Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"İntihar eylemi gerçek anlamda sadece asla böyle bir eylemde bulunmayı aklından geçirmeyen ve şüphesiz böyle bir eylemde de bulunmayacakları dehşete düşürür, zira bu karanlık uçurum ancak ona yazgılı olanlara kucak açar. Kendini öldürme isteğine sahip kişi bunu kendi de bilmez, ancak son anda farkına varır. Eğer akıl hastası değilse, intihar eden kişinin son bilinç ışıltısı hayret, ümitsiz bir şaşkınlık olsa gerektir. Daha karanlık başka bir yasaya riayet eden deliler hariç hiç kimse kendini iki kez öldürmeye çalışmaz."
"Erken ölme, insanın uykusuna kanmadan uyandırılmasıdır. İhtiyar ölme, insanın uykusuna kanması ama hafif uyuyup kendi kendine uyanmasıdır. Kendini öldürme bir kâbustur, uykuda olduğunu hatırlamakla ondan kurtulursun, uyurken kendini zorlar, uyanırsın."
Reklam
Kendini Öldürme
İnsanken melek oluvermeyi isteyen kendi için bir şey yapamaz .Olduğundan daha iyi olmaz ;çünki kendisi ortada kalmayınca kim tadacak ,değerlemdirecek bu değişmeyi onun yerine ?
Sayfa 145Kitabı okudu
Kaçık kişi, boynundaki ilmeği kopmuş biridir,” demişti, çünkü hepsi de kendini öldürme isteğini duymuş, bunu gerçekleştirmek için çabalamıştı ve hepsi de ölülere imreniyordu.
"..bu öldürme makinesi insanoğlu, şu yeryüzünde önüne ne gelirse, kim çıkarsa öldürüyor, havada uçan kuşu, denizde yüzen balığı, öldürecek hiçbir şey bulamazsa kendini öldürüyor."
Ankarada bir doktor öldürülüyor, bir başka doktor kendini öldürüyor. Sonra bir vali kendini öldürüyor. Ortaya sahte katil sürülüyor. Mahkemenin yeri değiştiriliyor, işin içine mühim isimler karışıyor, yabancı ülkelere giden paralardan, yabancı elçiliklerle temaslardan bahsediliyor, nihayet sahici katil meydana çıkıyor, ama, öldürme sebebi gizli kalıyor. Bazı şeyler açıklanıyorsa da bazı şeyler saklanıyor.
Reklam
"Deli olduğunun farkında mı? Bunu bilebilir misiniz?" "Evet farkında." "Deliliğinden kurtulmaya çalışmamış mı hiç... iyileşmeye?" "Hayır. O çok sevmiş deliliğini." "Nereden anladınız bunu?" "Bir zamanlar yatağının durduğu yerin tavanına takılı kancalardan... kendini öldürme fikrini bu kadar çok seven biri kendini de çok seviyor demektir... kendini ve deliliğini."
Sayfa 43 - Kitabın "İçinde Ateşe Yakın Bir Şey Olan Kadın" öyküsündenKitabı okudu
“…bu öldürme makinası insanoğlu, şu yeryüzünde önüne ne gelirse, kim çıkarsa öldürüyor, havada uçan kuşu, denizde yüzen balığı, öldürecek hiçbir şey bulamazsa kendini öldürüyor.”
Sayfa 116 - YKYKitabı okudu
Düşüş’te nereden geldiği anlaşılmayan bir kahkaha biçiminde beliren, Sisifos Söyleni’nde kişiyi kendini öldürme düşüncesine yöneltikten sonra, aldatmacalardan uzak, bilinçli bir yaşama biçimine dönüşen umutsuzluk, nedeni ve yorumuyla birlikte, ilk yapıtta karşımızdadır: “Bir büyüklük gerekiyordu bana. Onu dünyanın en güzel görünümlerinden birinin gizli umarsamazlığı ile derin umutsuzluğunun karşılaştırılmasında buluyordum. Hem yürekli hem de bilinçli olma gücünü çıkarıyordum bundan.”
