Arkadaş tavsiyesi ve konusuna aldanarak okumaya başlamıştım. Uzun zaman önce bakıp bırakmıştım. Unutsaymışım da kalsaymış öyle. Hiç duymasaymışım bu kitabı, o kadar kızgınım.
Başrolde senelerdir kendisini türlü konularda baskılamış, yağmuru duymamış mesela soğuğu, hep duygusuz ilişkileri olmuş, giriştiği intihar sonrasında ölemeyip az bir ömrü kalmış, bunun neticesinde yaşama heyecanıyla dolmuş bir kadın var... Sevgi dururken aşk dururken sapıklığı seçip bunu sıra dışılık, özgürlük görüyor🤦️🤦️🤦️
İnsan en coşkun duygularıyla vardır fakat neden hayvan gibi yaşasın?
Bu kadar güzel kurgu yapılabilecek bir fikir varken, konuya yazık edilmiş.
Tüm bunları geçtim en azından derin bir anlatımı olsa okuyanı sarssa, ölüm çaresizliğini hissetsek mesela, o da yok. Ne kendisini ittiği intiharda duygu coşmasını alabildim ne yaşamasında. Veronika neden yaşama hissiyle doldu e ne oldu da şimdi yeniden intihar etmesin, kendisini intihara sürükleyen “yaşamın anlamını” çözdü mü, bazı sayfalar ne maksatla oralara kondu akıl sır ermiyor.
Kaldı ki yarın öleceğini öğrenen insanın son 24 saatini böyle geçireceğine ihtimal dahi vermiyorum.
Bana göre iki güzel kısım vardı, birisi doktorun Mari’ye söyledikleriydi; diğer insanlarla aynı olmaya çalışmak hastalıktır. Diğeri ise kitabın sonlarında oturan, insan yaşamının ölümden beslendiği fikri.
Yine de kızgınım Paulo,
Çünkü maskelerin farkındasın ve bundan rahatsızsın fakat onları çıkarınca insanın dönüşeceği şey bu değil.