Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
❁ Ümmetin Kızlarına ❁
İslam toplumu, (yabancı kadın ilişkisi açısından) ferdi bir toplumdur, zevci (bir araya getirici) bir toplum değildir. Erkeğin bir toplumu, kadının da ayrı bir toplumu vardır. İslam'da en büyük günahlardan biri; kadının, mahremi olmayan bir erkekle yalnız kalmasıdır. Bugün bu durum bazen "ihtilat" (Kadın erkek karışımı) şeklinde
Sayfa 84 - KADIN ÜMMETİN YARISIDIR!Kitabı okudu
Tesettür
BİRİNCİ HİKMET: Tesettür, kadınlar için fıtrîdir ve fıtratları iktiza ediyor. Çünki kadınlar hilkaten zaîf ve nazik olduklarından, kendilerini ve hayatından ziyade sevdiği yavrularını himaye edecek bir erkeğin himaye ve yardımına muhtaç bulunduğundan, kendini sevdirmek ve nefret ettirmemek ve istiskale maruz kalmamak için, fıtrî bir meyli var.
Sayfa 190 - Envâr Neşriyat •• (Yirmidördüncü Lem'a/1.Hikmet, 2.Hikmet, 3.Hikmet, 4.Hikmet)
Reklam
Bir kadının hayallerine sığabilmek.
Dünyanın en güzel gözleri aşık olan kadınlara aittir. Onlar aşık olduğu zaman sevdiği adamın yanında gülerken yaşının kaç olduğunun hiçbir önemi yoktur. Aşık olan her kadın çocuklaşır ve onların çocuklaşması için sevdiği adamın güven dolu kolları yeterlidir. Ve çocuklaşan bir kadın dünyanın en güçlüsü olur o an. Bir kadın yaşadığı ilişkinin güzel bir aşk olduğuna inanmışsa aynanın karşısında değiştirilen kıyafetlerin sayısı da artar. Bu nedenle devamlı güzelleşirler, mutlu olurlar ayakları yerden kesilir. Mutluluktan ayakları yerden kesilen bir kadının gözleri, sevdiği adamdan başka hiçbir şey görmez. Ve sevdiği adamın gözlerini gördüğü an ise dünya ile irtibatı keser. Ve aşık bir kadın tarafından yere göğe sığdırılmamak kadar heyecan verici hiçbir şey yoktur. Aslında en güzeli de aşık olan bir kadının hayallerine sığa bilmektir. O kadının sevdiği adama verebileceği en güzel armağan uzatmaya karar verdiği saçlarına o adamı saklamasıdır. Aşık olan kadın her konuyu sevdiği adama bağlar. Sürekli birilerine anlatmak ister o adamı. Etkisinden çıkamaz çünkü onun gözlerinin. Ve aşık olan kadının kıskançlıktan uyuyamadığı geceleri vardır. Aynı zamanda içinde “Kıskanıyorum. ” geçen her cümlede en az 1 tane “Seni seviyorum. ” kelimesini kullanır. Her sabah aynaya baktığında biraz daha güzel hisseder kendisini. Uzun lafın kısası... Çirkin kadın yoktur, aşık olamayan kadın vardır. Her kadın güzeldir. Ama aşık olan kadınlar, olmayanlardan daha güzeldir...
Kızlarımın güzel, başarılı ve iyi olmalarını isterim; onların beğenilmesini, sevilmelerini, saygı görmelerini de… Mutlu bir gençlik geçirmelerini, iyi ve düzgün bir evlilik yapabilmelerini, Tanrı’nın onlara göndermeyi uygun bulduğu zorlukları ve üzüntüleri mümkün olduğunca çabuk atlatacakları yararlı, mutlu bir hayat sürebilmelerini isterim. Sevilmek ve iyi bir erkek tarafından eş olarak kabul edilmek bir kadının başına gelebilecek en güzel şeydir; kızlarımında bu güzel deneyimi yaşamalarını cağnı gönülden umuyorum. Bunu düşünmen çok doğal, bunu ummak ve beklemek hakkın, buna hazırlanmak da çok akıllıca bir hareket Meg; böylece mutlu günler gelip çattığında, görevlerini yerine getirebilir, bunun tadını çıkartabilirsin. Sevgili kızlarım; sizin için isteklerim var elbette; ama dünyaya öylece atılmanızı, sırf paraları var ya da muhteşem evlere sahipler diye zengin adamlarla evlenmenizi istemiyorum, o evler içinde sevgi yokken yuva olamazlar. Para kıymetli ve gerekli bir şeydir, hatta iyi amaçlarla kullanıldığında, asil bir şeydir de; fakat onu uğruna mücadele edilecek tek ödül olarak görmenizi istemem. Mutlu, sevgi dolu ve halinizden memnun olacaksanız, sizi yoksul adamların eşleri olarak görmeyi tercih ederim, kendine saygısı ya da huzuru olmadan tahtta oturan kraliçeler olarak değil. “ Yoksul kızlar kendilerini öne çıkarmadıkça hiç şansları olmaz, diyor Belle, “ diyerek iç çekti Meg.