Senin denediğin her şeyi denedim. Kendimi öldürme derecesine geldim, cesaretim yetmedi ama. Oyun burda işte: Kendini öldürmeyi düşünecek kadar zayıf olan, öldüremeyecek kadar da zayıf oluyor.
Reklam
" teşekkür ederim Saige. " " Kendini öldürme yeter. "
Sayfa 363Kitabı okudu
"Hayatı çoğaltmak." Hayatı çoğaltmak için ise yapılması gereken şey: “İnsanın isteği yin artırılması, beslenmesi..." İnsanın isteğinin sürekliliği için ihtiyaçlarını sürekli kılmak yeterlidir. Sürekli ihtiyaç hisseden insan sürekli isteyecek; sürekli isteyen insan ise sürekli ihtiyaç duyacaktır. Sürekli ihtiyaç-sürekli istek denklemi hayatı çoğaltacak, insan tatminsiz bir isteme küpü hâline gelecektir. Böyle bir insan şimdiyi mutlaklaştırır, dünü ve yarını şimdisini tehdit eden birer unsur olarak görür; geçmişten kaçar, gelecekten ise korkar. Şimdisini ,boşluk bırakıp bir an kendiyle yalnız, kendi başına kalmamak için alabildiğine doldurur -zaman doldurma, geçirme ve öldürme-; bunun için elden geldiğince değişik meşguliyetler yaratır; tıkandığı yerde boşluğu gürültüyle kapatır. Çağdaş yaşamın insanın kendi bireyselliğini unutmasına neden olan bir günlük diliminde yer alan gürültülere şöyle bir bakmak yeterlidir.
Sayfa 112Kitabı okudu
Martin Luther
Luther manastırlarda öğretilen ‘mükemmellik yoluyla’ merhametli Allah’ı bulamıyordu. O zamanki yaşamında attığı hemen her adımda karşılaştığı mistisizm ise, bambaşka bir yol gösteriyordu. Mistisizm, yani ruhun Allah ile araçsız, yakın ve gizli birliğe erişme isteği, çok yönlü bir felsefedir. Mistisizmin bir kolu, insanın düşünce ve hayallerini bu
Bugün 'immoralizm'den, yani ‘ahlak' [moral] denen şeyin, aslında hiç de var olmaya hakkı olmadığını ileri süren sanıdan ve kuramdan söz açmak istiyorduk. Bu kurama göre, ahlak bütün dünyanın dilindedir, hele dinler ahlak işini epeyce büyütüp dururlar. Ama soğukkanlı, dünyayı bilen bir bakış, insanın yapması gereken şey ile suçlu olduğu şey üzerindeki boş laflardan, bütün bu sanılar ve inançlar ne denli eski olurlarsa olsunlar, büsbütün vazgeçmek zorundadır. Özellikle de günümüzde seve seve hem de sık sık şöyle denmektedir: İnsana birtakım ahlak istekleri, sorumluluk ve suç gibi şeyler yüklemek, dinî inançlarla birlikte var olup bunların yok olmasıyla ortadan kalkmaktadır; ‘özgür kafa' için, tanrıtanımaz için bütün bunların artık bir anlamı yoktur; insanı sorumlu yapmak, insanın iyi ile kötü arasında sürekli olarak karar vermek zorunda olduğunu sanmak, zaten hepten yanlıştır; çünkü gittikçe bilinen bir şey varsa o da, sözgelimi tıpkı öbür canlılar gibi, insanın da aslında özgür istemi olmadığıdır. Her toplum, özvarlığını sağlamak için suç işlemeye ve düzensizliğe karşı kendini korur; bunu da, ‘cezalarla' ürkütmek, bunlardan ürkmeyeni de hapsetme ya da öldürme yoluyla zararsız kılmakla yapar. Böylelikle toplumun çok daha güçlü istemi, toplumun bencilliği tek tek kişilere üstün gelmektedir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.