Kitabı hangi türde tanımlamam gerektiğini bilemiyorum. Roman, anı, deneme... Dostoyevski'nin sürgün yaşamından kesitler içerdiği söyleniyor. Dostoyevski ise, "Ölüler Evinden Anılar’ı on beş yıl önce, kurgusal bir karakterin, karısını öldürmekle suçlanan bir adamın adına yazdım. Bir ayrıntı olarak eklemeliyim ki, o zamandan bu yana -bugün bile- insanlar karımı öldürmek suçuyla sürgün edildiğimi düşünüyorlar," diyerek kitabın kurgu olduğunu söylemiş zamanında. Bir yandan da yazarın adalet, suç, ceza, toplum ve birçok konudaki görüşlerini deneme havasında aktardığı da gerçek. Dostoyevski'nin birçok kitabını okudum ama düşün yazısı niteliği bu derecede ağır olan bir kitabını okumamıştım. Tür olarak diğer kitaplarından farklıydı ama okurken verdiği keyif diğerlerinden farklı değildi benim için. Suç, ceza, adalet gibi kavramlarla ilgilenenlere -bilhassa Hukuk Fakültesi öğrencilerine- okumalarını şiddetle tavsiye ederim.
Cengiz Aytmatov yazıyorsa bu elbette mümkün. Matematik Bilimi’nin yapamadığını sihirli bir dokunuşla ‘’Edebiyat’’ yapar. Edebiyat, tam da bu noktada
