Xwedayo... niha ew çiya, zozan, deşt, şikeft, bajar û gundên welatê Kurdistanê bikaribûna bipeyiviyana û serpêhatîyen xwe bigotina! Hey lê gidî... wan çi dîtin, çi nedîtin!..
Bence bir çift çorap en güzel hediye. Ayakları hiç üşümesin diye... Yere bastıkça beni hatırlasın diye. Bir hatıramız olsun diye. Ayaklarıyla yürüsün, beni bulsun diye.
Büyükbaba bir kahkaha attı.
"Bu kuşağın insanları fare avlanmaya kadar düştü mü? Yeni insanlar pek güçlü değil, ama fareleri kendilerine av seçecekleri hiç aklıma gelmezdi."
Bir pazartesi günüydü. Günler şu garip günler! Uykumuzun içinde saatleri başlayan günler! Uyandığımız zaman üçte birini arkada bırakmışızdır başlayan günün, kaldı mı üçte ikisi... Yap bakalım hesabını!.. Hey gidi pazartesi hey! Kaldı on saatin. Bir saat kavgaya say, bir saat konuşmaya, iki saat yürümeye, yarım saat düşünmeye koy, yeme içmeye de
Şimdiki tazelerde renk yok ki! Hırçınlık tan et, can bağlamıyorlar ki! Hey gidi günler hey! Vaktiyle biz de tazelik gördük. Allah bana bir güzellik vermişti ki her gören kaşıma, gözüme vurulurdu.
Erdoğan 24 Kasım 2013'te Trabzon Arkalı'da konuştu:
"Benim kızım İmam Hatip okuyamamayla karşı karşıya kaldı. Hey gidi günler hey! Ben kızımı Arkalı'ya gönderdim kimseye duyurmadan, burada okudu. Kimseye duyurmadan ha, ilk defa açıklıyorum. Burayı bitirdikten sonra da yurtdışına gönderdim, gitti Amerika'da okudu. Ondan sonra gitti İngiltere'de mastırını yaptı. Demek ki başörtülü de okuyabiliyormuş."