Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dorian dışarı çıkınca Lord Henry ağır gözkapaklarını indirerek düşünmeye başladı. Şurası bir gerçek ki onu Dorian Gray kadar ilgilendiren pek az kişi çıkmıştı. Gene de çocuğun başka birine çılgınca tutulmuş olması genç lorda zerrece kıskançlık ya da can sıkıntısı vermiyordu. Tersine, hoşuna gidiyordu onun. Bu tutku Dorian Gray’i daha ilginç, incelemeye değer kılıyordu. Lord Henry oldum olası doğa bilimlerine karşı derin bir merak beslemiş, gelgelelim bu bilimlerin sıradan konularını önemsiz, enti püften bulmuştu. Böylece o da kendi kendini mikroskop altına koyarak incelemekle işe başlamış, sonunda başkalarını didikleyip inceler olmuştu. İnsan yaşamı: Lord Henry’nin gözünde incelemeye değer olan tek şey buydu. Bu kadar değerli bir şey olamazdı. Gerçi inceleyen kişi yaşamı acılarla sevinçlerin karışımıyla dolu olan deney tüpünün içinde gözlemlerken, yüzüne camdan maske takamıyor, zehirli buharların beyni etkileyerek imgelemin garip fanteziler, şekilsiz hayallerle zonklamasını engelleyemiyordu. Öylesine sinsi zehirler vardı ki, insanın onların niteliklerini ayırt edebilmesi için onlarla zehirlenmesi gerekti. Gene de bu inceleme en sonunda insana nasıl da şahane bir ödül veriyordu! Dünya insanın gözünde nasıl da harikulade olup çıkıyordu! Tutkunun o tuhaf, katı mantığını ve zihnin duygusallıkla renklenen yaşantısını fark etmek, bu ikisinin nerede bir araya geldiklerini, nerede ayrıldıklarını, nerede uzlaşıp nerede çatıştıklarını gözlemlemek... Ne büyük bir kıvanç gizliydi bunda! Pahası kimin umurunda? Hiçbir heyecanın bedeli aşırı yüksek sayılmazdı.
Kendi kişisel deney ve gözlemlerinden sonuçlar çıkarmakta özgür olan bir kişi, şehitlik derecesine ulaşma fikrini genellikle sempatik bulmaz. Çünkü Ölümü göze almak, akıllıca bir hareket değildir ve derin bir inceleme sonunda varılacak bir sonuç olmasına imkân yoktur. Bütün aktif kitle hareketleri, bu nedenle, taraftarlarıyla dünya gerçekleri arasına gerçekleri örten bir perde koymaya uğraşırlar.
Reklam
Nurhan Işkın Katilin Özrü
Aylin arabadan inince ensesindeki tüylerin diken diken olduğunu hissetti.Ürperdi,derin nefes aldı,araçtan lateks eldivenlerinden aldı,içeriye doğru yürümeye başladı.Sinan da sessizce onu takip ediyordu.Olay yeri inceleme ekibi sarı şeritleri çekmiş,inceleme yapmak için Başkomiser Aylin’i bekliyordu.Hoş bir siteydi burası.Havuz,ışıkları ile onlara göz kırpıyordu.Villalar çok bakımlı görünüyordu.Aylin böyle bir sitede nasıl olurda güvenlik olmaz diye düşündü.Villanın kapısının önü çok kalabalıktı.Aylin içeri girdiğinde dikkatini çeken ilk şey,evin çok hoş bir zevkle döşenmiş olmasıydı.Pahalı ve şık.Eğer cinayet söz konusu olmasa,evin sıcaklığı ve huzuru insanı kapıda karşılayacak cinstendi
Gerçek Müptelasi Bir Yazar
“Jenny," dedim, "bu adamın bir tuğla fabrikası ve Bel Air'de bir malikânesi olabilir, ama ruhu var mı? Derinliği var mı? Ben şahsen onu yakından inceleme fırsatı buldum ve ruh güzelliğine dair tek bir işarete bile rastlamadım. Soğuk, katı, para düşkünü bir işadamı." "Çok tatlı ama," dedi Jenny. "Son derece anlamsız bir yargı. Hayatın yüksek yanları hakkında bir perspektife sahip mi? Derin ve kalıcı şeylerden söz ediyorum.”
Yeşil Renkli Namus Gazı Operası -Aziz Nesin
«Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte biçok ileri ulusların
Bil ki, tarih ilmi, dünya toplumu ve uygarlığı olan insan toplumundan ve bu toplu­ mun gerçekleri arasında yer alan yabanilik ve barbarlık, medenilik ve uygarlık, asabiyetıs, bazılarının diğer bazıları üzerinde kurduğu değişik şekillerdeki hakimiyetler ve bu hakimi­ yetlerden doğan hükümdarlıklar, devletler ve bunların derecelerinden haberler
Reklam
Birbirini ilk kez gören farklı cinsten iki genç insanın birbirlerini süzüşlerindeki o büyük, derin bilinçdışı ciddiyette; birbirlerine yönelttikleri araştırıp inceleyen, içlere nüfuz eden bakışlarında, karşılıklı olarak kişiliklerinin her bir parçasının ve bütün yanlarının maruz kaldığı gözden geçirmelerde, tamamen kendine özgü, özel bir yan bulunmaktadır. Anlayacağınız bu araştırıcı inceleme ve yoklamalar türün genius’unun (üreticisinin, koruyucu ruhunun, dehasının, vb.) bu iki kişinin birleşmeleriyle meydana gelmesi mümkün birey ve onun yapısal özellikleri üzerine derin derin düşünmesi anlamına gelmektedir.
Şimdi bu çok karmaşık süreç içinde gerçek olanla hayalî olanın paylarını hakkiyle ayırmayı denersek şunu buluyoruz. Süresiz gerçek bir mekân var, olayları şuur hallerimizle birlikte görünüp birlikte kaybolan bir mekân, bir de gerçek bir süre, bir cinsten olmıyan anları birbiriyle kaynaşan bir süre var: fakat bu gerçek sürenin her bir anı
Analitik inceleme, Sam'in derin benlik hasarı algısını ve depresyonunun ailesiyle bağını sürdüren mekanizma işlevim gördüğünü ortaya çıkanr. Zaman içinde Sam ve ailesinin depresyonu bir prensip, bir varoluş biçimi hâline getirdiği ortaya çıkar. Onlar dünyayı acı ve ızdırap dolu bir yer olarak görüyorlardı. Yaşamın tadını çıkaran insanlar yüzeysel, entelektüel ve ahlakî olarak bozuk, kelimenin tam anlamıyla ciddiyetsiz ve sıkıcıdır. O, çile çekiyormuş gibi gözüken insanlara doğru çekiliyordu. Onlara karşı aşırı empati duyuyor ve yardımcı oluyordu, ama bunun sonrasmda kendisini tuzağa düşmüş hissediyordu. İnsanlarla en yakınlaştığı deneyim, birlikte ağlamalarıydı; neşe ve zevk mahrem, başkalanndan ayıran ve neredeyse utanç verici duygulardı.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.