Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bu da Japon Emperyalizmi.
Aralık 1937'de Çin kenti Nanking emperyal kuvvetlerin eline geçti. Aldığı ''bütün tutsakları öldürme '' yönündeki talimatla ordu çılgına döndü. Savaşmayan 260 ile 300 bin sivil öldürüldü, 80 bine yakın Çinli kadının ırzına geçildi, groteks işkence sahneleriyle tutsaklar dillerinden et kancalarına asıldı ve aç bırakılmış köpeklere yedirildi. Emperyal askerler arasında tutsak öldürme yarışı başladı; bir subay başka bir subayla 100 Çinli tutsağını ilk kimin getireceği konusunda bahse girdi. Kurbanlardan bazıları kasaturalarla biçildi, bazıları süngülendi, bazıları kurşunlanarak öldürüldü, bazıları benzin dökülerek yakıldı. Yıkımlarla kentin yarısı harabeye döndü. 114. Tümen'in eski askerlerinden biri anılarında ''En büyük acıyı kadınlar çekti,'' diye yazacaktı. ''İster genç, ister yaşlı olsun, hiçbiri tecavüze uğramaktan kurtulamadı. Kadınları toplamak için.... kömür kamyonlarımızı kentin sokaklarına, köylerine saldık. Sonra her birini cinsel taciz için 15 ila 20 askerlik gruplara dağıttık. Silah arkadaşlarından biri de ''İş sadece tecavüzle kalsa iyiydi,'' diye itiraf edecekti. ''Bana doğru geldiğini söyleyemem. Ama her zaman onları kasaturalarla delik deşik edip öldürüyorduk. Çünkü cesetler konuşmaz.'' Bu olaya yerinde bir adla Nanking Tecavüzü dendi.
Sayfa 320 - YKY - Şubat - 2017Kitabı okudu
Japon Emperyalizmi
1937'de Çin kenti Nanking emperyal kuvvetlerin eline geçti. Aldığı bütün esirleri öldürme emri ile ordu çılgına döndü. Savaşmayan 200-300 bin sivil öldürüldü. 80 bin Çinli kadının ırzına geçildi. Tutsaklar dillerinden et kancalarına asıldı ve aç bırakılmış köpeklere yedirildi. 114. tümenin eski askerlerinden biri hatıratında en büyük zulmü kadınlar çekti yazacaktı. İster genç ister yaşlı olsun hiçbir kadın tecavüzden kurtulamadı. Bu olay yerinde bir isimlendirmeyle Nanking tecavüzü olarak adlandırıldı. Bu emperyalizmin feci haliydi fakat bu sefer Britanya değil Japon emperyalizmiydi. Nanking tecavüzü Asya'da Britanya emperyalizminin alternatifi olan Japon İmparatorluğunun tam olarak ne anlama geldiğini gözler önüne seriyordu.
Sayfa 320 - YKYKitabı okudu
Reklam
Bir düş ancak bu kadar canlı olabilir, bu kadar kıpkızıl renklerle döşenmiş olabilir. Kızıla çalan hırkasıyla, camın arkasındaki duruşuyla, bir denizin, belki kara, yağlı bir denizin karanlığına dalmış ela gözlerinin derinliğiyle belleğimi kamaştırıyor... Belleğimin en derinlerindeki imgeyi yerinden oynatıyor... Çocukluğumun toza belenmiş
Bir gün Şah'ın oğullarından biri gelip bin yüz tumanlık mal almış. Ama Mirza Rıza ertesi gün parasını almak için bu şehzadenin evine gidince hakarete uğrayıp dövülmüş, hatta alacağının peşinde koşmaya kalkarsa öldürülmekle tehdit edilmiş. İşte o zaman kalkıp bana gelmeye karar vermiş. Be o sırada Kalküta'da ders veriyordum. "KEYFİ İDAREYE BIRAKILMIŞ BİR ÜLKEDE İNSANIN DÜRÜSTÇE KAZANAMAYACAĞINI ANLADIM " demişti.
