Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben gelecek için değil, mazi için ağlıyorum. Her şey gitti, uzaklaştı. Ağlayan ben değilim. Hatıralarım ağlıyor.
440 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
32 saatte okudu
GÖZÜMDE CANLANIR KOSKOCA MAZİ
TRT'de yayınlanan Seksenler, Doksanlar gibi diziler size neleri anımsatıp neleri hissettiriyorsa bu kitap da size o duyguları hissettirecektir. Evet, belki anlatılan dönemler daha çok 70li ve 80li yıllar ama okurken anlıyorum ki bizim çocukluğumuzda yaşananlar ve şartlar pek de farklı değilmiş. Çocukluğumu 2000'in aşağısında yukarısında
Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek
Bir Maniniz Yoksa Annemler Size GelecekAyfer Tunç · Can Yayınları · 20211,700 okunma
Reklam
112 syf.
10/10 puan verdi
Cundullah; Emir Abdullah
Şamil Basayev, 14 Ocak 1965 yılında dünyaya gelmiş, 1987 yılında mühendislik eğitimini almaya başlamış ve daha sonra ticaret hayatına atılmıştır. Ardından bir süre siyasetle ilgilenmiş ve bakanlıkta 1 senelik tecrübesi olmuş ve bundan istifa etmiştir. Bunun yanında devlet başkanlığı tecrübesi de edinmiş bundan da istifa etmiştir. 9 Temmuz 2006
Savaş ve Ahlak
Savaş ve AhlakŞamil Basayev · Misyon Yayınları · 2009326 okunma
556 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
"Kimin aklına gelirdi ki, adına İstanbul dedikleri kadim şehirde bir sonbahar vakti bombalar patlayacak art arda, görmüş geçirmiş Boğaz bile şaşacak buna, alev alev olacak dört bir yan, Kara kara dumanlar yükselecek göğe, mavi siyaha kesecek. Kim inanırdı ki, o kara günden iki gün sonra 17 Kasım 2003'te; açılacak kapılar, her şey
Sarkaç
SarkaçBaşak Baysallı · Everest Yayınları · 202233 okunma
Bekayı isteyen bir kalbe, firak, çendan" bir saniye de olsa, seneler kadar tahribat yapar. Çünkü hadsiz(sınırsız) firakları(ayrılıkları) ihtar(uyarı) eder. Maddi ve süfli(aşağılık) muhabbetler(sevmeler) için bütün mazi(geçmiş) ve müstakbel(gelecek) firakla(ayrılıkla) doludur.
Sayfa 18 - Sözler NeşriyatKitabı okudu
Evet mazi, istikbalin âyinesidir; istikbalde vücuda gelecek icadlar, mazide kurulan esas ve temeller üzerine bina edilir.
Sayfa 296
Reklam
Tasavvufta mânevi hallerden sayılan “vakt”, mâzi ile istikbal arasındaki zaman dilimidir. Geçmiş zaman ile gelecek zaman arasında alınan nefestir . Cüneyd-i Bağdadî’ye göre vakt, kulun kendini bilmesi , Rabbına muvafakat etmesi, vaktinin gayrısiyle bulunmamasıdır.Her anı, her günü, o ânın ve günün şartlarına göre yaşamak, diye özetlenebilecek bu ilkeyi Mevlânâ şöyle seslendirir: “Her gün bir yere konup geçmek, akarsu gibi bulanmamak, donmaktan kurtulmak ne hoştur. Dün de geçti, düne âid söz de dün gibi gelip geçti. Bu gün yeni bir söz söylemek gerek.”
419 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kitabı bitirdiğimde aklıma takılan ilk soru kitabın isminin neden “Huzur” oluşuydu.İnsandaki huzur arayışının nasıl huzursuz edici bir süreçten geçtiği işlenilmişti sanki eserde.Doğu ile Batı ,gelecek ile mazi, birey ve toplum, inanç ve tanrısızlık arasında sıkışmış entelektüel bir çevrenin içinde;sanat,edebiyat,şiir,resim, mimarinin ve musikinin İstanbul özelinde bir aşk hikayesiyle sunulduğu romanda “ayrılık” ve “ölüm” vurgusunun baskınlığı dikkat çekmekte diyebiliriz. Mümtazın Nuran’dan ayrılışını, Suat’ın intiharını, İhsan’ın ölüm döşeğinde olduğu vakit Mümtaz’ın kendini kaybetme sürecini ve dış dünyada harbin başlamasını toplu düşünürsek aklın ve hayatın “Huzur” içinde mümkün olmadığı sonucuna varabiliriz.Ayrıca romanda, modern zamanların ölüme kattığı yeni anlam üzerinde de durulmuştur.Her ölümün doktorla gerçekleştirilmesi, meleklere artan nüfus karşısında ölülerin yardım etmesi...Birincisinde tıbba adeta ölümü ne zaman yeneceksin mesajı verilmektedir.Doktor hastalığın iyileşmesine bir aracı değil ölümü durdurması gereken bir kişi olarak algılanmıştır.Diğerinde ise melek kavramını, metafiziği dışlamış adeta öldürmüş insanın, ölülerini nasıl hayatında yaşattığını, açtığı o metafizik boşluğu nasıl doldurmaya çalıştığına yer verilmiştir. Sonuç olarak uzun cümleler, muazzam tasvirler, dolu dolu İstanbul’la, Osmanlı çöküş yıllarıyla, Cumhuriyet ve sonrası dönemde yaşayan “insan”ın arayışı sorgulanmıştır.İçinde, dışında,sanatında, aşkında, edebiyatında…”HUZUR” ne zamandır?...
