"Hayatım hayatımın romanı olsun.." diyerek başlayalım..
En çok yarım bırakılan kitaplar arasında 1, En çok okunacak kitaplar arasında 3. sırada olması bile bir çelişki teşkil etmiyor mu? Meraklanıp, kitaba başlayıp, kitaba tutunamayanlar: (Selim olsa hepinizden tiksiniyorum derdi :)) )
Kitap hakkında fikir ve naçizhane tavsiyelerime
Okurlar olarak hepimizin zihninde iyi bir kitap nedir sorusunun birden fazla cevabı var.
Bazılarımız hızlı okunan kitapları iyi bir kitap olarak niteliyor: “Aktı gitti resmen, elime aldığım gibi bitirdim!”
Bazılarımız ise tam tersine zor kitapların iyi kitap olduğunu iddia ediyor. Büyük bir çoğunluk çok satanların, yine ezici bir çoğunluk ise
Gelinine tecavüz, gelininden olma 13 yaşındaki ilk çocuğuna yıllarca taciz yine gelinine tecavüz sonucu olan ikinci çocuğa tecavüz. Ulan Allah belanı versin. Üç yaşındaki çocuk yırtılma sonucu aşırı kanamadan ölmüş. Ne desem az kalacak yine boşa gidecek. Mesleğe ilk başladım önümüze beş yaşında bir kız çocuğu getirdiler bisikletin kolu geçti kanaması var diye sonucu bilin bakalım ne çıktı. Dedesi tecavüz ederken fazla zorlamış ve kanama olmuş. Babasının tecavüz ettiği çocuk İçin annesinin söylediği söz; dışarı gideceğine evdekine yapsın!!!! Abisinin yıllardır tecavüz ettiği erkek kardeş muayenede canı yanması gereken yerde kılı bile kıpırdamıyor o kadar alıştırmışlar ki ve yine bundan da annenin haberi var. Beş yaşındaki kıza soruyoruz deden sana bunları yaparken kimse görmedi mi diye; annem babam yanımdaydı diyor. Sadece bir kaç örnek…. O kadar çok ki lanet olsun lanet. İnsan denilen bu yaratığın dünyadan sonsuza dek izi silinsin artık. Kimse de bana demesin neden bu kadar mutsuzsun diye, şuan ben bunları yazarken bile kim bilir nerde hangi O. Çocuğu hangi çocuğa tecavüz ediyor. Hayvanlara işkenceyle tecavüz et, çocuklara tecavüz et, yanından geçen kadını paramparça et tecavüz et öldür… Ulan şehvetiniz kurusun erkekliğiniz batsın. Bu kadar pislik bir dünyada, onlarca insanın, hayvanın, çocuğun tecavüze, işkenceye, açlığa mahkum olduğu bu hayatta mutlu olabilen varsa buyursun olsun ben olamıyorum hele ki bunları birebir gözümle görüyorken artık benim bu gözlerim bu hayata bir daha iyi bakmaz, bakmıyor. Etrafınıza iyi bakın ne olur belki bir çocuğun, bir hayvanın anlatamadığı derdine derman olursunuz….
“Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!” Virginia Woolf
SUS
OTUR
DİNLE
GEZME
GİYME
Son 10 gündür bu kitapla yatıp kalkıyorum desem yalan olmaz... Okuma serüvenimde bu kitap bir kilometre taşı oldu benim için. Nedenlerini dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım. Çünkü anlatacak gerçekten çok şey var bu kitapla ilgili. Hepsini bir incelemeye sığdırmak mümkün olamayacağı için kendimce önemli gördüğüm bazı konuları masaya
Neden Tolstoy okumalı?
Zamanında çok yakışıklı bir topçu subayı olduğu için mi?
Üşenmemiş 1800 sayfalık kitap yazmış diye mi?
En bilinen iki Rus yazardan ismi daha kısa olanı diye mi?
Hristiyanlığı yerin dibine sokarken Müslümanlığı yücelttiği ve o kadar iyi gizlendiği için Rusya'da halen bulunamayan Hz. Muhammed kitabını yazdı diye mi?
Ak
Oğuz Atay okumak, öylesine kolay bir iş değilmiş… Bunu bir defa daha anladım, zira bundan yıllar yıllar önce “Korkuyu Beklerken” kitabını okumaya yeltendiğimi de hatırlarım; kitaba tekrardan başlarım ve anlayamazsam sinirden deliye dönerim diye kendime yediremediğimden ve korkumdan “Korkuyu Beklemeden” bir arkadaşıma hediye etmiştim.
İşin aslı
James Joyce dan etkilendiği çok aşikar.Dostoyevski den romanında çok sık bahsederken, Joyce un ise meşhur bilinç akışı tekniği kullandığını görüyoruz.Aynı zamanda kendisi Postmodernist bi yazar.Bunu kısaca sorunsallaştırma, yadsınma olarak 20.yıl ve sonrası için kabul edebiliriz.
Eyyy film severler :) Siz de benim gibi bir film izlemek için bir film süresini hangi filmi izlesem diye zaman geçirerek mi tüketiyorsunuz? İşte dev olmasa da bir arpa yolu boyunda hizmet :)
Linkleri de koyayım anında yararlanın:)
Uzun zamandır izlediğim filmleri bir köşeye not ediyorum, her güne bir film izleme projem kapsamında dedim bunları
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar
Dikkat! Kitap içerisinde bize sunulan fikirlerden bahsetmiş bulundum. Bunu spoiler olarak değerlendirenler olabilir. Bu yüzden uyarıda bulunuyorum.
Barış Özcan ağabeyimizin tavsiye ettiği bu kitabı okumuş bulundum.
İnsanın 'sadece makine' olduğunu savunan yaşlı amcamız ile genç arkadaşımızın diyalog savaşı ile karşılaştım kitapta. İlk sayfasını
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim.