Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İki gerçek ve bir insan var. Ölüm, hayat ve insan. Mahşerin üç boku. Sadece insanın ayakları olduğuna göre aralarında, o koşar ya birine ya diğerine. Eğer mutluluk ölümden gelmezse, o zaman sadece hayat kalır geriye. Çözmesi kolay ama zaman isteyen bir problem. İlk aşamayı ve seçeneği eleyebilmek otuz yılımı almıştı. Şimdi kendi izlerimin üzerinden geçip hayata yürüyordum.
Bunu yapabilmek için de, kişinin adının önünde Profesör Dr. ya da Doçent Dr. gibi bir sıfatının olması gerekliydi. Bu yüzden, tekkeyi bekleyen çorbayı içer misali, üniversitede belli bir yıl geçiren herkesin unvan sahibi olduğu bu ülkede profesörden geçilmiyordu.
Reklam
....mutluluğun peşinden koşuyorlar. Mutluluk koşarak yakalanmaz halbuki, yürürken yakalanır. Yavaş yavaş yürürken , kendinle iyi geçinerek, kendinle iyi anlaşarak.....
M. Kemal Atatürk
Bütün insanlığın varlığını kendi şahıslarında gören adamlar zavallıdır... Herhangi bir kişinin, yaşadıkça memnun ve mutlu olması için gereken şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır... Hayatta tam zevk ve mutluluk, ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, mutluluğu için çalışmakta bulunabilir. Bir insan böyle hareket ederken 'Benden sonra gelecekler acaba böyle bir ruhla çalıştığımı fark edecekler mi?' diye bile düşünmemelidir. Hatta en mutlu olanlar, hizmetlerinin bütün nesillerce bilinmemesini tercih edecek karakterde bulunanlardır.
Cehalet mutluluk getirmez …Ama bazı şeyleri bilinmemeyi tercih etmek mutluluktur
Tanrım! Tanrım! Sonunda bir dakikalık mutluluk!
Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Fakat mutluluk denen şey de gösterişten, sürdürülme­si imkansız bir durumdan başka neydi, hele ki dile getirmesi bile bu kadar zorken?
Mutluluk çocukken istediğin her şeye sahip olmak gibi. On beş yaşında istediğin her şeye elli yaşında sahipsen mutlusundur.
Sayfa 114
"Neden hep böyle oluyor, iyi bir insan karanlıkta kalıyor , bir başkanıysa mutluluk kendiliğinden geliyor?"
“Hayat imtihanlarla doludur ve bu dünya asla gerçek mutluluk yurdu değildir!”
Reklam
Mutluluk o kadar da ulaşılmaz değil. Mutluluk denilen şey geçmişimizde ya da uzak geleceğimizde beklemiyor. Hemen gözlerimizin önünde duruyor.
Sayfa 183 - YongjuKitabı okuyor
Mutluluk bir gün geriden gelir
Mutluluğu bekleyip bekleyip, en sonunda dayanamayıp evden kaçtığında, ertesi gün harika mutlu bir haber terk ettiğin eve gelse de artık iş işten geçmiştir. Mutluluk bir gün geriden gelir.
Sayfa 52 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Bana göre evlilik, bahar demektir. Nasıl ki baharın gelmesiy­le doğa gözlerini açar ve içinde sakladığı çiçek, böcek, güneş vs. bize sunarsa, işte evlilik de böyle hayatımıza gözlerini aç­tığı anda mutluluk, huzur, güven, saygı, aşk, evlat gibi tüm hayati değerleri bize sunar. Herkesin bir umudu vardır... bir kaybedişi... bir de hikâyesi. Benim hikâyem de 16 yaşında evlenmemle başladı. Henüz lise ikinci sınıfa geçmiştim. Artık tamamen cehennem azabına dönen evimizdeki huzursuzluklardan kurtulmam gerekiyordu. Ama nasıl? O yaştaki bir çocuk için ancak biri­ ne tutunmaktı çözüm. Ben de öyle yaptım ve aile dostumu­zun oğlu ile nişanlandım; ardından okulu bırakıp evlendim. Bu kısmı tasvip etmiyorum fakat o andaki şartlar altın­ da bunu yapmasam daha kötü sonuçlar alacaktım. Evet ev­lendim; çocuk gelin oldum o yaşta! Yığınlarca sorumluluk... Maddi sıkıntılar... Ama bunların hepsini bana unutturan eşi­min sevgisi ve bana verdiği huzurdu. Ben de bunlara karşılık elimden gelen tüm fedakârlığı yapıyordum. Verdiğim bu örnekte küçük kızın evlendiği erkek iyi bir in­san çıkıyor, ama çoğu kez şans herkese bu denli gülmüyor. Genç kız da kendi yaşından umulmadık bir olgunlukla ko­casının sevgisi ve verdiği huzuru görebilmiş ve değerini bil­miş.
Sayfa 19
Bir atasözümüz var: “Her koyun kendi bacağından asılır”. Evet doğru, her koyun kendi bacağından asılır ama, koyun olduğu için... İnsanlar koyun değil ki... Hiçbir insan yalnız kendi bacağından asılmaz; her asılanla biraz da biz asılırız, her açla açız, her tutukluyla tutukluyuz. Mutluluk, başkaları mutsuzken, yalnızlıkla olmaz, toplulukla olur. Aç insanlar olduğunu bilirken, lokmalarım rahatlıkla boğazımdan geçmiyor; soğukta titreşenler varken, odamdaki sobamda ısınamıyorum.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.