Sayfa 134 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 6.basımKitabı okudu
Sıradan kadınlar her zaman avunmayı bilirler. Kimisi, romantik renklere bürünerek yapar bunu. Yaşı ne olursa olsun, eflatun giyen hiçbir kadına güvenme... Ne de otuz beşini aşmış, pembe kurdele düşkünü kadınlara. Mutlaka arkalarında bir tarihçe var, demektir. Kimi kadınlar da durduk yerde kocalarının iyi yönlerini keşfetmekten büyük avuntu duyarlar. Mutlu evliliklerini insanın yüzüne çarparlar, en çekicisinden bir günahmış gibi. Kimini de din avutur. Dinin gizemlerinde cilveleşmenin tadı saklıdır, diye bir kadın söylemişti bana, bir seferinde. Bunu pek güzel anlıyorum. Hem zaten dünyada insanın kibrini en okşayan şey, sen günahkârsın, denmesidir. Vicdan hepimizi bencil yapıp çıkar. Evet, kadınların çağdaş yaşamda buldukları avuntuların sonu gelmiyor
İlk buluşma taktikleri
Uyumlu olmak adına kendi isteklerini görmezden gelmeyin Uyumlu olmak önemlidir ama ilk buluşmalarda kendi isteklerinizi söyleme konusunda cesur olun. Nereye gidelim diye sorduğunuzda canınız balık yemek istiyorsa ben balık yemek istiyorum diyebilin. Fikrinizi direkt ve net ifade edin, sen nasıl istersen diyen biri olmayın. Bir erkeğin gözünde en
Reklam
Annelik ezelden beri dünyanın her yerinde kadının kimliğini oluşturmuş
-Kadın olabilmek için evlenmek de yetmiyor, anne olmak gerekiyor ... Tarihte kadınlığın anne olmaktan geçmediği bir dönem var mı? - Sanırım yok. Annelik ezelden beri dünyanın her yerinde kadının kimliğini oluşturmuş, yerini, işlevini, kaderini belirlemiş ... Doğum kontrolü yapılamayan dönemlerde, kadınlar ya hamilelermiş veya bebek emziriyorlarmış. Bu yazgı aynı zamanda bir güç kaynağı da oluşturmuş. Erkekler bu güce saygı göstermiş ve bu güçten çekirımişler. Babalığın tek koşulunun kadının karnından geçtiğini, düşledikleri oğlan çocuğunu yalnızca kadınların kendilerine verebileceğini biliyorlarmış. Romalılarda evliliğin tek amacı çocuk sahibi olmak gibi görünmektedir; bazı çiftler birbirlerini sevmişlerse bu bir çeşit ikramiye, kişisel tarihte mutlu bir sürprizdir. Toplumsal açıdan, soyun devamlılığını garanti altına almak için bir kadının üç canlı çocuk doğurması gerekiyordu, çünkü bebeklerin çoğu erken yaşta ölüyordu. Bu görevini tamamladıktan sonra evde saygı gören hanımağa konumuna yükseliyor ve cinsel ilişkilerden muaf tutulmayı tercih edebiliyordu. Eşinin kurnalarının olması doğal karşılanıyordu. Kadının bu cinsel perhizi, bir tür doğum sayısını azaltma yöntemiydi aynı zamanda. Ancak her koşulda evli bir kadının kale alınabilmesi için mutlaka bu üç çocuğu doğurmuş olması gerekiyordu.
Tüm kadınların yalan söylemek konusunda doğuştan gelen özel bir yeteneğe, adeta bunu mümkün kılan bağımsız bir organa sahip olduklarına inanıyordu. Ne zaman, nerede, nasıl bir yalan söyleyeceği kişiye göre farklılık gösterse de aslında bütün kadınlar karşılaştıkları uygunsuz bir durumda mutlaka bir yalan uyduruyorlar, en ciddi anlarda bile yalan söylemekte bir an bile tereddüt etmiyorlardı. Bunu yaparken de ne yüz ifadeleri değişiyor, ne de ses tonlarında ufacık bir titreme oluyordu. Çünkü aslında bu kadınlar değildi yalan söyleyen, onlarda bulunan bu bağımsız organ kendiliğinden çalışıyordu. Bu yüzden yalan söyleyince çok özel durumlar dışında– onların o güzel ve iyi yürekleri sızlamıyor, huzurlu uykuları bölünmüyordu.
