Benim canım, küçük Zezém; neden daha önce seninle tanışmadık, neden senin gibi zeki birisinin en yakın arkadaşı olamadım, neden sana doya doya sarılmak ve seni tanımak, sevmek, çok sevmek için bu kadar geciktim ki! Üzgünüm...
Senden belki on sekiz yaş büyük olabilirim ama, sevgisini artık istemekten vazgeçtiğin insanları kalbinde nasıl öldürüyosan bende öyle öldürüyorum, bu konuda yaşıtız galiba :) Senin Noel Gecesi'nde beklediğin hediyeleri ben belki doğum günümde bekledim ama senin hissettiğin o duyguların hepsini miniminnacıkken bende hissettim :) Elimde olsa sana tüm istediğin hediyeleri verirdim, sana sırrımı söyler, belki Portuga kadar olamasam da beni de çok sevmen için elimden geleni yapardım benim minik temiz kalpli Zezé'm :) Biliyo musun bende öğretmenim ve senin gibi benim bardağımın boş kalmaması için bana hep çiçek getiren bir öğrencim olsun çok isterdim, öğretmenin çok şanslı :) Sen büyümüşte küçülmüş olsan bile bir gün gerçekten büyüdüğünde de böyle temiz kal olur mu? Ağaçları çok sev, özellikle şeker portakallarını :) Bir gün çok zengin olup arabanı aldığında senin gibi zeki çocukları arabana bindirmeyi, Portuga'yı anmayı unutma... Kelimelerin anlamlarını hep merak et, öğrenmekten usanma :) Ha bir de bu arada babaları çok fazla kafana takma, büyükleri anlamak zor gelir her zaman :) Seni kimse sevmiyor değil; Jose Mauro De Vasconcelos seni bizle tanıstırdıgından beri biz seni çok sevdik :) Bugün bir arkadaşın daha oldu, ben Sema, seninle tanıstıgıma çok memnun oldum benim minik Zezém, hep böyle kal... :))