Bir insana “Hayatında en sevdiğin kitaplardan birisi hangisidir?” diye sorduğunda alacağın cevaptaki kitabı okursan mutlaka sana bir şey katacağını söyleyebilirim. İşte böyle bir sorudan sonra “Jane Eyre” cevabını aldıktan sonra bu kitap bir insanın kalbine dokunabilmişse elbet okumaya değerdir diyerek açtım İngiliz bir kadın yazarın olan bu
Üç arkadaşın öyküsü bu. Beyoğlu’nda büyümüş, Beyoğlu’nda yaşayan üç ayrı kişilik, üç ayrı kimlik, üç ayrı insan. Ölümsüzlük merakıyla başlayan ölümler. Her cinayetin ardında gizemli bir neden… Ve soruşturma boyunca adım adım, bina bina, sokak sokak Beyoğlu. O çoksesli, çokrenkli, çokdilli, çokkültürlü Beyoğlu. Günümüzün Babil Kulesi… İnsanın
Okurken o kadar reklamını yaptık, üzerine birkaç kelam etmeden geçmek istemedim bu güzel kitabın...
Aslında benim için incelemesi zor bir kitap olacak. Çünkü Firmin'le okurken tanışmanız, daha doğrusu Firmin'in kendini size kitabın sayfalarında tanıtması çok daha anlamlı; hatta bu kitabı güzelleştiren şeylerin başında geliyor. O yüzden elimden
Hayat size tembellik hakkı vermez. BÜNYE! BÜNYE! BÜNYE!
Alabildiğine spoiler / sürprizkaçıran içermektedir !
Zavallı Yorik! Horatio! Bana bir şey söyle! Ne söyleyeyim efendimiz?
---Shakespeare'nin Hamlet'inden---
Dünyanın hiçbir Nüzhet'i yalan söylememelidir.
---Her bireyin yalan söyleme özgürlüğü vardır, sevdiklerimiz buna dahil
Yazıma başlarken adında “Felsefe” kelimesi geçtiği için önyargı ile yaklaşıp kitabı almak istemedim ve telefonumdan okumaya başladım. Ancak kitabı sürükleyici bir şekilde okuyarak bitirdim ve tekrar okumak istediğim için yakın zamanda alacağım. Kitapta örnek verilmiş dört(kurgusal) karakter var ve bu karakterler örnek hikâyeleri çerçevesinde
Gövdesinin çapıyla karşılaştırıldığında acınası incelikteki çok sayıda bacak, gözlerinin önünde çaresizlik içersinde, parıltılar saçarak sallanıp durmaktaydı.
‘Ne olmuş bana böyle?’ diye düşündü. Gördüğü düş değildi. Biraz küçük, ama normal, yani içinde insanlar yaşasın diye yapılmış olan odası, ezbere bildiği dört duvarın arasında eskiden
Okuyucularla; Cahit Zarifoğlu’nun da kuruluş çalışmalarında yer aldığı Mavera dergisine gelen mektuplara, cevap niteliğinde yayınlanan yazılardan oluşuyor. Türkiye’nin dört bir yanından gelen mektuplarda kendi yazılarını, şiirlerini, denemelerini gönderen okurlar; Zarifoğlu’nun da eleştirileri ile kendilerini bulmaya çalışıyorlar diyebilirim.
Tolstoy- İtiraflarım
Bizde dini sorgulamaya tam tersinden gidilir. Biz derken naçizane kendim gibi cahil ve gelişmeye çalışan, okuyan, aydınlanma isteğinde olan yoksul ve sıradan halktan bahsediyorum. Aklımız sorular sormaya alışır ve bazılarımız dini tümüyle sorgular halde buluruz kendimizi. Bu sorgulamanın sonuçları da her birimiz için farklı
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
Bir yerde kar kürelerim ..bir başka yerde gökyüzünün çökmüş bir bölümünü yine havaya kaldırırım ..
..gereksiz göller vardır ,onların sularını akıtırım.
..bu arada balıkları kurtarırım