Bir gün bana telefon edersen nasıl açacağımın, nasıl “Alo” diyeceğimin hayalini bin kere kurdum. Seni yolda görürsem ne yapacağımın, kapıyı çalarsan dürbünden sana kaç dakika bakacağımın, markette karşılaşırsak alışveriş arabasını nasıl kenara çekeceğimin, şans eseri aynı hastanenin aciline kaldırılırsak kalp atışlarımın ritminin, yağmurlu bir günde aynı taksiye binersek eğer takside çalan müziğin, seni bir başkasıyla görürsem nasıl yutkunacağımın, karlı bir günde elimde bir kilo portakalla yürürken seni gördüğümde yere düşürdüğüm portakalların karların üzerine düşüş hızının, bir kitapçıda rafların arasında senin kokunu duyuvermenin hayalini hep kurdum Muazzez. Her şey hazır, bir sen eksiksin. Bitmeseydi, tek meşguliyetim sen yanımda otururken yüzüne bakmak olurdu. Bitti de aklım yolunu buldu.