Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
7. Bölüm
Açıkça söylemek gerekirse ben özgüvenimi yitirdim.
Sayfa 33 - İthakiKitabı okudu
Said Nursi'nin her suale cevabı varmış(mış).
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı. Atasözü "Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1) "Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Sayfa 56 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Reklam
7.Bölüm : Sesimi Duyan Var Mı?
Bu bölüm 3 yaşında olmasına rağmen tam 65 saat boyunca bir enkazın altında aç, susuz, karanlıkta, ne olduğunun bile farkında olmadan, tek başına bekleyen. Sadece bekleyen ve hayatta kalan, arama kurtarma ekipleri öldüğünü sanıp üzerini örtmek için battaniye getirirken gözlerini açıp onlara gülümseyen ve içlerinden birinin parmağını tutup ambulansa kadar hiç bırakmayan Elif'e gelsin. Bu bölüm 14 yaşında tam 58 saat boyunca o karanlıkta beklemiş, hayatta kalmış, kardeşinin acısını yaşamış, kim bilir aklından neler geçmiş ama hiç pes etmemiş ve tüm bunları muhteşem bir güçle göğüsleyip sadece kurtarılmayı beklemiş İdil'e gelsin. Bu bölüm 16 yaşında 17 saat boyunca enkazda kalmış, daha oradan çıkarılmadan onu kurtarmaya çalışan ekiplere "Ben keman çalıyorum, yaralarım iyileşir mi?" diye soran İnci'ye gelsin. Bu bölüm küçücük bedeniyle günlerce o enkazın altında kurtarılmayı beklemiş güzel yüzlü Ayda'ya gelsin. Bu bölüm Günay'a, Buse'ye, Ares'e, kurtarılmış ve kurtarılmayı bekleyen herkese gelsin... İpek'e, Eda'ya, Mert'e, Ateş'e ve kaybettiğimiz herkese... Her zaman umut vardır, hiç umut kalmadığında bile...
Eser dört bölümden müteşekkildir. I. Bölüm "Nûru'l-Hâdî" başlığını taşımakta olup başlangıçtan itibaren 153. varaka kadarki kısımda yer almaktadır. Bölümün hemen başında eserin yazılış amacı ve metodu açıklanmaktadır. Verdiği bilgilerden eserini yazma amacının evliyanın kerametlerine yönelik inkâr ve muhalefet unsurlarına cevap
Sayfa 23 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Giriş
Teşvîku'l-Ervâh ve'l-Kulûb ilâ Zikri Allâmi'l-Guyûb İbnu's-Serrâc, eserini dört bölüm olarak kaleme almıştır. Kitabın üç bölümü bir ciltte, mutasavvıflar ve onların kerametleri hakkında bilgileri derlediği "Tuffâhu'l-Ervâh ve Miftâhu'l-Arbâh" adını verdiği bölüm ayrı bir cilttedir. Bu durum eserin
Sayfa 20 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Giriş
1963 yılında Mısır'da kurulan Mith Gamr Tasarruf Bankasının kuruluşu ile sıfırdan başlayan İslâmi finans endüstrisi, 2020 yılı itibariyla dünya çapında 1.389 farklı kuruma ve 1,7 trilyon doları aşan büyüklüğe ulaşmıştır. Bu büyüklüğün %75'i İslâmi bankalardadır. Sukuk piyasası %15'ini, İslami fonlar %3'ünü, tekafül olarak adlandırılan İslâmi sigortcalık ise %2'lik bir paya sahiptir. %5'lik bölüm ise diğer İslâmi finansal enstrümanlardadır.
Reklam
“Tam hikâyemiz bitti derken kader sayfaları çevirip yeni bir bölüm başlatır.”
:D
" 'İslam Hakkında On Soru' gerçekten de basit, etkin biçimde yazılmış bir kitaptı. (...) Muhtemelen erkeklerin çoğu gibi, dini yükümlülükler, İslamın temelleri ve oruca ayrılmış bölümleri atlayıp doğrudan 7. Bölüm'ü açmıştım: 'Neden çokeşlilik var?' "
Sayfa 201 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Meleklerin Düşüşü 7. Bölüm 1. İnsanoğulları çoğalınca, güzel ve alımlı kızları oldu. 2. Melekler, göklerin çocukları onları görüp onlara karşı şehvet hissettiler. Birbirlerine dediler ki: “Gelin insanların arasından kendimize eşler seçelim ve onlardan çocuklarımız olsun.”
7.bölüm
Kendini sevmene gerek olmadığını söylerler. Fakat kendini sevmeden Hayat olmazdı. Asıl mesele kişinin kendi ruhunu mu yoksa vücudunu mu sevdiğidir. Esasen bunun ayrımına varmak ve bunu belirlemek önemlidir.
