Bir çocuğun gözünden yetişkinler ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Çocukken sahip olduğumuz pırlanta gibi değerleri yetişkin bireyler olunca nasıl kaybettiğimizi ne de güzel vurgulamış. Bence kitabın en etkileyici bölümü, güzelliklerle anlatılabilecek nesnelerin, yetişkinler tarafından sayılarla anlatılmaya çalışılmasıydı. Hepimiz öyleyiz aslında. Sayılar, birimler arasında kaybolurken, nice güzellikleri görmezden gelebiliyoruz. Güzel bahçesi olan, bahçesinde ördeklerin gezdiği, küçük şirin bir evi kaç kez "Şehir merkezinden 15 km uzakta" diye nitelendirdik, Allah bilir.
Küçük Prens'in Dünya'ya gelmeden önce karşılaştığı 6 gezegen ve bu gezegende yaşayan insan tipleri; gezegenimizde sıklıkla karşılaştığımız ve çoğu bu dünyayı mahvetmeye yeten insan tipi aslında. Bencil, emretmeyi seven, kendisine itaat edilmesini isteyen yani kendisine resmi köleler arayan, hiç görmediği şeyler hakkında yorum yapabilen vs.
Yetişkin eğitimiyle ilgilenenler çok daha iyi biliyor ki çocuklar aslında her şeyin farkında. Anne ve babaların kendilerini kandırmaya çalıştığının, yalan söylediğinin, konuşmak isteyen çocuğu birkaç kelimeyle geçiştirmeye çalıştığının vs. Tüm bu durumların farkındalar ve karakterleri buna göre şekil alıyor. Anne ve babaların çocukken hakaret ettiği, aşağıladığı çocuğun ileride merhamet sahibi olmasını beklemek aslında çok büyük bir hatadır.
Her satırıyla, her cümlesiyle aslında ders niteliğinde bir kitap. Yani bazı önemli konuları işlemek için yüzlerce sayfalık kitaplar yazmaya gerek olmadığını da bir kez daha anlamış olduk