Şamanlarda yalnızca avcı toplumlarda görülür, ruhsallıklarında hayvanların rolü büyüktür. Modern bir şaman, eğitimi sırasında bazen yaban ortamda hayvanlarla birlikte yaşar. Ona esrimenin sırlarını gösterecek, hayvanların dilini öğretecek ve sürekli eşlik edecek bir hayvanla karşılaşması gerekir. Bunu gerileme olarak görmek yanlıştır. Avcı toplumlarda hayvanlar aşağı varlıklar değildir, üstün akla sahiptirler. Uzun yaşamanın ve ölümsüzlüğün sırlarını bilirler, onlarla konuşmak şamanlara daha seçkin bir yaşam kazandırır. Altın Çağda, insanoğlunun günah işlemeden önce hayvanlarla konuşabileceği düşünülür; bir şaman, insanlığın (Adem ile Havva'nın) düşüşünden önceki yetiyi kazanana dek göksel dünyaya yükselemez. Öte yandan çıktığı yolculuk yaşamsal bir amaç da taşır. Avcı gibi o da halkına yiyecek getirir. Örneğin Grönland'da Eskimolara ayıbalıklarının Hayvanlar Tanrıçası dedikleri bir tanrıçaya ait olduklarına inanırlar. Av hayvanları azaldığında, onu hoşnut etmek ve böylece kıtlığa son vermek üzere şaman yollara düşer.