseniz tavsiyemdir
Falaka
FalakaAhmet Rasim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,138 okunma
"Geçmişe taparcasına bağlı ve ölü bir bilim anlayışına dayanan bilimcilik, bir tür batıl inanış hâlini almış, daha doğrusu totaliter bir yobazlığa dönüşmüştür."
Sayfa 29 - Timaş Yayınları, bilimci yobazlık bölümüKitabı yarım bıraktı
Reklam
246 syf.
8/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Şamanizmle ilgili bir kitap okumuştum ama o romandı o yüzden bilgi alamamıştım o kitaptan. Bu kitap basit bir dille size alıştırmalar yapmanızı sağlayacak bilgilerle basit bir giriş kitabı olmuş. Şamanizmin ne olduğundan, nasıl olmamız gerektiğinden, üst ve alt dünyalardan, erk hayvanından, bu yolculukların nasıl yapılacağından, sayılarla ne
Şamanik Yolun Çalışma Kitabı
Şamanik Yolun Çalışma KitabıLeo Rutherford · Ruh Ve Madde · 201424 okunma
Tüm ağır kişilik sendromlarında (paranoid, şizotipal ve sınırda kişiliklerde) geçici psikotik nöbetler yaşanır. Şizotipallerinki eksantrik, batıl inançlara dayanan veya büyüsel içerikli olma eğilimindedir; sınırda kişiliklerinki büyük oranda mantıksız, dağınık, sistemsizdir. Paranoidler ise dünya daha acımasız bir yer olsa, kendi içlerinde belki nispeten akla yatkın gelebilecek tutarlı inanış sistemleri geliştirme konusunda maharetli sayılabilirlerdi.
Sayfa 604 - Paranoid KişilikKitabı okudu
Muvazene olmayan yerde hayat yürümez. Hak veya bâtıl, her inanış, bir muvazene doğurur. Aşağı veya üstün… Bugün bazı Avrupalı mütefekkirlerin iddiasınca Batıda ve memleketimizde son derece artan ruh hastalıkları, sadece iman yokluğundan doğuyor. İnanamıyan insan hasta olup, devrilip gidiyor. Çünkü muvazenesini kuramıyor.
Batıda akıl ve bilimin ilerlediği devirlerde, birçok ilim adamı Hristiyanlığın bu akıl dışılığı karşısında, dinden soğudu. Buna bir infiâl olarak dinsizliğe yönelenler oldu. Fakat vicdânen bu kâinâtın bir yaratıcısının olduğunu, yaratılışın da bir gayesinin olduğunu kabul edenler, kendilerini hem muharref Hristiyanlığı reddetmek hem de yaratıcıyı kabul etmek gibi bir durumun içinde buldular. Buna bir kılıf, bir ad olarak da tarihte kadîm Yunan'dan beri bilinen bâtıl bir inanış olan deizmi buldular. Hâlbuki; muharref Hristiyanlık ne kadar tevhidden uzak ise, sadece yaratan, ama gerisine karışmayan bir tanrı anlayışı olan deizm de küfürdür ve merduttur (reddedilmiştir).
Sayfa 38
235 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.