Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Leibniz'in sözünü ettiği İtalyan, işkence acılarına bile, itiraflarının kendisini götüreceği darağacının görüntüsünü bir an bile gözünün önünden uzaklaştırmamakla karşı koyabilmiştir; bu yüzden ara sıra io ti vedo (görüyorum) diye bağırmış ve bu sözleri daha sonra açıklamıştır.
Cihad İçin Başka Ülkeye Gitmek
... kendi ehlini işgale ve yıkıma terk edip, kendi beldesinde bu farizayı yerine getirme gücü olduğu hâlde başka bölgeleri savunanın hâli, akraba bağını kesen kimsenin sadakasına benzemektedir; bu kimse babasını, annesini, kardeşlerini ve yakınlarını fakir ve muhtaç bir hâlde bırakıp uzaklara sadaka vermeye gider. 'Kendi beldesinde onu yapmaya gücü yeter' sözcüğünden kastım, genel mânâda güç yetirebilmedir. Cihadın akabinde olacak olan ölüm, esaret, işkence, teşhir vb. zorluklara güç yetirememe gibi zayıf özürler ise, buna güç yetirmeyi bozmaz.
Sayfa 181 - Küresel KitapKitabı okuyor
Reklam
Sahip olduğunu kaybettiği; tutku dolu, yeni uyanan benliğinin arzuladığının elinden alındığı duygusuyla, yalnızca bu an işkence edebilirdi ona, o sırada etmekte olduğu gibi…
Sayfa 73 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okuyor
Şiiri kim öldürebilir ki? Kedi gibi yedi canlıdır şiir. Ona işkence ederler, sokaklarda sürüklerler, üstüne tükürürler, alay ederler, etrafını dört duvarla çevirirler, sürgüne yollarlar, ama şiir bütün bunları yaşar, tertemiz bir yüzle, gülümseyerek ortaya çıkar sonunda...
* Eğer ki o fındık kadar beyinlerinizle bana işkence etmenin yeni yollarını bulduysanız kalmanızı canıgönülden isterim.
384 syf.
·
Puan vermedi
Dana 26. yaş gününde eşi Kevin ile yeni taşındıkları evlerini yerleştirmeye çalışırken ani bir baş dönmesi ve mide bulantısı ile kendini başka bir zaman diliminde ve başka bir mekanda bulur. Bir nehirde boğulmak üzere olan Rufus’u bu bilmediği tarih ve mekanda ölümden kurtarır. Ani heyecan ve ölüm korkusu Dana’yı yaşadığı zamana geri döndürebiliyor ama Rufus’un her hayati tehlikesinde tekrar kendini 1800’lerde bulmasını engelleyecek hiçbir çözümü yoktur. Köleliğin normal karşılandığı, insanların işkence gördüğü, mal gibi satıldığı bu ortamda yaşamaya başlayan Dana, bu yolculuğun sebebini çözmeye çalışırken tarihin karanlık yüzüyle karşı karşıya geliyor. Zaman yolculuğunun ve tarihi kurgunun iç içe geçtiği bir roman.
Yakın
YakınOctavia E. Butler · İthaki Yayınları · 2023335 okunma
Reklam
ruhumu saran sessizliğe seni nasıl bağışlatacağım kalbi olmayan bu bedenin üstünde tanınmaz olana dek devam edecek bu işkence
İnsanın insana işkence etmediği, oğlun babadan çekindiği gün, İnsanlığın ülkede yayıldığı, baştakilerin sayıldığı gün, Kardeşin büyük kardeşten sonraya geçtiği gün, Gençlerin, bilenlerin sözüne kulak verdiği gün, Güçsüz ile güçlünün kavga etmediği, nezaketin geçerli olduğu gün, Memlekette bütün üzüntülerin gittiği, onu ışık kapladığı gün, Ülkede koyu karanlık kalktığı gün Bütün canlı yaratıklar, sevinecekler.
Sayfa 216Kitabı okudu
“Bazı insanlar neden ve hangi hakka dayanarak başka insanları hapse atıyorlar, işkence ediyorlar, sürgüne gönderiyorlar, kamçılıyorlar ve öldürüyorlar? Oysa kendileri de tıpkı işkence ettikleri, kamçıladıkları, öldürdükleri insanlar gibiler.”
"Belki insanlara işkence ediyorlardır, ne dersin? Yaralıyorlar, kemiklerini kırıyorlardır? Aklıma böyle şeyler gelince dehşete kapılıyorum ben Pavel' ciğim." "İnsanların ruhunu parçalıyorlar... Pis, çamurlu elleriyle insanın ruhuna dokunmaları çok daha büyük acı verir."
Reklam
Tanrı'm artık dayanacak gücüm kalmadı! Bittim, tükendim!.. Neden dinlemiyorlar? Bakıyorlar, ama görmüyorlar. Kulakları var ama duymuyorlar... Benden ne istiyorlar? Onlara ne zararım dokundu ki, işkence ediyorlar?
...dayanamam!
Bilal(ra) , tüm işkence ve eziyetleri imanının gücüyle yenmiş, her şeye katlanmıştı. Ama bir tek şeye katlanamadı: Allah Resûlü'nün ayrılığına.. ..Canından çok sevdiği Peygamberi vefat edince, Onun hatıralarıyla dolu Medinesi'nde durmaya gücü kalmamış, oradan ayrılmak istiyordu. Halife Hz. Ebu Bekir, kalmasını isteyince de: -Ey Müminlerin Efendisi, dedi. Ben Resûlullah'sız Medine'yi istemem. Resûlullah'ın makamını O'ndan boşalmış halde görmeye dayanamam!
Sayfa 147 - Timaş Yay. ,Peygamber MüezziniKitabı okuyor
68 syf.
·
Puan vermedi
kitapta okuduğum şey bir aşk mıydı yoksa bir saplantı mıydı tam olarak karar veremedim. kitap boyunca sürekli olarak bir insanın kendine niye bu kadar uzun süren bir işkence yaptığını sorgulayıp durdum açıkçası. çünkü bence-ki herkes kitapları kendi düşüncesiyle okur- bir durumu uzun süre devam ettirip kendine ıstırap çektirmektense olup olmayacağını anlamak için bir adım atıp netliğe kavuşturmak daha mantıklı ve daha az acı verici olur. yazının başında karar veremediğim şey şu an yazdıkça daha netleşti açıkçası. bu bir aşk değil bir saplantıydı bana kalırsa, çünkü aşk denilen şey kendine olan saygını kaybetmek ve gereksiz yere bir acı çekip bunu uzatmaksa yaşanmaması gerekir ve de kendine saygını kaybettiğin ve saplantı haline getirdiğin şeye, çoğu kişinin büyülü bir şeymiş gibi anlattığı ve yaşadığı aşk adını vermek de bu terime saygısızlık olur bence :)
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022223,7bin okunma
“İnsanlar insanca yaşasın,” diyen insanlara kıyılıyor hala. Minnacık çocuklara işkence ediyorlar, biliyor musun?
Biz de asıl dinsizler kimlerdir?
"Yıldızların düşmediğini söylediği için Prinelli'yi dövdürten, kanın vücutta dolaştığını ispatladığı için Harvey'e işkence eden onlardır. Galilei'yi, Kristof Kolomb'u zindana attıran, Pascal'ı, Monteigne'i, Moliere'i din ve ahlak adına aforoz eden onlardır. Fransa'nın 300 yıldır yaydığı büyük ışık onları rahatsız ediyor. O ışık akıldan müteşekkildir. Gerçek mümin benim ey rahipler, sizler dinsizsiniz." Victor Hugo
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.