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201916,4bin okunma
zaman; mazi, hâl ve istikbal diye üçe taksim edilirse de bu çok itibari bir taksimdir. sabit olan bir şey üçe taksim edilebilir; lakin daima yürüyen bir şey taksim edilemez. "hâl" dediğimiz şey yarından sonra "mâzi" olacaktır. istikbal dediğimiz gelecek günler dahi, zaman yürürken "hâl" olacaklar, sonra maziye karışacaklardır. hakikatte mazi, hâl ve istikbal yoktur. ortada bir "imtidad" vardır.
Sayfa 49
Yahya Kemal kendisine; “Harabîsin harabâti değilsin/ Gözün mazidedir âti değilsin.” diyen Ziya Gökalp’e, ‘Ne harabî ne harabâtiyim/ Kökü mazide olan âtiyim’ şeklinde cevap verir. Tevfik Fikret’in gelecek nesiller için rol modeli, hem geleceği hem geçmişi karanlık olarak gören Haluk’a tavsiyesi; ‘ Ati çıkınca ortaya, mazi silinmeli’ olacaktır. Mehmet Akif, maziyi bırakanın geleceğinin de olmayacağına işaret ederek Haluk için; “Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak/ Alçak bir ömür varsa, eminim, budur ancak” diyecektir. Cemil Meriç edebiyatçılarımızın geçmiş ve gelecek polemiğine aydınları da katarak; “Aydınlar, yaşadıkları çağa tahammül edemiyorlar; ya maziye kaçıyorlar, ya istikbale! Ya bütünüyle yüceltiyorlar, ya da bütünüyle kötülüyorlar!” der. Görünen o ki; fikirler, düşünceler, ideolojiler kendi bulundukları konuma göre tarihi değerlendirirler.
Sayfa 124 - Beyan
Reklam
Burada mazi bizim Burada varoluşun sesi bizim Ve hayatın sesi bizim Şimdi ve gelecek bizim Dünyamız ve ahiretimiz burada bizim!
Ama geride kalmışlar, mazi olmuşlardır. Gelecek yeni olaylar, yeni dönemler, yeni şekilleriyle birlikte gelir.
92 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
- "Öyle bir zaman gelecek ki, insanlar kazançlarının helal mi, haram mı olduğuna bakmayacaklar artık." şeklinde bir hadis-i şerif vardır. bu zaman gelmiş midir? - Benim servetim kitaplarım diyordu o. Kitaplarım, yani hayatım. - Müslümanın sağcısı solcusu olur mu? -Medet hey büyük Allahm. -Yüreğim yerinden çıkacak sanki. -Kitaplar beni bir yerden aldı, bir yere getirdi. -Mazi hiçbir vakit bizi büsbütün terk etmiyor. En umulmadık yerde birden karşımıza çıkıveriyor.
Sır
SırMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20218,4bin okunma
Mazi, karmakarışık bir anıdan ve düşten öte bir şey değil; gelecek ise meçhul. Öyleyse yaşadığımız şu ânı, bir göz açıp kapayana kadar geçip maziye gömülecek olan şu ânı idrak edip mutlu olalım. Bu an geçti mi, elimizde bir şey kalmayacak artık. Ama bu ânı nasıl geçireceğimizi bilmemiz gerek. Yaşamın amacı keyif ve zevktir. Elimizden geldikçe gamı, kederi uzaklaştıralım başımızdan; bilineni bilinmeyene satmayalım; peşini veresiyeye feda etmeyelim. Pençesinde ezilmeden önce alalım intikamımızı hayattan : Almaya bak nasibini; alınacaksın çünkü.!
Marifet! Aferin!
Evliydik ama, bir ayağımız dışarda... Bizim meslek kaldırır. Hatun sorar: Nereye? Yorgi Efendi hasta... Yerine gidiyorum, nöbete!.. Gece kalkarım, çıkar karşıma, nereye? Paris'le direkt konuşacağız... Saat yirmidört de... Peki bu traş, bu kolalı gömlek de ne oluyor? Fransız kumandanı gelecek de telgrafhaneye!.. Gıcır gıcır giyinir çıkarım... Doğru tatavlaya!..
741 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.