Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ölülerin fikri ile yönetilen ve mirası ile beslenler manen ölüdürler.Tarih ölülerin dirilere oynadığı bir oyun.İdeolojiler ve batıl inançlar, anlamsız gelenekler ve cehalet insanlığı bataklığa sürüklerken, Gerçek diriler ise her şeyi yoktan var eden ve yönetenin emrine uyanlardır.
Toplumumuzda zulüm nöbetleşerek bir sonraki kuşağa devrediliyor. Zulüm biraz ağır oldu galiba; yani yanlış gelenekler, davranışlar ve anlayışlar demek istiyorum. Kaynanasının baskısından şikâyetçi olan bir gelin, kaynana olduğunda daha baskıcı oluyor. Öğretmeninin bazı davranışlarını eleştiren bir öğrenci, öğretmen olduğunda eleştirdiği davranışın daha da ağınnı yapabiliyor.
Reklam
538 syf.
8/10 puan verdi
Efsanelerin Gücü, Geçmişin Karanlığı ve Korkunun Etkisi
John Verdon'un Şeytanı Uyandırma kitabı, adeta bir korku filmi gibi! Kasvetli bir kasaba, karanlık sırlar ve şeytani bir varlık... Hepsi bir araya gelince ortaya nefes kesen bir gerilim hikayesi çıkıyor. Genç kahramanımızın cesareti ve gizemleri çözme isteği sizi sayfalara bağlıyor. Her an bir şey olmasını bekliyorsunuz ve kitap sizi sonuna kadar merak içinde tutuyor. Sadece gerilim değil, aynı zamanda insan doğası, inanç ve gelenekler üzerine de düşünmenizi sağlıyor. Efsanelerin gücü, geçmişin karanlığı ve korkunun insan ruhu üzerindeki etkisi... gerilim ve gizem severler için kaçırılmayacak bir kitap. Hazır mısın, kabus gibi bir maceraya atılmaya?
Şeytanı Uyandırma
Şeytanı UyandırmaJohn Verdon · Koridor Yayıncılık · 20139bin okunma
Genellikle büyük gelenekler gücünü yitirdiğinde iki şey olur: Ya soru sormayı unuturlar ya da asıl soruları atlayıp tali meselelerde kaybolurlar. Bir medeniyet gerçek soruları sormayı bırakıp tali meselelerde oyalanıyorsa artık kendisini de kaybetmeye başlıyor demektir.
Biz kadınlar duygusal acı içindeysek, duyguların kadınlar için önemli olabileceği ve olması gerektiğini söyleyen cinsiyetçi düşün­ce sayesinde çoğumuz en azından kalbimize ses verebilir, kalbimiz­dekileri yakın bir arkadaşa, bir terapiste ya da uçakta veya otobüs­te yanımıza oturan bir yabancıya anlatabiliriz. Ataerkil gelenekler erkeklere bir tür duygusal Stoacılık" öğretir. Buna göre, erkekler duygularını hissetmezlerse daha erkek gibi olurlar ve eğer kazara hissetmeleri gerekirse ve bu his canlarını yakarsa, verilecek erkek tepkisi bu duyguları bastırmak, unutmak ve bu duyguların ortadan kaybolmasını ummak olacaktır. (...) Gerçekte erkeklerin canları yanar ve toplumun tamamı "lütfen bize ne hissettiğini söyleme" diyerek karşılık verir.
Sayfa 21 - Bgst Yayınları, 2.Basım, Haziran 2021
Solunum... Zorlu bir iş! Ne yaparsınız ki çabasızca var olabilmemiz için gelenekler bunu zorunlu kılmış...
Reklam
.... Neden “Sosyalizm” ? Albert Einstein, Mayıs 1949: Ekonomik ve sosyal konularda uzman olmayan birisinin sosyalizm üzerine görüşlerini açıklaması önerilebilir mi? Bunun birkaç nedenle olabileceğine inanıyorum. Öncelikle soruyu bilimsel bilgi açısında ele alalım. Astronomi ile iktisat arasında önemli yöntemsel farklılıklar yokmuş gibi
Diyelim ki kırmızı gömlekli birisini gördüm, ilk tepkim o gömleği beğenmek ya da beğenmemek olacaktır. Bu beğenip beğenmeme benim kültürümün, aldığım eğitimini ve kalıtımsal özelliklerimin bir sonucudur. O merkezden gözlemler ve yargıya varırım, bu durumda da gözlemci gözlemlediği şeyden ayrı bir varlıktır. ... Aynı zamanda, gözlemciye yani kendinize baktığınızda hepsi bir arada geçmişi temsil eden anılar, deneyimler, tesadüfler, etkiler, gelenekler ve sonsuz sayıda acı çekme şekillerinden oluştuğunu görürsünüz. Anlayacağınız gözlemci hem geçmiş hem şimdiki zamandır, gelecek de onu beklemektedir...
