Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
415 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
"Bir Türk Ailesinin Öyküsü " 1950 yilinda "portrait of a turkish family" adiyla ingiltere'de basilmis, irfan orga'nin hayatini kaleme aldigi ,Osmanlı'nın son dönemini anlatan ,1910 yılından 1940'lı yılları arasında geçen gerçek bir yaşam öyküsü . İrfan Orga 1938'de İstanbul'da dedesinin evinde ( köşkte ) ahçıların,
Bir Türk Ailesinin Öyküsü
Bir Türk Ailesinin Öyküsüİrfan Orga · Everest Yayınları · 2018724 okunma
Ayaklarım ağrıdı güvercin izlemekten Onun başının önündeydi alevli sancak Elimi ve kalbimi uzattım Eriştim tanrıya çağırma kuleli evin Bekleyen güvercinine Güneşi ayı ve yeryüzünü bütün şekilleriyle Bir kutlu çehrenin emrine kul bildim Bilesiniz Ona döndürüleceksiniz
Reklam
"Gayet çabuk yazıyordum. Nokta da atmıyordum. Bu suretle hocaların takrirlerini istediğim zaman aynen not ediyordum. Yazımı benden başkası da okuyamadığı için not defterlerim yalnız bende kalıyordu. Buna sebep Kuleli'de bir defterimi, çalıştırmak vazifesini verdikleri bir zadegân kopye edeyim diye haftalarca getirmemiş ve getirdiği zaman da berbat bir halde bana vermişti. Kimseyi kıramıyordum. Defterimi isteyene vermemek ve sorduğunu derhal söylememek bana ağır bir şey gibi geliyordu. Noktasız yazıya başlayınca işim yoluna girdi. Kimse not defterlerimi istemez oldu. Dersleri daha evvel yaptığımdan notlarım kitaptan takrir edildi mi başlardı. Bazı hocalar elimizdeki kitaptan çok ayrılırlardı. Bunların menbalarını çabuk bulurdum. Kitapçılarda o derse ait ne kadar kitap varsa alır, karşılaştırırdım. Bu suretle not almak az şeye inhisar ederdi. Muallimlerin parlak cümlelerini aynen zapt etmeyi çok faydalı bulmuştum. Kuleli de buna dikkat etmiş ve imtihanda o cümleleri aynen söylediğim zaman beni hayret ve takdirle karşılıyorlardı."
Sayfa 117 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Osman bey' in ruyası
Şeyh Edebâli Efendimizin mübarek katında, hayırlı perşembeyi, hayırlı cumaya bağlayan gece, bir düş gördüm. Şeyh Edebâli Efendimizin mübarek kucaklarından bir ay doğdu, parıltısı karanlığı çalkadı çıktı, yükseldi, orak biçimindeyken dola dola sini değirmisine döndü. Dünyayı nura boğdu. Öyle ki, gözler kamaşıp bakmaya güç yetesi kalmadı. Baktım ki, sizin Osman Bey'iniz de iki dizi üstünde sağ yanındadır ve de tespihe girmiştir. Gökleri bezeyen ay, inip geldi, göğsüne yaslandı, gövdesine karıştı. "Aman nedir, ne hikmettir?" dememize kalmadı, ayın gömüldüğü yerde bir fidan belirdi, yeşerip büyüdü, göklere dal budak saldı. Toprağın, denizlerin yüzünü kapladı. Kaf dağlarının ve de Toros dağlarının ve de Atlas dağlarının ve Hosma dağlarının doruklarını gölgesine aldı. Fırat ırmağını, Dicle'yi, mübarek Nil'i, Frenk içindeki coşkun Tuna'yı kavradı. Uçsuz bucaksız çöller, bozkırlar, çayırlı çemenli ovalar, sahralar, yedi denizler ve de ağaç denizinden nişan verir derin ormanlar, uzakların parlak gümüş kubbeli, göğe baş çekmiş kuleli, Firavun çağından kalma nice nice anıtlı nice kentler geldi, hep bu ağacın altına sokuldu. Bize hayret elverdi. "Neyin nesi?" demeye kalmadan, bir esinti çıktı, yürekten sıkıntıyı, vesveseyi sürüp çıkaran yedi cennet yeli... Kendime geldim, sabaha kadar düşündüm, yazdım çizdim. Sabah namazından sonra, Şeyh Edebâli Hazretleri'ne düşümü açıp danışayım dedi, elini kaldırıp susturdu, "Gerekmez, sana açılan bize de göründü. Tanrı işaretidir" buyurdu. Beyinize büyük devlettir ve de büyük müjdedir.
