- "Sen geceleri gökyüzüne bakıyor musun?"
+ "Evet, öğretmenim, gece babamla koyunlara yem vermeye giderken bakıyorum."
- "Ne görüyorsun?"
+ "Yıldızları."
- "Bugün bir daha bak tamam mı?"
+ "Tamam öğretmenim."
- "Göreceğin en parlak yıldız var ya işte sen aynen onun gibisin."
Sandığa giderken şunları unutma.
Kaldığı tarikat yurdunda bunalıma girip intihar eden 20 yaşındaki tıp öğrencisi Enes'i unutma, bizden çaldıkları paraları ayakkabı kutularında biriktirenleri unutma, bir gecede 128 milyar doları çalan damadı unutma, sma hastası çocukları tedavi etkisi yok denilerek ilaçlardan mahrum bırakıp ölüme terk edenleri
YouTube kitap kanalımda Dostoyevski'nin hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/0i9F0L1dcsM
Dostoyevski vs. Dostoyevski
Dövüş başladı. Kim yenecek? Raundların bitmek bilmediği bir zihin boksu izliyoruz. Hakem kim? O da Dostoyevski adında biri... Yeraltında gerçekleşen bu dövüşten
İŞTE GENE BEN ve SİZLERE YİNE OKUMUŞ OLDUĞUM ESKİ BİR KİTAPTAN BİR İNCELEME DAHA. :)
Don Kişot ile ilgili bugüne dek ifade edilememiş şeyler hakkında kim ne söyleyebilir acaba? Miguel de Cervantes tarafından kaleme alınan ve yazılan bu güzel roman, dört yüz yıldan bu yana, on sekizinci yüzyıldan kalma edebi akımlara, yirmi birinci yüzyıl
Ah, nasıl mümkün şimdi seni unutmak!
Nasıl mümkün okumadan önceki hâle dönmek.
Oysa "Hangi hikâye başladığı yerde bitmemiş ki?" idi son cümlen...
Benim seninle olan hikayem başladığım yerde bitmedi. Seni okuyan benle önceki ben asla aynı yerde olamam...
Hiç, bir resmin sizi alıp geçmiş yıllara sürüklediği oldu mu? Bir albümü kurcalayıp
Dostoyevski ile konuşmak da çok zevkliydi. "İyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir." diyor
René Descartes . Ben de bir ay süren güzel bir sohbetin sonuna geldim.
Yine çok zor bir incelemeye nereden başlayıp ne söyleyeceğimi bilemeyerek başlıyorum. Bu kitapla ilgili ilk olarak şunu söylemek istiyorum
Suzan Defter.
Ayfer Tunç'tan; Dünya Ağrısı, Kapak Kızı, Yeşil Peri Gecesi, Osman, Mağara Arkadaşları, Aziz Bey Hadisesi, Evvelotel-Saklı, Ömür Diyorlar Buna, Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecek ve Kırmızı Azap’tan sonra okuduğum 11. kitap...
Suzan Defter, 127 sayfalık ince bir roman…
Ayfer Tunç’un çok özgün bir çizgisi var. Bunun sadece
Bana Gelirsen
Bana gelirsen maviler giy
Benden giderken beyazlara sar beni
Çünkü gelişin gök gibi Engin
Gidişin kefen gibi soğuk olur
Sen benim diğer yarımsan eğer
Bana bakılmamış yıldızları getir
Değilsen,beni çamurlara göm
Çünkü gelişin yaşam
Gidişin ölüm olur….
Merhum Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocanın,
"Babalarımızı, dedelerimizi kestiniz" diyen bir Ermeni'ye cevabı:
"Bir Ermeni ile bir yerde karşılaştıkta konuştuk.
Türkçe konuşuyor, siz bizim dedelerimizi kıtır kıtır kestiniz diyor.
Ne zaman kesmişler dedim, işte babalarımızı dedelerimizi kesmişler diyor. **Ben
Her hayat bir sürü günden oluşur, gün be gün. Kendi içimizde yürüyüp giderken hırsızlara, hayaletlere, cavarlara, ihtiyarlara, delikanlılara, karılarımıza, dullara, âşık kardeşlere denk geliriz ama denk geldiğimiz hep kendi kendimizizdir aslında.
.
Masalla gerçeği ayırt edebilecek okurlara… diye başlıyor bu seferki romanımız. Bugüne kadar Azra Kohen'in herhangi bir kitabını okumamıştım ve Aeden benim için bir ilkti diyebilirim. Ne zaman vakit bulup Ankara Olgunlar caddesinde ve diğer kitabevlerinde yenilikler ya da aradıklarım için bakınsam, Fi, Çi, Pi üçlemesini görüyordum. O kırmızı, mavi