Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünya üzerindeki bütün ormanlar, birbiriyle irtibat halindedirler. Aynı ağa bağlıdırlar. Bu nedenle, bir ormana ya da ağaca iyilikte bulunan kişi, yaptığı iyiliğe karşılık dünya üzerindeki bütün ağaçlar tarafından desteklenir. O kişi, ormanın iyesinden yardım istediğinde dünyanın neresine giderse gitsin, bütün ağaçlar gösterdiği saygının farkında olur ve ona her zaman karşılık vermeye devam ederler.
Yaptıkları gizli kaldığı zaman bazı insanlar yabancılara, başkalarının gözü önünde davranmayacakları şekilde davranırlar. Ve bir yabancıya en kolay zarar verenler, yabancının onlara zarar vereceğini en kolay düşünenlerdir.
Reklam
Zeytin Terörü Sofrada Terör
KAPKARA ZEYTİN ARAMAYIN Zeytin pazarında toz dumandan göz gözü görmüyor. Denetimsiz pazarda 5 binden fazla üretici ve toptancı firma iş yapıyor. Kayıt dışı çalışan korsan firmalar yaptıkları hilelerle halk sağlığını tehdit ediyor. Denetimsizlik yüzünden, kötü zeytin, iyi zeytini pazardan kovuyor. Dünyanın en iyi sofralık ve yağlık zeytin çeşitlerini yetiştiren ülkemizde, iyi zeytin yemek şans işi.
bir erkeğin organlarını orak biçimi kesip çıkarmakla bütün duy-gularını öldüremeyeceklerini nereden bilebilirlerdi ki? bütün gün, dünyanın dört bir köşesinden seçilerek getirilmiş nadide güzelleri ve onların gümüş endamlarının çıplaklığını seyredip de heyecanlanmamak mümkün müydü? taş olsa cana gelirdi.
Sayfa 44 - inkılapKitabı okudu
Arı çok kutsal bir varlıktır. Değerli özelliklere sahiptir. Arılar hassas varlıklardır. Dünyada olan biten her şeyden haberleri vardır. Dünyanın diğer ucunda gerçekleşen bir felaketi dahi arılar bilir. İnsanların evlerine her zaman girmezler. Geldiklerinde de mutluluk verici haberlerin yaklaşmakta olduğuna işaret ederler. Elbette bu uğur sadece arıya evde kalma müsaadesi tanınırsa geçerli olur. Eve giren arı kovalanmamalı, öldürülmemelidir. Bu mutluluğu da kovmak anlamına gelir.
UZAKDOĞU UYGARLIKLARI Batının bütün sanat eserleri, onu seyreden birinin varlığını gerekli kılar, yani bu eserler bir başka insanın zihni ve gözü için yapılmıştır. Bunların bir okunaklılığı olması ve parçalarının tutarlı bir birlik birlik oluşturmalarına rağmen, apaçık bir şekilde algılanabilir olması da gereklidir. Mekan ve zamanla sağlam bir şekilde ilişki içine sokulmuş besbelli ve anlamlı bir formları vardır. Batı bir sanat eseri konusundaki temel anlayışa, onu takdir edebilecek elit bir zümrenin az sayıdaki üyelerine hitap eden bir özgür etkinlik olarak çalışıp çablayarak ulaşmaya yönelmiştir ve dolayısıyla, sanatçı ile onun eserini seyreden arasında estetik üzerine bir diyalog söz konusudur. Uzakdoğu Sanatçılarının elinde ise, form, dünyanın varliginin kendisinin belirip görünmesi olarak; evrensel güçlerin bir dile gelişi olarak ortaya çıkar. Yani fon, doğanın belli bir yanını egemenliği altına almaya çalışan insan düşüncesinin sonucu değildir. Bu form, Esinle verilmiş bir formdur; dış görünüşlerin ezeli ve ebedi hareketi üzerinde bir sanatçının hayal gücüne dayanan derin düşüncesidir,sonsuza ulaşmaya yönelir.
Sayfa 459Kitabı okudu
Reklam
Taşranın içine kapanık dünyasından dışarıya açlan tek pencere askerlik. Askerlik, köyünden çıkmamış gençlere dünyanın kaç bucak olduğunu gösterir. En büyük tecrübe odur. Yaban ellerde, yaban çocuklarla gerçek bir disiplin altında pişer delikanlılar. Görmedikleri yerleri görür, duymadıkları şeyleri duyar, bilmedikleri bilgileri öğrenirler. Askere gidip gelenin gözü açılır, ufku genişler. Askerliğini yapmış olmak bir olgunluk belirtisidir. Bugün dahi bu böyledir. Çoğu yerde askerliğini yapmamış delikanlıya kız vermezler.
Sayfa 182Kitabı okudu
Bir yerde, şeriat inceliklerinde laubali, üzerinden benlik kokuları gelen, velilik iddia edici ve karemet satıcı, gözü dünyada ve güya dünyanın ıslahında, usûlü telâş ve didinme ve gayesi isim ve şöhret, müritlerinin keyfiyeti yerine kemmiyetine düşkün birini gördünüz mü, rahatça hüküm mührünü basabilirsiniz: —Bu adam bir velî değil, ancak bir denîdir!! Artık bu ölçüleri dilediğinize tatbik edip hüküm kesmekte serbestsiniz.