Sayfa 125Kitabı okudu
"Gelenekler salakların afyonudur ve çok uzağı görmezler" diyor Philippe Val. Philippe Val kim? Öyle biri var mı? Ben mi uydurdum? Böyle laflar eden biri olması gerek, diye düşünüyorum. Öyle birilerinin olma­sı şart.
Sayfa 73 - Bilgi Yayınevi
538 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Kurtlarla Koşan Kadınlar yazarının ailesinin etnik geleneklerinin hareketle öykünün ethosunu gözler önüne seriyor.Bunlar Clarissa'nın öykü ve şiirlerinin kökenlerini aldığı gelenekler.Bir yandan da ruhun hayatını desteklemesiyle şöyle ki, yazarın bu verimli topraklarda bir psikanalist olarak eğitim görmesinden ziyade, düpedüz bir kavim hayatı yaşayan ve okuma yazması olmayan bir mirastan gelen bir çocuk olarak uzun bir süre geçirmiş olmasından da kaynaklanıyor. Hem psikolojik, hem de tinsel bir belge bu anlatılanlar.Bireyleşmeyle ilgili bilinçli bir çalışma aynı zamanda.İçsel hayat üzerine yüz masalı kapsayan beş bölümlük bir dizinin ilk kısmı.Calişma iki bin iki yüz sayfanın yazılması yirmi yıldan fazla sürüyor.Çalisma özünde bütünsel içgüdüsel doğayı hastalıklı halinden kurtarmaya ve onun doğal dünyayla ruh dolu ve temel psişik bağlarını göstermeyen çalışıyor.Bu çalışmalarla şu önermeye varıyoruz: Tüm insanlar yetenekli olarak doğar. Kitap bir oturuşta okuyup kalkıp gideyim gibi değil, okuyup üzerinde düşündüren, kapanıp tekrar tekrar açılması gereken bir kitap çünkü yavaş yavaş ve uzun bir zaman diliminin sonucu. Her kadının okuması gereken bir kitap,okuyun,okutun.
Kurtlarla Koşan Kadınlar
Kurtlarla Koşan KadınlarClarissa P. Estes · Ayrıntı Yayınları · 20217,7bin okunma
Reklam
Sevgiye ya da geleneksel evliliklerdeki gibi toplumsal göreneklere ve alışkanlıklara dayalı evliliklere dikkatle bakacak olursak, birbirini gerçekten seven çiftlerin azınlıkta olduğunu hemen fark ederiz. Toplumsal görev duygusu, gelenekler, karşılıklı ekonomik çıkarlar, çocuklara olan ortak ilgi, karşılıklı bağımlılık ya da korku, bazen de birbirine duyulan nefret, genellikle "sevgi" olarak yaşanmaktadır. Eşlerden birinin ya da ikisinin birden birbirlerini sevmediklerini, belki hiç sevmemiş olduklarını anlayana dek, bu böyle sürüp gitmektedir. Günümüzde bu konuda bazı olumlu gelişmeler olduğunu hemen ekleyeyim. İnsanlar eskiye oranla daha uyanık ve gerçekçi oldular. En azından cinsel çekicilik ve cinsel tutku ile sevgiyi birbirine karıştırmayanların sayısıda artma olduğu bir gerçek. Dostane ve sınırlı bir grup ilişkisi de artık aşk sayılmıyor. Bu gelişmeler, insanlar arasında eskiye oranla dürüstlüğün artmasına ve sık sık eş değiştirme eğiliminin yaygınlaşmasına yol açtı. Ama ne yazık ki bu yeni anlayış da, sevginin yaşanması konusunda eskisinden üstün bir toplum yaratmadı.
Sayfa 71 - SayKitabı okudu
...özgürlüğü engelleyecek ne varsa; gelenekler, batıl inançlar ya da herhangi bir şekildeki sınırlamalar, tümü bir kenara bırakılmalıdır.
Asıl kötülük, hatta yegane kötülük, toplumsal gelenekler ve kurgulardır; doğal hakikatlerin üstüne çökerler - aileden paraya, dinden devlete her şeyin üstüne.
Bazı gelenekler saygındır. Eskiden, bir idam mahkûmu asılırken ipi koparsa hayat ona gülmüş sayılırdı. Bu yüzden affedilirdi. Ben bu geleneğe bağlıyım.
Eğer toplumsal devrim yalan söylemiyorsa, yasalar ve gelenekler nezdinde,erkeğin kadın üzerindeki mülkiyet hakkını ve yaşamdaki çeşitliğin düşman olan katı normları ortadan kaldırmalıdır..
Kadınlar
Kadınlar
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.