Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
türlere, cinslerin sadece kolaylık olsun diye oluşturulmuş yapay derlemeler olduğunu kabul eden doğa bilginlerinin yaklaştığı gibi yaklaşmamız gerekecektir. bu pek de iç açıcı bir bakış açısı olmayabilir ama en azından tür teriminin o keşfedilmemiş ve keşfedilmesi mümkün olmayan özünü boş yere aramaktan kurtulmuş oluruz.
Sayfa 485Kitabı okudu
Nur Mesleğinin Hizmet Prensiplerini ihtiva eden "ESASAT-I NURİYE" isimli bu kitab, başta Risale-i Nur Külliyatı üzerinde ihtisas kazanan ve tahkik usulüyle kırkbeş senedir toplama ve derlemeler yapan muhterem Rüşdü Tafral Ağabeyimiz ve İTTİHAD İLMÎ ARAŞTIRMA HEYETİ tarafından uzun bir araştırma ve inceleme neticesinde titizlikle
Sayfa 7 - Sözler yayın
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk (Akl-ı Kemal'den derlemeler)
İstiklal harbinin en kritik gecelerinde bile kitap okuyordu. Vefatından sonra tereke hakimliği tarafından tutulan kayıtlara göre, o sırada kütüphanesinde bulunan, not alarak, işaret koyarak okuduğu kitap sayısı, 7333 adetti.
Sayfa 100
Mustafa Kemal Atatürk (Akl-ı Kemal'den derlemeler)
Sahilde büyümedi, çocukluğunu yaşama fırsatı olmadı, ömrü cephanelerde geçti, dolayısıyla, yüzme bilmiyordu. Taa 54 yaşındayken... Çocuklara rol model olmak için, görsünler özensinler diye, eğitimini aldı, yüzme öğrendi.
Sayfa 100
Mustafa Kemal Atatürk (Akl-ı Kemal'den derlemeler)
Ulusal kalkınma vizyonuna tek bir örnek vereyim... 1937'de açtığı Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası'nda, dikkatinizi çekerim, taa 1937'de, işçilere ve Nazilli halkına kadınlı-erkekli balo düzenliyordu, danslar ediliyordu, 2 bin 500 kişinin çalıştığı fabrikada 700 kişilik sinema ve tiyatro salonu vardı, haftada altı gün film gösteriliyordu, Nazilli'nin o günkü nüfusu 12 bin kişiydi, 12 bin kişilik yere 700 kişilik salon açmak, ancak devrimci bakış açısının eseri olabilirdi, işçilerin tiyatro kulübü vardı, müzik grubu vardı, fabrikanın tiyatrosu vardı, fabrikada piyano vardı, piyano... Resim-heykel sergileri düzenleniyordu, spor kulübü vardı, Sümerspor, Türkiye'nin ilk alttan ızgaralı futbol sahası oradaydı, basketbol-voleybol sahası vardı, güreş minderi, boks ringi, tenis kortu vardı, paten pisti vardı, bisiklet parkuru vardı, ameliyathaneli, laboratuvarlı hastanesi vardı, ilkokulu vardı, kadın işçilerin bebişleri için kreş vardı, 1937'de, giyecek kooperatifi, fırını vardı, işçileri şehirden fabrikaya getirip götürmesi için, Gıdı Gıdı adı verilen mini treni vardı, kendi enerjisini kendi üretiyordu, santrali vardı, Nazilli'ye de elektrik veriyordu. Özetle... Cumhuriyet mucizesiydi.
Sayfa 101-102
Reklam
"Peki ya başdiyakoz Trublet'nin Derlemeler'i? Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?" dedi başrahip. "Ah," dedi Madam Parolignac, "Ne kadar can sıkıcı! Herkesin bildiği şeyleri nasıl da sanki yeni bir şey söylüyormuşçasına anlatıyor. Şöyle bir dokunup geçilecek konuları nasıl da uzata uzata tartışıyor. Başkalarının aklını nasıl da akılsızca çalıyor, çaldığı fikirleri nasıl da mahvediyor. Nasıl da midemi bulandırıyor..."
Sayfa 101Kitabı okudu
Ahmed b. Hanbel
Ehl-i hadisinin en önemli temsilcilerinden bir olan Ahmed b. Hanbel'in ismi etrafında kurulmuştur. Kendi döneminde fakih kimliğinden çok, muhaddis olarak tanınan Ahmed b. Hanbel 164/780 yılında Bağdat'ta doğmuş, orada yetişmiş, hadis tahsilini tamamlamak üzere Kufe, Basra, Mekke, Medine, Suriye ve Yemen'de uzun süre kalmış, halife Me'mun ve Mu'tasım dönemlerinde "Halku'l-Kur'an" tartışması dolayısıyla yaşanan olaylarda (mihne) uzun süre hapsedilip işkence görmüş ve 241/855 yılında Bağdat'ta vefat etmiştir. Huşeym b. Beşir, Süfyan b. Uyeyne, Yahya b. Said el-Kattan, Abdurrahman b. Mehdi, Ebu Yusuf, Şafii, Veki b. Cerrah ve Abdurrazzak b. Hemmam başta olmak üzere birçok hocadan hadis ve fıkıh öğrenmiştir. Neredeyse bütün mesaisini hadis-sünnet rivayetlerini öğrenme, ezberleme, anlama ve nakletmeye veren Ahmed b. Hanbel'in bizzat kaleme aldığı veya yazdırdığı kapsamlı bir fıkıh eseri yoktur. Kaldı ki o, ictihad üriinü olan fıkıh hükümlerinin Kitap ve Sünnet'in yerine geçeceği endişesiyle kendisinden fetva nakledilmesine de ısrarla karşı çıkmıştır. Ömrünün sonlarında bu katı tutumu esneyince göriişleri, öğrencileri ve oğulları tarafından Mesail isimli kitaplarda derlenmeye başlamıştır. Bu derlemeler vefatından sonra da devam etmiş ve adı etrafında oluşturulan kolektif fıkhı birikim Hanbeli mezhebi olarak isimlendirilmiştir.
Sayfa 95 - Sünni Mezhepler. IV Hanbeli Mezhebi.Kitabı okuyor
İslam Seyyahlarının Farklı Yönleri ve Hadis Rıhleleri
Ayrıca Batı'da örnek seyyah kendi kültürel sınırını aşıp, kendisiyle karşı karşıya gelmek ve “Öteki” deneyimini kendi kültürünün metnine aktarmak üzere “öteki yer”e giden insan iken; İslamda büyük seyyah —bu isim turistin tam karşılığıdır- kabul edilenler kendi inanç coğrafyalarından ya hiç çıkmamış ya da çok az çıkmıştır. Ve anlatı biçimine
Sayfa 226-227
Bilim ve Teknik, Pietro Corsi
Avrupa’nın Geri Kalan Kısmında Bilimsel İlerlemeler * İskenderiye geleneği * İtalya yarımadası V ila X. yüzyıllar arasında teknik ve tarım alanındaki bazı önemli yenilikler dışında bilim ve teknik alanında böyle bir genel çöküş döneminden geçerken, son 20 yılda yürütülen araştırmaların katkısıyla, Avrupa’nın geri kalan kısmında, Akdeniz’de ve
Sayfa 408Kitabı okudu
Reklam
Haketmiş...
MİTçi MİTçiye işkence yapar mı ? Aslında bunu en iyi Savaşman biliyordu: çünkü kendisi de işkenceciydi ve anılarında da anlatmaktaydı: "istihbarat okulunda verdiğim sorgulama tekniği derslerinin bir gün bana karşı kullanılacağını hiç düşünmemiştim. Bu konuda en son Amerikan kaynaklarını tarayarak derlemeler yapmıştım. Sorgu odasına (MiT merkezindeki, y.n.) elektrikli işkence aletlerini ve ışık verme aparatlarını ben yerleştirmiştim, işkencenin maddî ıstırabı üzerinde değil, metotlu bir şekilde beyin yıkanması ve psikolojik etkiler üzerinde sıkça dururdum. Hatta birçok meslektaş beni robotlaştırma uzmanı olarak tanırdı..."
Babil Kitaplığı & Borges Hakkında
Her büyük yazar işe iyi bir okur olmakla başlar ve yıllar geçtikçe, tercih ettiği ya da dışladığı okumalarıyla kişisel bir kitaplık yaratır. Buenos Aires'teki Ulusal Kitaplık'ın yöneticisi Jorge Luis Borges bu kitap bolluğundan yararlanmasını bildi: Zaten büyülenmiş okurlarına, derin bilgi ve neşesiyle, şaşırtıcı derecede ilginç derlemeler hazırlayıp sundu. Düşsel edebiyatın mücevherlerini oluşturan metinleri bir araya getirdi ve onun en güzel hikayelerinden biri olan Babil Kitaplığı, aynı zamanda dizinin adı oldu. 1975 ile 1985 arasında yayımlanan bu dizi, daha şimdiden bir edebiyat klasiğidir. Bir araya gelen bu kitaplar aynı zamanda Buenos Aires'in bu büyük kütüphanecisine adanmış en duygusal anıtlardan da birini oluşturur.
Justinianus’un Derlemesinin Tarihe Geçişi
Justinianus’un derlemeleri üzerine yapılan araştırmalar; yani heyet üyelerinin asıl metinler üzerinde uyguladığı değişiklikler ve derlemeler başta olmak üzere, özellikle Digesta’nun redaksiyon teknikleri ile eklentiler meselesi bu eserlerin çok farklı yönlerini ele almıştır. Justinianus gelecek nesillere paha biçilmez değerde bir hukuk mirası aktarmıştır; bu miras sonraki yüzyıllarda doğrudan veya dolaylı bir şekilde birçok Avrupa ülkesinin hukuk sisteminin temelini oluşturacaktır. Ancak Justinianus aynı zamanda bu mirası, anlaşıldığı üzere Romalıların bilmediği bir format olan yasa derlemesi şeklinde sunmuş ve bu format sayesinde bu yasaların yüzyıllar boyunca muhafaza edilmesini ve daha kolay bir başvuru kaynağı olmasını sağlamıştır. Dolayısıyla günümüzde bu derleme metinlerini okuyacak olanlar bu durumu görmezden gelmemeli ve bu metinlerin tarihini keşfetmek istedikleri takdirde oluşturuldukları bağlamda ve dönemde neyi temsil ettiklerini anlamaya çalışmalıdır.
40 sayisi
Neden Ali Baba 40 haramiyle uğraşmak zorunda kalmıştır? Ve Bü­yük Perhiz neden 40 gün sürer? 40, büyük sayılar arasında en büyüleyici sayı olarak Orta Do­ğu'da, özellikle de lran ve Türkiye'de yaygın biçimde kullanılır. Saf bilimsel açıdan bu sayı, kadim Babil'de de gözlemlendiği gibi ülker'in [Süreyya burcu] 40 gün boyunca gözden yok olmasıyla
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.