Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
DAVETİYE Ey Benito Musolini! Ey gayet yüce, italyanlar başvekili muhterem Düce! Duydum ki, yelkenleri edip de fora Gelecekmiş orduların yeşil Bosfora. Buyursunlar... Bizim için şavaş düğündür; Din Arab'ın, hukuk sizin, harp Türk'lüğündür. Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa Türk eri de öyle gider kanlı savaşa. Hem karadan, hem denizden ordular
Bilmem sizi sıkıyor mu bu mektuplar? Ben hoşlanıyorum bunları yazmaktan, acı da olsa bir tat duyuyorum. Bir çırpıda çıkaramıyorum da ondan anlıyorum hoşlandığımı. Sevmesem bunları, saatlerce uğraşır mıyım her birinin üstünde? “Aklına ne gelirse ondan açıyorsun, okuyanı ilgilendirir mi ilgilendirmez mi, düşünmek yok. Gönlüne günü yılanı çöreklenmiş
Sayfa 78 - Yapı Kredi Yayınları, 6. BaskıKitabı okudu
Reklam
Yurdumuzun çok tarafı olsa da kuru   Makarnadan kuvvetlidir yine bulguru...   Biz güleriz Façyoların felsefesine,   Dayanır mı kırkı bir tek Türk efesine?   Bizim yanık Fuzuli'miz engin bir deniz!   Karşısında bir göl kalır sizin Dante’niz!   Bizler ulu bir çınarız, sizler sarmaşık!   "General"ler "Paşa"larla atamaz aşık!
Ayşe Şasa'yı anlatıyor
Geçen Cuma günü (7 Aralık 2001) iftarı Çamlıbel Matbaası’nda Osman Kâhya ağabeyin mütevazı fakat güzel sofrasında yaptık. İftarın sonlarına doğru ağır bir rahatsızlığa yakalandığını duyduğum ciltçi Ahmet Başoğlu’nun yani bir kitabıma ad olan “Şeyh Efendi’nin rüyası”nın son ravisinin sıhhatini sordum. Hastalığının seyri hakkında biraz bilgi verdi:
Bir İngiliz, Shakespeare'in eserleriyle ve William Blake'in ilahileriyle ne kadar tanışıksa; bir Alman, Goethe'ye ne kadar yakınsa; biz de Fuzuli'ye, Dede Efendi'ye, İmam-ı Azam'a o kadar UZAĞIZ.
Suat, Mümtaz'a sordu: - Bugünlerde ne okuyorsun Mümtaz? - Hemen hemen her şey... Cevdet Tarihi, Sicill-i Osmanî, Şakayık... Suat çok ciddi bir teessür içinde idi: - Felâket... dedi. Şimdi nasıl konuşacağız? Eskiden Mümtaz'la çok rahat konuşurduk. Evvelâ okuduğu muharriri sorardım; sonra onun ağzıyla veya meseleleriyle konuşurdum. Ve kapalı
Sayfa 96 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mussolini'ye Davet
Keskin olur Iikörlerden ayranla kımız, Karnera'yı yere serer Tekirdağ'lımız. Yurdumuzun çok tarafı olsa da kuru, Makarnadan kuvvetlidir yine bulguru... Biz güleriz Façyo'ların felsefesine, Dayanır mı kırkı bir tek Türk efesine? Bizim yanık Fuzuli'miz engin bir deniz! Karşısında bir göl kalır sizin Dante'niz!