Sabaha karşı kulaklarımda trampetler Kuleli'nin ordan balık tutuyorum Oltama sönmüş izmaritler
Bazı konuklar: "Paşam, bu çocuğa boşuna emek vereceksin." -"Niçin?" "Efendim, çoban hiç okur mu? Adam olur mu?" Bu saçmaları büyük bir dikkatle dinleyen Atatürk: -"Yahu, ne uzağa gidiyorsunuz. Ben de bir zamanlar tarlada kargaları bekledim. Dayımın çiftliğinde onun koyunlarını güttüm. Beni biraz zeki gören dayım: 'Bu çocuğu okutmalı' dedi. Bundan sonra beni askeri okula yazdırdılar. Ben okudum, gördüğünüz yere geldim. Çobanlar okumaz diye bir nazariye yoktur. Bu çocuk da okur. Belki büyük bir adam da olur. Onu da zaman gösterir." dedi. Çoban Mustafa, Atatürk'ün Dolmabahçe'de mübarek naaşını yaşarmış gözlerle selamlarken, üzerinde Kuleli üniforması bulunuyordu. Yıllar geçti ve bu çocuğun okuyup adam olduğunu gördük. Çoban Mustafa binbaşılığa kadar yükselmiş ve emekli olmuştur. Şimdi Yalova'da oturmaktadır.
Reklam
Ilker Başbuğ 15 Temmuz Öncesi Ve Sonrası. Syf:110
Kuleli Askeri Lisesi’nin yanında,Heybeliada’da 1773 yılında kurulan Deniz lisesi,Bursa’da Hava Lisesi ile İzmir’de Maltepe Askeri Lise’si bulunmaktadır……………………………… Unutulmasın ki,tarihi miraslarından vazgeçen ve unutan milletlerin geleceğini sağlam temellere dayandığını söyleyemeyiz. Bu okullara bize OSMANLI İMPARATORLUĞU’nun MIRASI dır.
500 syf.
9/10 puan verdi
Uzun bir zaman önce elime geçen bir eser “ Çevre Bir Emanettir “ ve onunla karşılaşmam bir kitapçıda veyahut internette yapılan kitaplara dair bir araştırma neticesinde değil. Çalışmış olduğum kurumda formalite icabı konulan kütüphanenin bir köşesinde kırgın, tozlanmış bir eserdir. Vefanın ışığının dokunmadığı.. *** Kaliteli bir kağıt yapısına
"Çevre Bir Emanettir"
"Çevre Bir Emanettir"Komisyon · T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yayınları · 20121 okunma
Akp askeri liseleri de yok etmiştir. Bu çerçevede Kuleli, Işıklar, Maltepe, Deniz Lisesi kapatılmıştır. Özellikle 1845'te kurulan Kuleli Askeri Lisesi Türk ordusunun ruhudur. 1773'te kurulan Deniz Lisesi imha edilmiştir... 243 senelik Deniz, 171 senelik Kuleli.. Devlet fikrine saygısı olan hiçbir iktidar bunu yapamaz.
Sayfa 38 - Kripto
232 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1478 günde okudu
Lise yıllarım da okuduğum bir eserdi. Şeyh Şamil'in Ruslarla olan mücadelesinin yanı sıra Dağıstan, Çeçenistan bölgelerindeki insanların yaşamı, kültürü, dini inancı gibi meseleleri de anlatıyordu. En azından genel manada fikir edinmek isteyenlere tavsiye ederim. Meşhur Kafkas Kartalının dillere destan öyküsünü bilmek hoşunuza gidecektir.
Şeyh Şamil Kartal Yuvası
Şeyh Şamil Kartal YuvasıSelçuk Kuleli · Papatya Yayıncılık Eğitim · 200120 okunma
Reklam
VE ÇOCUĞUN UYANIŞI  BÖYLE BAŞLADI
Gül kokuları çocukların kaburga kırıklarından geliyor  Acıyı ve insanlığı çocuklar  Böyle dayanılmaz kıldılar ve yeni suları  Onların bilgileri getirdi  Elleri önlerine bağlı - duruşları  Omuzlarından göğüslerine doğru kıvrık ve yumulu  Yaşarlar ebedi göz ve ölümsüzlük aşısı yapan kitabı  Ki şimendifer  Nasıl peşinden koşturursa katarları yolcu
Kuleli Askeri Lisesi'ne girmemle birlikte sigaraya da başlamıştım. Bilirsiniz, büyük görünme hevesi.
Sayfa 53 - EverestKitabı okudu
Sultan II. Abdulhamid Han Vefatının 100. Yıl Anısına
Abdülhamid katiyen zalim değildi. Adına ve hatırasına eklenen “Kızıl Sultan” lâkabı tarihin en büyük yalanı. Boğdurulup yok edilen devrimci talebeler masalı yalan, çuvallara dikilip Boğaz’ın sularına atılan saraylı kadınlar hikâyesi yalan! Tam tersine… Abdülhamid şiddetten nefret ederdi. Tahammül edemezdi kan akmasına, maddî eza duyardı. Nefret
628 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.