Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şimdi sorarım size: Böyle garip nitelikleri olan insanoğlundan ne beklenebilir? Önüne dünya nimetlerinin hepsini serseniz, başı kaybolana, hatta su yüzüne ufak ufak kabarcıklar çıkana kadar saadet deryasına gömseniz, çalışmaya ihtiyacı olmayacak derecede refahını sağlasanız da, sırf ballı çörekler yiyip yan gelip yatması, bir de insan neslinin
Biraz önce sizlere burada yalnızca cennetin anahtarını bulundurduğumu değil bizzat cenneti izlediğimi de söylemiştim değil mi? Kulenin bu tarafında olup bitenleri zaten gayet iyi biliyorsunuz. Peki acaba öbür tarafta neler oluyor hiç merak etmiyor musunuz? Korkuluklara kadar yürüyün bir zahmet.” Büyük dailer hemen kulenin etrafını dolaşan
9. BölümKitabı okudu
Reklam
Ahab, Savinus'a şu soruyu sormuş: 'Kentin en güzel orospusu şimdi şu kapıdan içeri girse, onun güzel ya da baştan çıkarıcı olmadığını düşünmek gelir mi elinizden?' 'Hayır. Ama kendimi tutmak gelir,' demiş Aziz. 'Ya dağlardan inip bize katılmanız için çok altın vaat etsem, bu altına taşmış gibi bakmak gelir mi elinizden?' 'Hayır. Ama kendimi tutmak gelir.' 'Peki, ya yanınıza iki kardeş gelse ve bunlardan biri sizden nefret etse, ötekiyse sizin bir aziz olduğunuzu görse, her ikisine eşit davranmayı başarabilir misiniz?' 'Bana acı verse de kendimi tutmayi ve her ikisine eşit davranmayı başarabilirim.” Chantal bir süre sustuktan sonra devam etti: “Bu konuşmanın çok önemli olduğu ve Ahab'ı inancını değiştirmeye ikna ettiği söylenir.”
Sayfa 178 - Can YayınlarıKitabı okudu
Heyhat!!
-Şimdi gençler şöyle diyebilir; biz âşık değilmişiz, bizimkine aşk demiyorlar... -Oysa ben de dinlediğim şarkıda onu anıyorum, ben de gökyüzüne bakınca, güzel bir manzarayı izleyince keşke o da yanımda olsa diyorum, ben de uyumadan önce onu düşünü- yorum... Ama nasıl oluyor da benimki aşk olmuyor? Soru hepten temelsiz değil de mertebeler var tabii; üç kademe var burada: 1- muhabbet 2- aşk 3- dert Muhabbet en alt mertebedir; muhabbet ehli mahbubuyla bulunmaktan zevk alır ama yokken kaydında değildir, rahattır. Görünce, a seni özlemişim der, sarılır, tamam doğrudur, bir sevgi derecesidir, onun adı muhabbettir ve yabana atılmamalıdır. Ama bir üstü vardır ki o da aşk ehlidir; mahbubunu görünce memnun, görmezse mahzun olur. Daha da üstü görse de mahzun görmese de mahzun olmaktır, bu da dert ehli için geçerlidir.
Sayfa 67 - Profil KitapKitabı okudu
ÇİÇEKLİ ŞİİRLER YAZMAK İSTİYORUM BAYIM!
Çiçekli şiirler yazmama kızıyorsunuz bayım Bilmiyorsunuz darmadağın gövdemi Çiçekli perdelerin arkasında saklıyorum. Karanlıkta oturuyorum, ışıkları yakmıyorum Çalar saat zembereği boşalana kadar çalıyor Acı veren bir sevişmeyi hatırlıyorum. Bir bıçağın gereksiz yere parlaması bu. Yıllardır kendini bulutlarda saklayan İllegal bir yağmurum.
Tanrıça İnanna, Gilgameş'e daha Huluppu ağacını kestirdiği zaman göz koymuş­tu. Fakat o sıralarda Tanrıça'nın bir sevgilisi vardı. B ir gün her nedense ona kızmış ve ondan ayrılmıştı. Gilgameş'i, canavarı öl­dürüp elini yıkadıktan ve kendisine eski düzeni verdikten sonra ilk gören Tanrıça İnanna oldu. Çok yakışıklıydı.
Reklam
" Biliyorsun bozkurt amblemini kullanmak istemişler CHP için. Atatürk de " Amblem için bir hayvandan başkasını bulamadınız mı? En yüce şey insan beynidir, onu kullanalım." demiş. O bozkurtlar var ya şimdi mesela Timur görse onları, bir kazandı kaynatırdı."