Sayfa 194Kitabı okudu
Çok geçti; öldü ve ölü kaldı ve şimdi ben de, şairin dediği gibi, başıboş dolanıyorum, ''bir gözyaşı sunmak için beyhude yere sevdiğimin mezarını arıyorum.'' İşte, başka biri yüzünden olmasa da, başka birisiyle birlikte çoktan gitmiş eski sevgiliyi bulmanın tesellisine rağmen, dünyada yalnız bırakılmış bu karamsar adamın durumu buydu.
Kendi kendisine birşeyler kanıtlamaya çalışan çocuklar gibi yapayalnız, kırışık yüzlü bir gezegene bayraklar dikip geri döndük. Hepsi bu. Kimselerin gelmediği yapayalnız bir yıldızda dalgalanan renkli kumaş parçaları... Çocuksu bir gururun sonsuz gökyüzüne bırakılmış izleri... Eğer orada, bizi izleyen biri varsa, yaptığımız bu komik, anlaşılmaz şeye herhalde çok gülmüştür.
Reklam
Arapları biliyoruz da Çakallar kim? E malum
ÇAKALLAR VE ARAPLAR Vahada kamp yapıyorduk. Arkadaşlarım uykuya dalmışlardı. Uzun boylu, beyazlar giyinmiş bir Arap yanımdan geçti, bir süredir develerle uğraştığı için şimdi uyumaya gidiyordu. Kendimi çimlere attım; uyumaya çalıştım; yapamadım, uzaklarda bir çakal uludu; doğruldum. Ve uzaklarda olanlar bir çırpıda yanıma varmıştı. Çakallar
Sayfa 79 - İş Bankası Kültür Yayınları 2. Baskı Ocak 2017Kitabı okudu
Bir sabah uyandığınızda Gregor Samsa'dan daha talihli olmayabilirsiniz. Hayatın küçücük bir ayrıntısında, hiç göze batmayan bir nesneye dönersiniz örneğin. Gitgide artar yabancılaşmanız. Bir banka cüzdanında ya da cebinizdeki kredi kartında uzayan rakamlardan biri oluverirsiniz mesela. Mevduat hesaplarında büyümeye bırakılmış bereketsiz bir hayatın tam ortasındaki rakamlardan biri. Bir reklam spotundaki harflerden biri olarak dünyaya gözlerinizi açabilirsiniz. Neden olmasın ? Bilboardlara asılmış bir ilan gibi öylece bakakalırsınız hayata. Bir sabah, bir ayakkabı çekeceği ya da bir bilgisayar klavyesi olarak uyanmak da mümkün. Özbenliğine yabancılaşmış herhangi bir nesne. Eşyaların ürperten sessizliğine düşüp kutsalı çalınmış kopkoyu sessizliklerde boğulabilirsiniz...
Sayfa 9
Bu bir Alliance İsraelite mektebi idi ki garip bir rastlama ile tam Rüştiye mektebinin karşısında idi. Ve böyle biri yüksek, büyük yüzü ile, öteki bodrum katı yarım bırakılmış katlı küçük ve utangaç görünüşüyle karşı karşıya dururken, birinden tatil saatinde alay alay yüzlerce Musevi çocuğu dalgaları taştığı sırada, ötekinden mevcudu nihayet yüze zor varan Türk çocuklarının seyrek kafileleri etrafa dağılırdı.Ve bu görünüşün meydana getirdiği zıtlık pek acı bir dille hali anlatırdı.
Zaman
zaman pantolon cebinde bırakılmış yırtık günlerin hatıralarını düşürür deliğinden
Sayfa 24 - Serander YayıneviKitabı okudu
Reklam
Bakışınızdan mahrum bırakılmış biri olarak âmâyım ,çünkü beni görmüyorsunuz, dilsizim çünkü benimle konuşmuyorsunuz, hafızadan yoksunum çünkü beni hatırlamıyorsunuz.
939 öğeden 916 ile 930 arasındakiler gösteriliyor.