Eser, tarihi bir roman niteliğini taşıdığı ve konusunu Fransız Devrimi’ nden aldığı için öncelikle Fransız Devrimini özetlemek eserde anlatılan konuyu anlamak için daha faydalı olacaktır.
Not: İncelememde elimden geldiğince eser de geçen hikayenin gerçek olaylar ile bağlantısında açıklayacağım.
Fransız Devrimi
1700 yılların sonlarına
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Sevgili arkadaşlar, bugün amcam Bekir Bulut vefat etti.Yıkıldım.Ölüm nedeni 15 marttan beridir başımıza musallat olan Corona. Bildiğiniz gibi bulaşıcı hastalıktan ölen şehit sayılıyor dinimize göre, o artık bizim ailemizin şehidi.Allah mekanını cennet eylesin ve rahmet eylesin. Bu konuyla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Ailenizi,
Kitabı elime ilk aldığımda farklı bir duyguya kapıldım. Bunun sebebiyse meşhur “Vatan Şairimiz Namık Kemal”di. Hayranı olduğum bir yazardır “Namık Kemal”. Sürgün yıllarında son günlerini yaşarken elinde “Victor Hugo’nun Sefiller” kitabı varmış. Bu kitabı okurken gözlerini yummuş hayata. “Hürriyet Kasidesi” gibi devasa bir şiiri o zamanın
Khaled Hosseini'nin bu kitabını okumadan önce önyargılıydım. Uçurtma Avcısı(henüz okumadım)kitabının yaptığı sükse yüzünden şişirilmiş bir yazar olabileceği hakkında endişelerim vardı ama yazar, kitabının sayfalarını her çevirişimde bu önyargılı tavrımı paramparça etti.
Kitabımızdaki olaylar Afganistan'ın çeşitli bölgelerinde geçiyor.
"Yaşamın kaynağı sevgidir, kin değil."
Kitabı okusanız da, okumayı düşünsenizde, hiç okumayacak olsanız da bu incelemeyi okumanızı tavsiye ederim çünkü kitabı okumak isteyenler için çok güzel bir ön hazırlık olacaktır. Sonrada paylaşıp daha fazla okura ulaşmasını sağlayabilirsiniz. Herkese keyifli okumalar.
Bizler kapitalist bir
Hepimiz her sabah ev dediğimiz bir prizmadan çıkar, gitmek istediğimiz yere ulaşmak için kare, dikdörtgen başka bir prizmaya biner ve başka iş dediğimiz bir prizmaya ulaşmaya çalışırız. Bilinçli ya da istemeyerek koşullandırılmışızdır artık günlük iş ritüellerini yerine getirmek için. Sabah erken kalktığımız için yüzümüz asık ve donuktur, akşam
Sabahattin Ali’yi okumaya başlamadan önce çokça duydum. Beni kendisini okumaya çeken daha çok hayat hikayesi ve ölüm şekli oldu.
Önceleri batı ve rus klasiklerini okumaya çaba göstersem de ilk psikolojik roman olan “Eylül” kitabı ve daha sonraları okuduğum Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Huzur” kitabı beni edebiyat dünyamızın zengin olduğu konusunda
"Dünyalılar,
birazdan okuyacağınız bu inceleme, ideolojisine körü körüne bağlanmış şahsiyetler için uygun olmayan cümleler içermektedir.
Bay K. keyifli okumalar diler."
Dünyalılar, Bay K. Cehennem'den korkmuyor. Sizler de korkmayın.
İnsanların, insanlara insanlık dışı olgularla hükmettiği bir dünyada yaşıyoruz, neden Cehennem'den
Kitap bittiğinde ilk aklıma gelen; aşkın içinde merhamet olmalı, yoksa dünyanın en güzel duygusu, felakete ve en iğrenç sonuçlara neden olabilir. Aşıksan, aşkın kin ve nefret barındırmamali, bu duygulardan sıyrılan sevgi ve aşk duygusu, dünyanın en güzel anlarını yaşatır , seni korur, kollar ve ısıtır. Sahipsiz bırakmaz. Sevdiği kişinin mutluluğuyla bile mutlu olur, ona zarar vermemek için, onu ürkütmemek için, kendi mutluluğunu bir kenara bırakır. Aşk, zaten fedakarlık ve kendinden vazgeçmek değil midir!.. Tabi bazı aşklar ise, kin ve nefret barındırır, bencillik üst düzeydedir. Benim olmuyorsan o zaman yaşamamalısın ve mutlu olmamalısın düşüncesini barındırır. Böyle bir aşkta, felaket ve kötülük doğurur. İşte kitapta bu iki aşk ve sonuçları mükemmel bir şekilde işleniyor. Eyy aşk sen nelere kadirsin.!! Herkese keyifli okumalar. Her daim kitapla kalın.
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,7bin okunma
Türkiye de yaşayan 64 milyon insana şerefsiz dediğimi söylediler , ben hiçbir halka halklara asla şerefsiz lafını kullanmadım . Avrupa da söylüyorum ben yaz da olsa kış da olsa farketmez geceleri çok üşüyorum . Sorun kalorifer sorunu değil sorun yorgansız oluşum sorunu da değil , beni üşüten tek birşey var ben vatansızlıktan üşüyorum . Umudum ve
Hakan Günday okumamış olmanın "keşke"si uğradı kültür mabedime. Ben daha ilk satırlarda göz gezdirip harf ve kelimeleri dizginlemeye çalışırken hissettirdi varlığını. Gölgesi düştü önüme, hesap sorarcasına: ‘’Otobiyografik belleğinin hakimiyetini aldığın yaştan beri niye kesiştirmedin yolunu?’’ Neyse ki ölmeden önce kesişti