Benito Mussolini'ye şiir (Davetiye)
Ey Benito Mussolini! Ey gayet yüce, italyanlar başvekili muhterem Duçe! Duydum ki, yelkenleri edip de fora Gelecekmiş orduların yeşil Bosfora. Buyursunlar... Bizim için savaş düğündür; Din Arab'ın, hukuk sizin, harp Türklüğündür. Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa Türk eri de öyle gider kanlı savaşa. Hem karadan, hem denizden
Davetiye Ey Benito Mussolini! Ey gayet yüce, İtalyanlar başvekili muhterem Düçe! İşittim ki yelkenleri edip de fora Gelecekmiş orduların Yeşil Bosfora Buyursunlar... Bizim için savaş düğündür; Din Arab'ın, Hukuk sizin, harp Türklüğündür. Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa Türk eri de öyle gider kanlı savaşa. Hem karadan, hem denizden ordular
Ruh, bedene bağlı duygularımızın hepsinin eseridir.s184
Kâinatta var olan kuvvetlerin en üstünde bulunan ruh kuvvetinin ince bir tahlili, onda üç unsurun bulunduğunu ortaya koymaktadır. Bu unsurlar, ümit ile iman ve aşktan başka bir şey değildir. Ümit ruhun, kaynağı olan mutlak kuvvete çevrilme, ona yönelme hareketidir; sonsuzluğun istenmesidir. Ruh, sonsuzluktan dilediği nisbette kuvvet kazanıyor.
Sayfa 171 - 172,173Kitabı okudu
Reklam
"Öz Türkçe"
"Şu noktaya ehemmiyetle dikkati çekmek isteriz ki, dil meselesinde bizim taraftar olmadığımız şey, muayyen ve mahdut bir zümre görüşünü rehber alarak, hükümetin elinde bulundurduğu çeşitli vasıtalarla dile füzuli müdahalesi, otorite ve kanun yolu ile dil değiştirme teşebbüsleridir. bunun dışında ve serbest bir kültür hareketi halinde
Ülkü denen nazlı gelin erde şan ister!   Büyük devlet kurmak için büyük kan ister.   Damarında var mı senin böyle bol kanın?   Türk'ün kanı bir eşidir lavlı volkanın!   Tarihteki eski Roma hoş bir hayaldir,   Kurulacak yeni Roma boş bir hayaldir,   Karşısında olmasaydı şanlı "Türk Budun"   Belki gerçek olacaktı bir gün umudun,   İnsanoğlu ümitlerle dolup taşmalı,   Aryalarla Turanlılar karşılaşmalı.   Tabiatın yürüyüşü belki yavaştır;   Hız verecek biricik şey ona savaştır!   Keskin olur likörlerden ayranla kımız,   Karnera’yı yere serer Tekirdağlımız.   Yurdumuzun çok tarafı olsa da kuru   Makarnadan kuvvetlidir yine bulguru...   Biz güleriz Façyoların felsefesine,   Dayanır mı kırkı bir tek Türk efesine?   Bizim yanık Fuzuli'miz engin bir deniz!   Karşısında bir göl kalır sizin Dante’niz!   Bizler ulu bir çınarız, sizler sarmaşık!   "General"ler "Paşa" larla atamaz aşık!
SULTAN ABDÜLHAMİD HAN’IN RUHANİYETİNDEN İSTİMDAT Nerdesin şevketli Sultan Hamid Han?! Feryadım varır mı bârigâhına? Ölüm uykusundan bir lahza uyan,
Sayfa 292Kitabı okudu
Davetiye
Keskin olur Iikörlerden ayranla kımız, Karnera'yı yere serer Tekirdağlı'mız. Yurdumuzun çok tarafı olsa da kuru Makarnadan kuvvetlidir yine bulguru... Biz güleriz Façyo'ların felsefesine, Dayanır mı kırkı bir tek Türk efesine? Bizim yanık Fuzuli'miz engin biz deniz! Karşısında bir göl kalır sizin Dante'niz! Bizler ulu bir çınarız, sizler sarmaşık! 'Generaller 'Paşalarla atamaz aşık! ..
Sayfa 29 - Hüseyin Nihal AtsızKitabı okudu
Postacı yeniden eski Postacı olmuştu. Sorarım sana ey okur, biz bunu böyle yazdık diye Postacı eski Postacı olabilir mi? Aferin sana. Olamaz tabii. Ne zaman leylaklar açsa, nerede bir papatya görse, bir kuş çalıların arasından pırr diye havalanıp ufka doğru uçarak kaybolsa, kalbinde kapandı denilen yara kanamaya başlıyor, ak güllerin üzerine kızıl kan damlıyordu. Bırak damlasın. Kimi neşeyle, kimi acıyla beslenir. Fuzulî boşuna “Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabip” dememiş. Postacı artık derdini seven biri olup çıkmıştı.
73 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.