— “Mesela...” dedi, “başka bir kadına âşık olsun, ona kapılsın gitsin.”
— “Ne bu?” dedim, “Boğaz motoru mu, bir o kıyıya bir öbür kıyıya, kır dümeni dolaş dur.”
inan ki biliyorum
zor
sanki yarın hiç doğmayacak
sanki bugün
en zor günün olacak
sana söz, atlatacaksın
acın geçecek
hepsi geçer
eğer zaman tanır
izin verirsen geçmesine
o zaman izin ver
geçsin
yavaş yavaş
tutulmamış bir söz gibi
unut gitsin
İnsanlar mutluymuş gibi yapan insanları gerçekten
Mutlu sanıyorlar.
Ama mesele mutlu olmak ya da olmamak değil aslında.
Çok mutlu olmanı da istemezler,
Üzgün olmanı da istemezler.
Ucu onlara dokunacak diye korkarlar besbelli.
İnsanlara kalırsa senin yaşamın da yaşamak değildir.
Duygularını bile yönlendirmeye çalışırlar.
Üzgün duruyorsundur, gül
“Onu, sevebileceğinin en yücesiyle sevdin.
Titreme daha fazla kalbim.
Bağışla kendini artık onu da
Bırak gitsin.
Bırak gitsin.
O senin ezel gününden kaderin
Sen onu nasılsa bin kere daha
Seveceksin…”
Kimse yaşamadan bilemezdi elbet, nereye, neden giderse gitsin, tüm yolculukların insanı çocukluğuna götürdüğünü. Geçmişini bir mühür gibi gözlerinde ve adımlarında taşıdığını insanın.
Oturuyor ve beklemek istiyorsun sadece, bekleyecek bir şey kalmayana kadar beklemek:
Gece olsun, saatler vursun, günler geçip gitsin, anılar silikleşsin.