Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ah, bakıyorum sen de benim gibi kitap kurdusun.
Sayfa 21 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Kitap gibi kadınlara sayfa sayfa şiirler yazılır
-85 yaşındaki kadın kocasına sordu: Bunca yıldan sonra, bana hâlâ şiir gibi güzel kadınsın diyebiliyor musun? . Adam sevdiğinin yüzüne şöyle bir bakıp cevapladı: “Şairi Yüce Rabbim olan bir şiir, nasıl çirkin olabilir ki?”- .
Reklam
Dün gece bir kitap okudum anne. Ölümü şimdiden bir başarısızlık olarak görmüyorum. Nâzım Hikmet'in de dediği gibi öldüğümde yalnızca yarım kalan bir şarkının acısını toprağa götüreceğim.
Sayfa 41
Sizin için bu kitap hangisi?
"Bazı kitapların böyle bir etkisi vardır. Okursunuz ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz." -Ali Lidar
Ne yaşadıysanız yüzünüze yansır.İnsanın yüzü bir kitap gibi okunabilir.İfadeniz bomboşsa da hiç bir şey yaşamadığınız fark edilir.Bundan kurtulmak mümkündür;yaşayın monotonluktan uzaklaşın,gezin,görün, keşfedin başkalarıyla ilgilenin, okuyun ,sevin.Bunları dolu dolu yapın ki izleri yüzünüze yansısın.Yüzünüz ifadesiz kalmasın.
Sayfa 49 - Kronik YayıneviKitabı okudu
" Kitap kolayca incinebilen bir yaratıktır ; zamanın geçişi acı verir ona ; kemirgenlerden ,kötü havalardan , beceriksiz ellerden korkar. Yüzyıllar boyunca, her önüne gelen elyazmalarımıza canı istediği gibi dokunabilseydi , bugün onların büyük bir çoğu var olmazdı. Böylece kütüphaneci onları yalnız insanlardan değil, doğadan da korur ve yaşamını ,gerçeğin düşmanı olan unutuşun güçlerine karşı yürüttüğü bu savaşa adar."
Sayfa 70
Reklam
Okuma Ve Yazmaya Dair
Bazı kitaplar vardır, tek solukta biterler. Bunlar, tek solukluk yazarlardır. Yani gereksiz yazarlardır, çünkü gerçekten de kaliteli hiçbir kitabı tek solukta bitiremezsiniz. Bitirseniz bile anlayamazsınız. Kısacası akıcılığı olan şeylerin, genelde kalıcılığı yoktur. Bazı yazarlar vardır. Okuyucudaki domuzluğu hissederler. Yani okuyucuya ne
Sayfa 214
Bir hikaye okuduğumuz zaman onunla öyle bir etkileşime geçiyoruz ki, içinde karşılaştığımiz her durumu zihinsel olarak taklit edi­yoruz. Ardından beyinlerimiz bu yeni karşılaşılan durumları kendi hayatlarımızdaki bilgi ve deneyimle iç içe geçiriyor ve zihinsel bir sentez yaratıyor. Kitap okumak, beyinlerinizin kadim korteks yatağına yeni nöral yollar kazıyor. Dünyayı görüş şeklimizi değiştiriyor. Nicholas Carr'ın son dönemdeki "Okurların Hayalleri" adlı denemesinde dile getirdiği gibi, "başkalarının iç yaşamIarına daha duyarlı yapıyor." lsırılmadan vampir oluyoruz. Bir başka deyişle, daha empatik. Kitapların yaptığı şeyi internetin sunduğu sanal dünya yapamıyor.
"Bir kitap okumuştum. Adını hatırlamıyorum. İçinde bir domino teorisi vardı. Domino taşlarını bilirsin. Önce özenle dizilirler sonra tek bir fiskeyle hepsi teker teker yıkılır. Ancak romandaki hikayede domino taşlarından oluşmuş zincirin iki tarafına da aynı anda dokunuluyor. Ve zincir aynı anda iki taraftan yıkılmaya başlıyor. Zincirdeki domino taşı sayısı tek. İki uçtan birbirini yıkarak ilerleyen taşlar tam ortadaki taşın iki yanına da aynı anda çarpıyor. Ortadaki taş aynı anda, aynı güçte iki darbeyi, iki tarafından aldığı için ayakta kalıyor. Bütün yıkılmış taşların arasında tek başına duruyor. Domino taşlarından oluşmuş zincirin bir ucu geçmiş, diğer ucu gelecek. Yıkılıyorlar teker teker ve şimdi ki zaman kalıyor ayakta. Geçmiş ve gelecek sıkıştırdığı için, ayakta kalan sadece şu an. Şimdiki zamana mahkum olmuş insanlar. Hareket edemeyen o domino taşı gibi felç geçirmiş insanlar. Geçmiş, anılarla zihnimde, gelecekse tahminlerimle zihnimde. Hepsi acı dolu. Hepsinde kırılan hayaller var. Her saniye içimde hissettiğim geçmiş, şimdiki zaman ve gelecekle dolu aklımla donup kaldığımı görüyorum. Bütün heykeller gibi ben de sadece zaman içinde hareket ediyorum. Yani yaşlanıyorum. Elimden başka bir şey gelmiyor. Tabiî her anın içinde üç zamanında yaşayarak yaşlanıyorum ve bu beni delirtiyor. İnsanın üç zamanlı bir canlı olmasından nefret ediyorum. Aynı anda geri, park ve ileriye takılmış otomatik vitesli bir arabanın motoru ne gürültü çıkarabilirse, bin katını ben her saniye aklımda duyuyorum. Gelecek, geçmişin merhametine kalmıştır ve insan, ikisinin arasında bir kurbandır."
Sayfa 58
Reklam
Gençlere Öğütler
— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır. — Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir. — Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
- Siz neden öyle... diye başladı ve sustu. - Ben ne? diye sordum. - Siz şey... - Ne? - Siz şey... kitap gibi konuşuyorsunuz.
''Hala okuyor musun?'' ''Bir süredir okumuyorum.'' ''Niçin?'' ''Duvar'ı okudum. Kötü etkiledi o kitap beni. İşte, ne bileyim, sanki okumanın bana zararı oluyormuş gibi geldi. ''Başka kitaplar oku. Çivi çiviyi söker.''
Siz şey... kitap gibi konuşuyorsunuz.
Sayfa 106 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Kitap okumalı, gürül gürül. Okuma yazma gibi var mı?
Sayfa 370 - Everest YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.