Kaçış noktası
Aziz şaşılacak bir süratle, "Yok Nuhu ben bunlardan geçmek istiyorum. Şimdi bu kadın muhakkak beğenmeyecek bu evi, beni de beğenmedi zaten, yarın göreceği yani kendisinin olma ihtimali olan hiçbir şeyi beğenmeyecek, bu kadarı anladım. Hayat ya beğendirmeye çalışıp azcık bir memnuniyet görse sevinecek bir süfliliğe düşürecek beni ya da bundan vazgeçilecek ki ben bundan vazgeçtim. Kırılıp incinmek korkusu, küçük düşme bilmem ne sebeplerinden değil. Bunlar beni yolumdan alıkoyar, böyle bir ömür istemiyorum. Mutlu olmayacağımı anladım, ama rezil de olmak istemiyorum. Evi hemen kontrat yapıp kiralayacağım, sonra da boyasını vs. ufak tefek yaptırıp Tevhide'yi ondan sonra götüreceğim, beğenmeyecek. Olsun, şaşırmayacağım. Sana fena bir şey söyleyeyim, beni beğenmediğinde ne bekliyorsam şaşırmıştım, kırıldım da üstelik. Ama artık kırılmayacağım ya da kırılırken bir yandan da şaşırmayacağım, işte çıkabileceğim bir dam var artık, oraya kaçacağım, seyredeceğim. Bulabileceğim daha iyi bir yer yok, bunu da sayende buldum tabi ki, ne desem sana az, minnettarım," deyince Nuhu gevşeyerek Aziz'e yarı sarılır gibi oldu.
Açtı, ama nasıl? Domuzuna. Açlık, geveze bir arkadaştır. Aç adam dehşetli düşünür. Dehşetli karar verir. Fakat canına tak demeyince, bir şeyler beceremez. İşte Zeki Çizer, Beyazıt’tan türbeye doğru yürüyorken, hem düşünüyor, hem de içinden söyleniyordu: “Şimdi bir güzel bayana rastlasam, otomobilinde giderken beni görse. Olur ya kadındır, birdenbire sevse... Ateş-i aşkımdan yansa, tutuşsa, divane olsa. Ama öyle cebi deliklerden olmasa, mal, mülk, han, hamam, apartman sahibi cinsinden bir güzel bayan. Düşse peşime. Yalvardıkça yüz vermesem, üstüme düştükçe naz etsem. Nihayet kesenin ağzını açsa, giyinip kuşansam... Bir Avrupa seyahati... Luvr Müzesi...”
Karadayı Paşam onlara bile Atatürk anlatmışşş kalp kalp kalp
Kim kendini kurtarmak istiyorsa, "Ben bunları 17-25 Aralık öncesinde, bunları hizmet hareketi olarak zannettiğim zaman söyledim" diyordu, aklanıp paklanıyordu. Hâlâ da öyle... Kendilerine bu sonsuz anlayışı gösteren AKP ve A Haber, Karadayı'nın 1995 yılındaki bir videosundan algı yaratmaya çalışıyor. Yani Karadayı'yı
Reklam
Yine de, şimdi oturma odasında, buğulu kokteyl kabına konmak üzere iri bir kuş gibi süzülürken ve şişkin cinnet dairesinin merkezinde gülümserken, onu her kim görse her şeyin gayet düzgün, muhteşem ve sakin gittiğini düşünürdü.
Sayfa 11
Şimdi bir an için insanların aptal olmadığını farz edelim. (Aslına bakılırsa insan için böyle bir şey söylemek imkânsızdır, hiç olmazsa şu sebepten: İnsanı aptal kabul edersek kime akıllı diyeceğiz?) Ama insanoğlu aptal olmasa bile dehşetli nankördür. Nankörün nankörüdür. Hatta bana göre en uygunu, insanı iki ayaklı nankör bir mahlûktur diye tarif
Söz çok, ama sözlerle oyalanacak vakit yok. Hani amelleriniz? Benim gibi zamanın uzaklarından gelmiş bir garip sizi şu halinizle görse, vallahi size müslümanlar demezdi. Sizler namaz kılan nasranîlere benziyorsunuz. Namaz kılıyorsunuz ama görünüşünüz nasranîler gibi. Kardeşler! Dışı kâfire benzeyen insanın içi de ona benzemeye başlar. Söz çok, ama uzatmaya gerek yok. Dönüş yakındır.. O'na döndürüleceğimiz gün yakındır, pişmanlığın fayda vermeyeceği dem gelmeden hemen tevbeye sarılın. Allahtan korkun. Dediklerimi anlamaya çalışın. O gün, hakîr ve zelil insanlar olarak Allahın huzuruna çıkmak ister misiniz? Kâfirleri dost edinenler ve onlara benzemek isteyenler onlardan olur. Onlar zalimlerdir. Zalimler olarak huzura varmak ister misiniz? Sözlerimi düşünün. Boşa konuşmadığımı anlayın. Haydi, herkes şimdi işinin başına, siz Allah'tan sizi korumasını isterseniz Allah sizi korur.
475 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.