Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Evet, laik eğitim sistemiyle, sanırım üç.
Gerçeğin ve adaletin yaratılması isteniyorsa bütün bir halkın eğitilmesi gerekiyordu. Ama ne büyük bir çaba sarf etmek gerekiyordu bunun için, halk gömüldüğü o topraktan nasıl çıkarılacaktı! İnsan soyunu karanlıklardan kurtarmak için kaç nesil beklemek gerekiyordu?
Sayfa 98 - Kırmızı Yayınları
19 Mayıs demek...
19 Mayıs; çağdaş insan demek... 19 Mayıs; peçesiz, çarşafsız, türbansız, külahsız, cüppesiz modern toplum demek... 19 Mayıs; özgür kadın demek... 19 Mayıs; kul olmayan erkek demek... 19 Mayıs; sesi çıkan gençler, sorusu olan çocuklar demek... 19 Mayıs; modern eğitim demek... 19 Mayıs; şeyhsiz, şıhsız, dergâhsız, medresesiz, tarikatsız, fetvasız laik devlet demek... 19 Mayıs; medeni hukuk demek... 19 Mayıs; müspet bilim, ilim demek... 19 Mayıs; uyanış demek... 19 Mayıs; özgüven demek... 19 Mayıs; dans demek... 19 Mayıs; şarkı demek... 19 Mayıs; müzik demek...
Sayfa 27 - Bilgi Yayınevi - 3. BasımKitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal, Türkiye’yi “Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak” amacıyla bir dizi devrim yaptı. Bu devrimleri beş başlık altında toplayabiliriz: 1. Siyasi Devrimler • Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922) • Cumhuriyet’in İlanı (29 Ekim 1923) • Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924) 2. Toplumsal Devrimler • Kadınlarla erkeklere eşit haklar
Bir de buna üstat diyen kadınlar var :)
Laik ve aydın bir eğitim sistemine karşı olan Necip Fazıl, çağdaş eğitim kurumlarından olan Köy Enstitüleri'ne de değinmiş ve çirkin ithamlarda bulunmuştur. Çünkü kız çocukların okumasından ve onların toplumun eşit bir ferdi olmasından rahatsızdır.
Sayfa 41 - Kripto Kitaplar / 4.Baskı - Aralık 2021 / ISBN: 978-605-7908-30-8Kitabı okudu
Laik terbiye asla insanlara, câhil Müslüman ailenin vermiş olduğu ahlâk terbiyesini veremiyor.
Aynı Tas Aynı Hamam...
Fethullahçılık, bugün sadece Türkiye'nin geleceğini, devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmezliğini, laik hukuk ve ulusal eğitim sistemini değil, gerçek İslam dinini de tehdit etmektedir. Allah ile kul arasına hiç kimseyi sokmayan bir din adına, din tüccarı şarlatanlar, samimi inançlı milyonlarca insan arasında aleni faaliyet gösterirken, Diyanet İşleri Başkanlığı, bunlar hakkında bir tek cümle bile olsa eleştiri getirmemekte, mücadele vermemektedir. TRT'de yayınlanan din programları da ortadadır. Tüm bu olumsuzluğun giderilmesinde, öneri sahibi MİT ne yapmıştır ya da yapmaktadır?
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
"Tevhid-i Tedrisat Kanunu", tek elden eğitim ve lâik öğretimin ilk kanuni belgesidir.
Sayfa 150 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 15. Basım: Aralık 2020Kitabı okudu
Mustafa Kemal çıktığı kutsal yolculukta, İstanbul Divan Harbi'nin verdiği ve padişahın onayladığı idam kararına aldırmadan halkıyla birlikte saltanatı kaldırmış, cumhuriyeti kurmuş, halifeliği kaldırmış... Bu önemli devrimlerinden sonra on beş yıl gibi kısa bir sürede çok büyük işler yapmıştır. Kılık kıyafet, takvim, yazı, eğitim, tarih, dil devrimlerini düşünün...
Sayfa 104 - BROY YAYINLARI - ikinci basım: temmuz '94Kitabı okudu
İmam-Hatip okullarını çoğaltıyorlar ya boyna; yobazlar da kaçak hafız kurslarını çoğaltıyorlar. Lâik niteliği zaten kalmamış olan Türk eğitiminde hükümet, resmi olmayan girişimle hafız yetiştirme yarışındadır...
