Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cennete gitmek gibi bir şeydir arazi alma hayali de. Herkes küçük bir toprak ister. Ben bir sürü kitap okudum burada. Cennete giden olmamıştır, arazi alan da. Bu kafalarında gezip duran bir hayaldir sadece. Bütün gün onu anlatıp dururlar ama bir türlü gerçekleştiremezler.
Herkes gibi o da gerekli olanı tespit ediyor ve fedakarlığın asaletini yüceltiyordu ; vatandaşların haklarından ve ödevlerinden memnuniyetle ve ısrarla bahsediyordu ama zihninde , kendisiyle diğerleri arasına temel bir ayrım koyuyordu ; görevleri onlara bırakıyor , kendisine sadece hakları ayırıyordu. Bu onun için doğal bir tutumdu , neredeyse bir içgüdü gibiydi. İster istemez , gördüğü , duyduğu ya da okuduğu her şey eninde sonunda kendisiyle ilgili hale geliyordu ; dünyaya kendi çıkarlarının penceresinden bakıyordu. Çıkarları da dünyanın kaderine bağlı olduğundan , dünyanın kaderi de onun için çok önemli hale geliyordu. Böylece vicdanı rahatlıyordu.
Sayfa 338Kitabı okudu
Reklam
“Söylediğin kadar kolay mı sanıyorsun? Güçlü olmak, ayakta kalabilmek… Yıkılmayı kim ister ki? Herkes aynı yapıda değil. Hafif bir yel sürükler bazısını; bir diğeri, en amansız fırtınalara bile karşı koyabilir.”
"Dünya üzerinde milyonlarca insan var. Çinlisi, Afrikalısı, zencisi, cücesi. güzeli, çirkini, çeşit çeşit ve hepsinin sadece bir ortak noktası var: Herkes birisinin eski sevgilisi. İster uzaya çık. ister kanserin tedavisini bul, istersen beş üniversite bitir, eğer görücü usulü evlenmediysen, birileri tarafından mutlaka ''eski sevgili'' olarak anılmaya mahkumsun."
Sayfa 121
Kapı olmak hiç de sevimli değil,” diyordu içimizdeki çamların en yaşlısı, “Bir kere, kapı olunca kilit takarlar bize. İnsanoğlunun böyle acayip huyları vardır. Evet, gözümümüzün yaşına bile bakmadan kilit takarlar. Kilit ne demektir bilir misiniz?” “Ne demektir?” “Ben size söyleyeyim, kilit, insanın utancı demektir her şeyden önce… İnsanoğlunun
"İster kurbanı olsun ister faili, onun neleri yok ettiğini az ya da çok bir kez öğrenmiş olan herkes, gaddarlığı görünce tanır. Gaddarlığın hiçbir mazereti, hiçbir hafifletici nedeni yoktur. Gaddarlık geçmişi asla dengelemez ya da düzeltmez. Gaddarlık, sadece, geleceği daha fazla gaddarlıkla donatır. Kendi kendini ebedileştirir."
Reklam
CATO: Bana öyle geliyor ki ikiniz de pek güç olmayan bir şeye hayran oluyorsunuz; kendilerinde iyi ve mutlu ömür sürmek için azıcık yetenek olmayan kimselere her çağ ağır gelir; ama her iyiliği kendinden bekleyen insanlar için doğal zorunlukların hiçbiri kötü görünemez . Bunların başında da yaşlılık gelir; yaşlılığa herkes ulaşmak ister, ulaşınca da onu kötüler: bilge olmayanlar işte bu derece mantıksızdırlar, bu derece dengesizdirler. Yaşlılığın düşündüklerinden daha çabuk, sinsice geldiğini söylerler. Bir kez, bu adamlara kim, "Yanlış hesap yapın" demiş? Gençlikten yaşlılığa geçiş, çocukluktan gençliğe geçişten daha mı çabuk oluyor sanki?
Herkes gerçekleşmesini çok istediği şeylere inanmaya meyillidir. Bu ister bir loto bileti, ister Cennet'e gidiş bileti olsun.
Herkes haklı olduğu düşünülsün ister, ruhsal bozukluğu olanlar bile - belki de özellikle ruhsal bozukluğu olanlar.
Herkes hep mutlu olmak ister, mutsuzluğu yaşamadan. Oysa düşünsene, hiç gece olmasaydı güneşin tadını çıkarır mıydı insan?
Reklam
"Kimse kendimiz için yaşamamızı istemez, herkes bizi kendine saklamak ister."
Sürü insanın belli başlı dört özelliği şöyle sıralanmıştı: 1. Kişilik kaybı: kişiye özgü bireysel davranış biçimleri, ihtiras ve tutkuların baskısı altında ortadan kalkar. Onların yerini, içgüdüsel tepkiler alır. 2. Duyguların egemenliği: akıl ve mantık terk edilir, duygular ve içgüdüler öne geçerler. Nitekim geniş kitlelerin böylesine yaygın
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.