Uzun zaman kitaplığımda bekledikten sonra, bir kaç gün içinde okunan 117 sayfalık bir yapıt. Yapıt diyorum çünkü 1942'de yayınlanmış, 1957'de Nobel Edebiyat Ödülü almış. Albert Camus'un okuduğum ilk kitabı..Önce kendi duygularımı dile getirmeliyim..Okurken içimden kitabın kahramanı için, ruhsuz, tuhaf, değişik bir adam tanımlamalarını geçirdim..Bir hiç uğruna işlediği cinayete bile yargılanırken kayıtsız kalan, sanki bile isteye ölüme gidecek sonu suskun kalarak, avukatına yardımcı olmayarak, hatta umursamayarak hazırlayan bir adam..Kitap:'' Anam ölmüş bugün. Belki de dün, bilmiyorum..'' cümleleriyle başlıyor..Annesinin ölümüne de kayıtsızdı bu adam..
Aslında insanın içine düştüğü yabancılaşma anlatılıyor bu kitapta.. toplumun dayattığı kalıplara girmemek anlatılır. Bir anlam arayışı, bireyin çevresindeki insanlarla çatışması anlatılır. Her şeye nesnel biçimde yaklaşan bu insan, toplumla arasına bir mesafe koymuştur ve aslında derin bir suskunlukla birlikte bir acıyı anlatır.
Çok usta bir kalem..keşke daha devam etse dediğim, akıcı bir üslup..Anlattıklarıyla bu ödülü hak etmiş..Tavsiyelerimle..