Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
şu bizim Akşehirli tonton Nasreddin Hoca'yı j yalnızca bilgili, hazırcevap sanma. Hoca hem cömert hem de yardımsever bilinirmiş yaşadığı çağda. Bu yüzden ona bol bol misafir gelirmiş. Bu güzel ev sahibine gelenler yer içer, yatar kalkar, bir türlü gitmek istemezmiş. İsanoğlu gariptir. Kimi iyiliğe iyilikle karşılık verir, kimisi de iyilik
Reklam
Emekli olduğunu, Ali ile hep bahsini yaptıkları, evvelce herkesten habersiz iki-üç gün tatile de gittikleri, utangaç bir yeniyetme gibi örtü altında seviştikleri Kazdağları'na yerleştiklerini, bahçede yetiştirdiklerini yediklerini, arada çocukların onları ziyarete geldiğini, ateş başında şarap içtiklerini hayal etti. "Devrimi beklerken ömür geçip gitti bari biraz mutlu olalım," diye düşündü. "Alper bunu duysa, 'Mehdi bekler gibi devrim bekliyorsunuz yattığınız yere, sen devrimci değil konformistsin,' diye alay eder," diye geçti içinden.
Sayfa 172 - Sözler: Şimdi ellerindedir Poseidon'un yabasıKitabı okudu
Aradan iki hafta daha geçti. İvan İlyiç artık kanepeden kalkamıyordu. Yatakta yatmak istemiyordu, kanepede yatıyordu. Çoğu zaman da yüzü duvara dönük yatıyor, sürekli aynı acıları çekiyor, hep aynı yanıtsız sorunun yanıtını bulmaya çalışıyordu. “Nedir bu? Gerçek olan ölüm müdür yoksa?” İçindeki ses yanıt veriyordu: “Evet, ölümdür.” “Bunca acılar niçin öyleyse?” Ses bir kez daha yanıt veriyordu: “İşte öyle... Bir nedeni yok.” Konuşma burada bitiyordu, gerisi gelmiyordu.
“Kaç kere avuçlarımda mahsur kaldım. Birkaç kış geçti Pollyanna Ben hep mahzun kaldım.”
Deli olma çocuk dediler sonunda -Çıldırdın mı ihtiyar beni hep Müşteki kıldılar yaşımdan Yaşamak geçti başımdan.
Reklam
Çocukluğumdan beri belki ilk defa olarak, hayatımın sebepsizliğini ve boşluğunu düşünerek içim ezilmeden, "Bugün de geçti işte... Ve bütün günlerim hep böyle geçecek, sonra ne olacak sanki!" demeden uykuya daldım.
OĞUZ HAN MENKIBESİ
Türklerin ilk ceddi Türk Han yahut Ebülce Han’dır. Çadır yapmasını, iptida düşünüp icat eden bu zattır. Bunun Tutuk, Amlak, Barsacar, Çigil namında dört oğlu oldu. Türk Han’dan sonra yerine Tutuk geçti. Bu, bir gün geyik avlamıştı. Geyiği kebap ederken, bir parçası yere düştü. Meğer orası tuzla imiş. Kebap, tuzun verdiği çeşni ile gayet lezzetli
Canlılar dünyasıyla aramdaki bağlar koptu kopalı, önümde biriken şeyler geçmişin anıları herhalde. Geçmiş, gelecek, saat, gün, ay ve yıl hepsi aynı şey. Değişik dönemler, çocukluk, gençlik, ihtiyarlık, benim işin boş sözlerden başka bir şey değil bunlar. Bunlar sıradan insanlar için, ayaktakımı için, evet işte aradığım kelime, ayaktakımı için, ki onların hayatları senenin mevsimleri gibi belirli mevsimlere, dönlemlere bölünmüştür ve onlar, hayatın ılımlı kesimlerinde güvence altındadırlar. Hayat bana tek ve değişmez bir mevsim oldu hep. Bu hayat bir soğuk bölgede ve sonsuz bir karanlıkta geçti adeta, öyle ki bağrımda hep aynı alev vardı ve o beni bir mum gibi eritti.
! ve ?
bazı yerlere hiç dönülmez bazı çağlara eskitir insanı hep aynı adımı yürümek oysa ne kadar biçimli bir evin şehveti koltukların hafızası masaların ayıp yeri adam ünlem kadın soru işareti herkesin bir dağı var herkesin bir tunç devri akşama kadar hitit sabaha kadar truva uykular leopara benziyor rüyalar benek yeni olanaklar: kiremitleri öpen
Sayfa 9 - Yakın KitabeviKitabı okudu
Reklam
Birkaç kış geçti pollyanna Ben hep mahzun kaldım.
Yangınlarla geçti ömrü ve hep yalnızdı..
Epub
Connie'ye döndü. Connie, yırtıcı, parlak, keskin bir anlam gördü gözlerinde, sevgi değildi bu. Karşı koyma gücü çözülmüştü. Üzerine garip bir ağırlık çökmüştü. Boyun eğecekti. Başka çıkar yol yoktu. Geçilmesi güç, dikenli ağaçların arasından dalarak, küçük bir açıklığın, ince kuru dallardan bir yığının bulunduğu bir yere geldiler. Adam
Sayfa 107
Son zamanlarda bu soruyu her sorduklarında aynı cevabı verdim. Soran kim olursa olsun, ne amaçla sormuş olursa olsun yanıtım hep aynı oldu. Gözlerimdeki samimiyetsiz ifade fark edilmesin diye yüzümü hafifçe yere eğip, biraz da dudağımı umursamazlık hissi uyandıracak şekilde büküp, her şeyin olması gerektiği gibi ya da en azından alışıldığı gibi gittiğini söyledim. Karşımdakilere bir zarar vermediğimi düşündüğüm yalanları daha kolay söylüyorum. Aslında bir dönem biraz daha samimi, biraz daha gerçeğe yakın cevaplar vermeyi denedim. Bir çırpıda ne var ne yoksa anlatayım diye geçti aklımdan. Yaşadıklarımı, hissettiklerimi bütün açıklığıyla anlatmak gibi, bugün düşündüğümde son derece aptalca gelen çabalara giriştiğimi hatırlıyorum. Sonra bundan vazgeçtim. Bunun fazlasıyla saf bir durum olduğunu hissediyordum.
TUTAM TUTAM ÖLÜŞÜMDÜR KAHKAHALAR
Bir nârıbeyzâyken gördün sen beni Hatırlayınca da hep aynı konumda hatırlarsın Nice yazlar-kışlar geçti o günden beri Soğudum, büzüldüm, dermandan düştüm Aslında ben nârıbeyzâyken ölmüştüm Gören taze yağmış kar belledi Sırtımdan hiç çıkarmadım kefeni Çok soğuk esiyor artık rüzgârlar "Yelkenler fora!" dediğimiz günleri hatırlarsın Şimdi hangi hâtırayı eşelesem içimi yakar Yanlış bir yere oturduğumu biliyorum Birisi gülümsese ben eziliyorum Tutam tutam ölüşümdür kahkahalar
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.