Kadınların İncili’ne şöyle bir özdeyişin kazınması doğru olur belki de: Ne mutlu kusurlu kadınlara; aşkın krallığı onlarındır çünkü. Güzellik bir kadın için baş belası sayılmalıdır aslında; çünkü bu ömürsüz çiçek o kadının uyandırdığı duygularda gereğin­den fazla yer tutar; parası için evlenilen birini sevmekten ne farkı vardır bunun? Buna karşılık Âdemoğullarının peşin­den koştuğu kırılgan üstünlüklerden yoksun bir kadının esinlediği ya da bahşettiği aşk gerçek aşktır gerçekten gizem­li bir tutkudur; ruhların coşkuyla birbirini kucaklamasıdır, büyüsü hiçbir zaman yok olmayacak bir duygudur. Böyle bir kadında denetiminden uzak durduğu toplumun fark etme­ yeceği incelikler vardır; tam manasıyla güzeldir o ve kusurla­rını unuttura unuttura öyle büyük bir üne kavuşur ki artık hep başarılı olur. Bu yüzden, tarihin en ünlü sevdalarını sıra­dan kişinin kusurlu bulacağı kadınlar esinlemiştir. Kleopatra’nın, Jeanne de Naples’ın, Diane de Poitiers’nin, Mat­mazel de la Valliere’in, Madam de Pompadour’un, kısacası aşk sayesinde ünlü olmuş kadınlardan çoğunun kusuru da vardır, sakatlığı da. Oysa çok güzel diye tanıdığımız kadın­lardan çoğu aşklarının yıkımla bittiğini görmüşlerdir. Bu apaçık tuhaflığın bir nedeni olsa gerekir. Acaba insanın haz dan çok duyguyla yaşamasından mıdır bu? Yoksa, güzel bir kadının beden çekiciliği ne de olsa sınırlıdır da, pek güzel olmayan bir kadının bütünüyle ruhsal olan çekiciliği sonsuz mudur?
pdf
Güzel Kadın
Mutlu kadınlar olduklarından daha güzel görürdü kendilerini. Kendini Güzel gören kadın ise dünyanın en çekici albenisine sahip olurdu.
Sayfa 580Kitabı okudu
Reklam
"Çalışıyorum diye anne olmayan kadın yarımdır"
Evleneceksin, hemen bir çocuğun olacak, yuvan, ailen olacak, mutlu kadın olacaksın... Mutlu kadın gibi yapacaksın. Evlenir evlenmez, o adamın ilerde bir yabancı olabileceğini bilmeden, o adamın bir gün gelip, o sevdiğin, tanıdığın adam olmayabileceğini bilemeden, bir gün ondan ayrılabileceğini düşümeden bir çocuk yapmak gerektiğini sanıyordum. Bize öyle öğretmişlerdi çünkü. Kadının en kutsal ve tek görevi analıktır. Ancak ana olamayan kadınlar, eksikliklerini telafi etmek için kendilerini yüceltmek isteyip iş hayatına atılır, erkeklerle aşık atmaya kalkarlar. Hele bu kadınlar, erkeklerde olan fazlalığın, penisin, kendilerinde olmadığını öğrendikten sonra, bu kıskançlığı içlerinden atamazlarsa, hep bir eksiklik duygusuyla, kendilerini göstermek için uğraşırlar. İş yaşamı onlar için güzel bir fırsattır ve işte bu yüzden erkeklerle yarışır dururlar. Bilim adamları bile böyle söylememiş mi?
Sayfa 132Kitabı okudu
her şey ters gider gibi görünürken güçlü olmaya inanıyorum. mutlu kadınların en güzel kadınlar olduklarına inanıyorum. yarının başka bir gün olduğuna inanıyorum ve mucizelere inanıyorum.
Sayfa 21 - Audrey HepburnKitabı okudu
“Şimdi benim şerefimi kirlettin” dedi. Herkesten önce önce annesi rezil etti. Köyde Mari’nin döndüğü duyulunca, herkes onu görmeye koştu, bütün köy halkı kocakarının kulübesinde toplanmıştı. Yaşlılar, çocuklar, kadınlar, kızlar, hepsi de görmeye can atan, aceleci bir kalabalık hâlinde toplanmışlardı. Mari aç, perişan bir hâlde yerde, kocakarının
KURDUN KİRPİKLERİ Eğer dışarı çıkıp ormana gitmezseniz asla bir şey olmaz ve hayatınız da hiçbir zaman başlamaz. Ormana gitme,” dediler. “Ormana gitme.” Neden gitmeyecekmişim? Gece neden ormana gitmemem gerekiyormuş?” diye yanıtladı. “Orada senin gibi insanları yiyen koca bir kurt yaşar. Ormana gitme, gitme. Çok ciddiyim.” Doğal olarak, kız
Sayfa 500Kitabı okudu
318 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.