Reklam
7. Bölüm
Nasıl ki kemikler, et parçaları, bağırsaklar ve kan damarları derinin altına gömülü olduğu için insan görüntüsü çekilir bir hal alıyorsa, ruhun heyecanları ve tutkuları da aynı şekilde hiçliğe gömülüdür; hiçlik, ruhun derisidir.
LV ÜN SAN ÜSTÜNE
En yüce ün türlerini önemlerine göre şöyle sıralayabiliriz: önce “conditores imperiorum,”2 Romulus,3 Kyros,4 Caesar, Sultan Osman, Şah İsmail gibi devlet kurucuları gelir. İkinci olarak “legislatores” (yasa koyucular) gelir; bunlar, koydukları yasalar kendilerinden sonra da yaşadığı için, ikinci-kurucu ya da “perpetui principes”5 diye de anılırlar; Lykurgus,6 Solon, Justinianus,7 Edgar,8 “Siete partidas”ın yazarı Kastilya Kralı bilge Alphonsus9 gibi. 2 “Devlet kurucular.” 3 Romulus, mitologyaya göre Roma Devleti’nin kurucusu, ilk kralıydı. Roma kentinin de adını ondan aldığı söylenir. 4 Kyros, Pers Krallığı’nın kurucusu, ilk hükümdarıydı. Onun da adı bir sürü efsaneye karışmıştır. İ.Ö. 550’de tahta çıkmış. İ.Ö. 529’da öldürülmüştü. 5 “Sürekli önder.” 6 Lykurgus, İ.Ö. dokuzuncu yüzyılda yaşadığı söylenen ünlü Ispartalı yasa koyucudur. 7 Justinianus (İ.S. 483-565), 565’te Doğu Roma imparatoru olmuş, Roma yasalarını geliştirerek ünlü Justinianus Yasaları’nı koymuştu. 8 Edgar İ.S. 973-975 arası İngiltere krallığı yapmıştı. Kişiliği çevresinde pek çok söylenti vardır. Güvenilir tarihçilere göre barışçı, ülkesini mutlu yaşatmış bir kraldı. 9 Kastilya Kralı Alphonsus (1221-1284) Mağriplilere karşı kazandığı birçok büyük savaşla ünlüydü. Bilime büyük bir ilgisi vardı. Yasalar üzerine hazırladığı Siete partidas (Yedi bölüm) adlı yapıtıyla anılır. Kitabını yedi yılda bitirdiği için bu başlıkla adlandırmıştı.
Dünyanın her yerinde doğaüstü güçlere duyulan inanç, kana susamış tanrıları yatıştırmak amacıyla insan kurban etmeyi ve kötücül güçlerini yok etmek için cadıları öldürmeyi meşru kılıyordu (4. bölüm). Kutsal metinlerde soykırımdan, tecavüzden, kölecilikten ve geleneklere uymayanların ölümle cezalandırılmasından zevk alan bir Tanrı betimleniyor ve binlerce yıldır bu metinler iman etmeyenleri katletmeyi, kadınlara mülk gibi davranmayı, çocukları dövmeyi, hayvanlara egemen olmayı ve inanç sapkınlarının ve eşcinsellerin cezalandırılmasını meşrulaştırmak için kullanılageldi (1., 4. ve 7. bölümler). Zalim cezalandırmaların ortadan kaldırılması, empati uyandıran romanların yaygınlaşması ve köleciliğin yasaklanması gibi hümanist reformlar, bir zamanlar dini otoritelerin ve onların yandaşlarının şiddetli muhalefetiyle karşı karşıya kaldı (4. bölüm). Dar görüşlü yerel değerlerin kutsal düzeyine çıkarılarak yüceltilmesinin, başkalarının çıkarlarını hiçe saymayı meşrulaştırdığını ve uzlaşma olasılığını reddetmeyi zorunlu kılan bir etmen olduğunu görüyoruz (9. bölüm). Batı tarihinin ikinci en kanlı dönemi olan Avrupa Din Savaşlarında savaşçıları kışkırtan faktör buydu ve günümüzde Ortadoğu'da ve İslam dünyanın bazı bölgelerinde militanları kışkırtmaya devam ediyor. Günümüzde dinci sağda ve onları müttefikleri arasında sık sık savunulan bir görüş olan dinin barışı destekleyen bir güç olduğu teorisi tarihsel gerçeklerle uyuşmuyor.
Sayfa 743Kitabı okudu
7.Bölüm: Bağlar Ve Kordonlar
Size karşı ayaklanmıyorum ben sadece haksızlığın karşısında dik durmaya çalışıyorum
Sayfa 153 - NovaKitabı okudu
7.Bölüm: Bağlar Ve Kordonlar
Kendini kabul etmeyen birini başkaları da kabul etmez
Sayfa 150 - DarenKitabı okudu
967 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.