Sayfa 201 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
"Laik eğitim, aydınlık ve kültür getirir. Binlerce yılın bilimini, kültürünü, sanatını çağımıza taşır. Laik eğitimin olmadığı yerde ilkellik vardır."
Reklam
Juana Manso
Rüzgara ve akıntıya karşı gelerek Arjantin ve Uruguay' da, kızlarla oğlanların birlikte öğrenim gördükleri, dini eğitimin zo­runlu olmadığı ve fiziksel cezanın yasaklandığı, laik ve karma okullar kurdu. Arjantin tarihinin ilk eğitim müfredatının yanı sıra birçok eser kaleme aldı. Bunların arasında evlilik hayatının ikiyüzlülü­ğünü yerden yere vuran bir roman da bulunuyor. İlk halk kütüphanesini ülkenin iç kesimlerinde kurdu. Boşanma diye bir şey henüz yokken boşandı. Buenos Aires gazeteleri ona küfretmekten büyük zevk alı­ yorlardı. Öldüğünde, Kilise onun cenazesini kaldırmayı reddetti.
Sayfa 95 - SelKitabı okudu
As bayrakları:D
(Mustafa Kemal Paşa, 1881-1938), Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ilk cumhurbaşkanı, amansız bir çağdaşlaş­ tırıcı ve laikleştiricisi. İslam’ı devlet dini olmaktan çıkarmış, Arap alfa­besini Latin harfleriyle değiştirmiş, Arapça verilen dini eğitimin yerine, laik, Türkçe eğitim veren okulların açılmasını sağlamış, herkese oy hakkı tanımış (evet, kadınlara da) ve en önemlisi, erkeklerin fes giymeyi bıra­karak Avrupa stili şapkalar takmaya başlamasını zorunlu kılarak, Tür­ kiye’yi olabilecek en uç noktaya dek çağdaşlaştırmıştır. "
Ve öldüğünde kilise onun cenazesini kaldırmayı reddetti :)
Juana Manso: -Arjantin tarihinin ilk laik ve karma okullarını kurdu. - Müfredat yazarken dini eğitim zorunluluğunu ve cezayı kaldırdı. -İlk halk kütüphanesini kurdu. -Boşanma diye bir şey henüz yokken boşandı.
Sayfa 96 - Sel yayınlarıKitabı okudu
Oh, ama bu ne kadar da ağır bir düşünce böyle !!!
Örneğin, laik biri olmadan yıllarca önce, yeshiva'da eğitim görmüş olan İsrail'in ünlü gazetecilerinden Kadid Leper, 18 Nisan 1997 tarihli Hai'r'de yazdığı "Kadın dış­kı dolu bir çuvaldır" başlıklı yazıda şunları söylüyor: ❝Dayak, cinsel kıyım, zulüm, haklardan mahrumiyet, kadının sadece cinsel bir meta olarak kullanılması vs... Bunların tümü­nü Talmud'da bulabilirsiniz... Yahûdî dininde (Ortodoks Yahûdîlik) kadın, iki bin yıldır sınırları çok iyi çizilmiş bir yerdedir. Bu yer, kadının yerini hayvanlar ve kölelerle birlikte çöplük olarak gören hahamlık kurumunun Halacha'ya göre belirlediği konumdan tamamen farklıdır. Yahûdîliğe göre (Ortodoks Yahûdîlik) erkekler, aslında kendilerine, yedirmek, giydirmek ve onlarla cinsel ilişkiye girmek için bir köle kadın satın alırlar.❞ ~ s.85-86 ~
Sayfa 86 - Anka YayınlarıKitabı okudu
On yedi Nisan elbet Türk solunun Yani Atatürk gibi İnönü gibi laik ve sınıfsız bir yeni Türkiye özleyenlerin bayramıdır. O gün Türk köylüsü kendisini hor görmeyecek, derdine derman arayacak, yanı başında çalışacak, halinden anlayacak hem yerli, hem ilerici bir eğitim kurumuna kavuşuyordu. Bu kurumda köylü, yani Türkiye halkının büyük çoğunluğu tarihinde ilk kez kendi yöneticisini kendi yetiştirecek ve kendi kendini yöneten halkın, yani gerçek demokrasinin yepyeni bir örneğini verecekti.
Sayfa 102
845 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.