Sayfa 206Kitabı okudu
Bu dünyanın benim için değil,bir avuç hayâsız,yüzsüz,dilenci tabiatlı,çokbilmiş,kabadayı,gözü gönlü aç insanlar için olduğunu hissediyordum.
Sayfa 79 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
İkindi, hüzündür. Gözü arkada bırakan bir vedalaşma ışığı vardır ki ikindi demlerinin, yaz ortasında bile kırık, soluktur rengi. Rengi ikindinin, dünyanın en güzel gülüdür. Birazdan kuruyacak…
Reklam
"Beni teselli eden tek şey, ölümden sonra yok olma umuduydu. İkinci yaşam fikri beni korkutuyor, yoruyordu. Henüz içinde yaşadığım dünyaya alışmamıştım. Dünya artık ne işime yarardı ki? Bu dünyanın benim için değil, bir avuç hayâsız, yüzsüz, dilenci tabiatlı, çokbilmiş, kabadayı, gözü gönlü aç insanlar için olduğunu hissediyordum. Bunlar dünyaya uyumlu olarak gelmişlerdi; yeryüzünün, gökyüzünün güçlüleri karşısında, kasap dükkanının önünde bir parça et için kuyruk sallayan aç köpek gibi dileniyor, yaltaklanıyorlardı. İkinci yaşam fikri beni yoruyor, korkutuyordu. Hayır, kusturucu bu dünyaları, uğursuz kılıkları görmeye ihtiyacım yoktu. Tanrı, kendi dünyalarını gözüme sokacak kadar görgüsüz müydü? Yalan söyleyecek halim yok ya; yeni bir dünyayı yaşamam gerekiyorsa, düşüncelerimin, duygularımın hissizleşip ağırlaşmasını, zahmet çekmeden nefes almayı arzu ederdim."
Depresif mod
Bu dünyanın benim için olmadığını hissediyordum; utanmaz bir insan topluluğu için, ikiyüzlüler, sefiller, malumatfuruşlar, katırcılar ve gözü de gönlü de aç olanlar içindi. Dünyaya uygun olarak yaratılanlar için, yerin ve göğün hükümlerine kasap dükkanının önünde bir parça sinirli et için kuyruk sallayan aç köpek gibi kölelik ve yalakalık edenler için! Yeniden hayat fikri beni korkutuyordu, yoruyordu. Hayır, benim tüm bu tiksindirici dünyaları ve tüm bu hastalıklı görünümleri görmeye ihtiyacım yoktu.
Sayfa 86 - Kızıl Panda 2021Kitabı okudu
"Her gün bin kere kendini öldürmeye kalkışırdı, Sonra, bu dünyaya kendi iradesiyle gelmediğini düşündü; öteki dünyaya kendi isteğiyle gitmekte hak göremezdi. Allah'ın hikmetine, insanın bahtına, dünyanın haline dair ne okumuş, ne duymuşsa hepsi her dakika gözünün önün de dolaşırdı. İtikadında Allah'ı, yarattıklarını kendi adaletini idrakinden yaratmış en kahredici kudret bulmuştu. Allah'ını severdi, ona kulluk ederdi; fakat o kadar gözü korkmuştu ki merhamet yakarmaya cesaret edemezdi. Fakat insan?.. İnsan gözünde o derece alçaktı ki, kendinin de insan olduğunu düşündükçe, kendi kendini aldatmaya çalışır; karnını doyurmak için dağ başlarında dört ayakla yürür, ağzıyla otlardı."
Julius Caesar (MÖ.101-44)
İlk ve en hoşuma giden özelliği solak olmasıdır. Keke­meliği yenmek için sahilde oturup, ağzına çakıl taşlarını dol­durarak saatlerce kendi kendine konuşan ve bu yöntemle ke­kemelikten kurtulan bilgin Cicero’nun öğrencisidir. Dünya­nın gelmiş geçmiş en büyük imparatoru, devlet adamı, şair, kanun koyucu, matematikçi ve yaman bir binicidir. Tepesinin kel olmasından öyle rahatsızdır ki başına defneyapraklarından bir taç takarak gezer. Gururlu, tutkulu, zeki, iradeli, gözü pek bir kahramandır. “İnsanlığın Babası”, “Yenilmez Sezar” gibi lakaplara sahiptir. Epilepsi hastasıdır. Bu özelliğinin onun başarısını engellediği söylense de kaybettiği hiçbir sa­vaşı olmamıştır. Sezar ayrıca biseksüeldir. Daha doğrusu cin­sel tercihinin ne olduğunu tam olarak bilemiyoruz, çünkü bu konuda kendisinin bir demeci yok, ama tarihçiler, karısı ve çocukları da olduğu için gey demek yerine biseksüel demeyi tercih ediyor. Dünya zevklerine, içkiye ve kadınlara aşırı düş­kün. Bu arada kendisine açılan erkek kollarına da hiç çekin­meden vücudunu teslim edebiliyor. Bu da demektir ki erkek bedeninin o estetik güzelliğine de ayrıca düşkün. Resmen Roma soylusu güzel Comelia ile evliyken, gayri resmi olarak da bir sürü erkekle ilişki kuruyor. Savaş zamanı, isterse ge­celeri bir içoğlanın koynuna giriyor, ama gündüzleri ordunun başına geçip emirler yağdırmaktan da geri durmuyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.