Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
OLİGARŞİK KOLEKTİVİZMİN TEORİ VE PRATİĞİ, Emmanuel Goldstein Birinci Bölüm Cehalet Güçtür. Bilinen tarih boyunca, olasılıkla Neolitik Çağ'ın sona ermesinden bu yana, dünyada üç tür insan olagelmiştir: Yüksek, Orta ve Aşağı. Bunlar kendi içlerinde de pek çok alt bölüme ayrılmışlar, sayısız ad taşımışlar, sayıları ve birbirlerine karşı
Can
Tarihsel olarak uygar batı insanının erdem ve meziyetlerinin başlıca temellerinden biri para biriktirmek olmuştur. Oysa bir Rus para biriktirme yeteneğinden mahrum olmakla kalmaz, kazandığını boş yere, hem de çirkin bir biçimde harcar. Her halükârda biz Ruslara da para lazım olur, bu yüzden hiç emek harcamaksızın iki saat içinde birden zengin olabileceğimiz rulet gibi yollara pek düşkünüz. Böyle şeyler bizi hemen cezbeder, fakat hiç emek harcamadan, aklımıza estiği gibi oynadığımız için hep kaybederiz!
Reklam
Onu keskin bir hanimeli kokusu biçiminde içimde hep saklayacagimi bilerek. Bu günlerde hayatın bol, ferah, güzel tasarlanmış, güzel düşünülmüş giysisini giymek istemiyorum, eğer tabii böyle bir giysisi varsa, ki zaman zaman olmuştur, oluyordur, Vahim bir kaldırım taşının dibine oturup boş, uzun, kenarlarinda kırık dökük evleri olan, gri göklü bir sokağa bakmak istiyorum diye içimi döküverdim
Sayfa 104Kitabı okudu
Biz Cihan Harbi’nde büyük devlet olduğumuzu bir tarafıyla gösterdik, bir tarafıyla da dünyadan bihaber insanların elinde olduğumuzu gördük. Her şeye rağmen Cihan Harbi’nde biz bir vatan ve millet olduğumuzu ispat ettik. Tarihte çok az milletin böyle bir destan yazma kabiliyeti olmuştur. Şansı da az olmuştur, kabiliyeti de az olmuştur. Gelibolu gibi bir olay herkeste görülmez. Hatta asker geçinen memleketlerde bile olmaz bu. Almanların Gelibolu’su var mı? Yok! Çünkü Almanya saldırır, vatan savunmaya gelince çözülür. O şuur derin değildir aslında. Ama Ruslar ve Fransızlarda hep vardı. Biz Gelibolu’muzla, Sarıkamış’ımızla, Halep’imizle vatan savunmasını bilen nadir milletlerden olduğumuzu göstermişizdir. Bu, tarihin getirdiği bir seciyedir ama aynı zamanda da bir eğitim ve teşkilatlanma meselesidir. Eğer biz 19. asrın sonu ile 20. asrın başı ve sonunda bu seciyeyi göstermiş isek, her zaman büyük komutanlarımız, büyük devlet adamlarımız ortaya çıkmış ise, pekâlâ rahat rahat işgalcilerle uyuşma yolunu seçebilecekken bağımsızlık için kafa tutmuş ve bunu da başarabilmiş isek bunun bir geleneği var demektir.
Cemal Süreya Gözünden Ahmet Arif
AHMED ARİF «Bir şair: Ahmed Arif  Toplar dağların rüzgârlarını  Dağıtır çocuklara erken» «Hasretinden Prangalar Eskittim» kitabıyla Ahmed Arif’in şiiri de gün ışığına çıktı. Böylece Ahmed Arif’in Türk şiirinde zaten öteden beri sağlamış bulunduğu yer, okurun gözünde de matematik bir kesinlik kazandı. Sanırım, bu yer, bundan sonra en az
Fener'in Fener'den başka dostu yok. Basit ama doğru bir söz... Gerçekten de bu böyledir. Tarihten bugüne hep böyle olmuştur. Fenerbahçe ittifakların takımı olmamıştır.
Reklam
Mukaddime Önsöz
İbn-i Haldun'un en önemli eseri olan Mukaddime için, yine kendisinin hazırlamış olduğu kıymetli önsöz'ü şöyledir. Lütfu bol Rabbinin rahmetine muhtaç kul, Abdurrahman bin Mu­ hammed bin Haldun Hadrami -Allah onu mavaffak kılsın- der ki: . Hamd Allah'adır. Azamet, üstünlük ve kudret O'nundur. Hüküm­ ranlık O'nun elindedir. En güzel isimler
Yaşasın Aşk
Aşk saçma birşey. Hep böyle olmuştur zaten; daima da öyle olacaktır. Gerçi, tek var olan şey; ama saçma. Kuşlardan gayri hiçbir mahluka göre değil; kuşkara göre. Çünkü kuşlar, yaşamak için, insanlar gibi birtakım aşağılık işlerle uğraşmaya mahkum edilmemişler. Elbise giyen, dünyada oturan, çalışması, para kazanması gerken, havayla, suyla yaşayamayan mahluklar için aşk, fazla güzel birşey. Konuşan hayvanlar için bu biraz fazla.
Sayfa 330Kitabı okudu
Adnan Yücel
Aşksız ve paramparçaydı yaşam bir inancın yüceliğinde buldum seni bir kavganın güzelliğinde sevdim. bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! Aşk demişti yaşamın bütün ustaları aşk ile sevmek bir güzelliği ve dövüşebilmek o güzellik uğruna. işte yüzünde badem çiçekleri saçlarında gülen toprak ve ilkbahar. sen
Turk kara ordusu
Bir müddetten beri, Türk Kara Kuvvetleri”nin, yani daha gerçek anlamı ile Türk Ordusu”nun kuruluş tarihinin 1363 olduğu kabul edilerek, belirli günlerde, bu yıl başlangıç sayılmak suretiyle, törenler yapılmaktadır. Türk Ordusunun kuruluş tarihi 1363 olarak kabul edildiği takdirde, önce şu sorunun karşılığını bulmak gerekmektedir: Türk Ordusu o
Reklam
Bediüzzaman Hazretleri, sık sık hastalanır ve uzviyet bakımından sıkıntılı bir ömür sürerdi. Yemeği de kuş yemi kadar bir şey... Çok defa bir tabak çorba ve birkaç lokma ekmek... Bu, az yemek şiarı onun ömrü boyunca devam etmiş ve çekinmeden iddia edilebilir ki, onun kadar az yiyen pek az insan gelmiştir. Allah Rasulünün, insanoğlunu «midesinden daha şerli bir kap doldurmamış» olmakla vasıflandırışları, Said Nursî'-de en hassas bir dikkat mevzuu olmuştur. Gecelerini böyle geçirirken gündüzlerini de «Nur Risalesi» nin kaleme alınmasına tahsis ederdi. Bazen tek başına yakınlardaki çam ormanlarına ve bu dekor içinde hep aynı iç hayat vecdini sürdürürdü. Dekorundan o kadar memnundu ki: «— Ben bu menzilleri Yıldız Sarayına değişmem!» Derdi.
Çoğu kez şirin yaratıklar gibi görünürler sana. Fakat bu, öteden beri kurnazlığı olmuştur hep korkakların. Evet, kurnazdır korkaklar!
Sayfa 77 - Say YayınlarıKitabı okudu
Casusları Sevk ve îdare, Mülkün Selameti ve Raiyyetin İşlerine Dair
Deylemîlerden Adudu’d-devle’den akh daha pek, kavrayışı tez, feraseti daha yeğin birisi yok idi. Bayındırlık ve imar işlerinden haz duyan âlicenap ve meselelere her yönüyle vâkıfİdi. Günlerden bir gün bir casus ona şöyle bir haber ulaştırdı: “Emir buyurduğunuz meselenin halli için yolladığmız şu bendeniz, şehir kapısından iki yüz adım kadar yol
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.