YouTube kitap kanalımda psikoloji kitaplarına nereden başlayabileceğinizi anlattım: ytbe.one/d2xQVSEUsUU
Bu incelemeyi sizin yorumlarınız yazdı. Nasıl mı?
Kitabın yazarı Frankl'a göre her insanın anlam arayışı kendisine özgüdür. Buradaki okurlara şu soruları sordum: Kendi anlamınızı nerede arıyorsunuz? Gelecek için bilinçli çocuklar
Eser için söylenecek o kadar çok söz var ki incelememi yazarken yazılarımı toparlamak için günlerimi vermem gerekti.
Bu eseri uzun bir tren yolcuğu gibi düşünün, koltuğunuza oturmuş pencerenize yansıyan manzarayı izliyorsunuz. Yolculuğunuz içerisinde birçok durak olacak, her durağınızda ayrı bir yer görecek ayrı bir duygu yaşayacak ayrı birşeyler
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
KAHRAMAN ORDUMUZA
👉1-Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
İstiklal Marşımız "korkma" diye başlar. Biliyorsun ki bu, Resûl-i Ekrem'in Sevr mağarasında Ebû Bekir'e söylediğidir. Bunlar tesadüf değil." (İsmet ÖZEL)
İstiklâl Marşı'nın ilk kelimesi KORKMAdır. Buradaki korku ne can
Distopik eserlerin BABAsından merhabalar…! Yevgeni Zamyatin’in BİZ’i, bu türün miladı kabul edilir. O yüzden beklentisi çok olan, bu kadar ünlü olmasına rağmen ülkemizde az bilinen bir eserdir. Bu nadide eseri incelerken her zamanki gibi doğaçlama yolunu seçiyorum. Spoiler içermez ama çok şey içerir....!! ve Sonuna kadar okuyunuz... Lütfen...!
Bütün umutları tükenmiş, bütün imkanları elinden alınmış birinin zindanda yazdığı, benim de sıcak evimde, rahat koltuğumda mahcubiyet duygusu içerisinde okuduğum kitabın ilk cümlesiydi ve bu cümlenin sırf daha edebî bir giriş olsun diye öylesine yazılmamış olduğuna yazarın hayatı şahitti. Beni bu kadar etkilemesinin nedeni de buydu galiba.
YouTube kitap kanalımda Kafka'nın hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/VC6JxCLzwNI
Dava, Dönüşüm ve Şato kitaplarından sonra okuduğum 4. Kafka eseri oldu.
Aslında Kafka bu elyazmalarına ad vermemiş, kitaplarının yayınlanmasını istememiş vs... Yahu bu Kafka da ne pimpirikli
Selamun aleyküm. Bir şey deneyeceğim. Bu aslında bir inceleme ama buradakileri incelemelerin aksine ilginç, daldan dala atlamalı, bol alıntılı, güldürmeden düşündüren uzun bir inceleme. Aynı şeyleri farklı cümlelerle aktaran kitaplardan alıntılar yapıp karma olarak sunacağım bir inceleme. Yazı boyunca yaratıcının varlığına dair bir ispat
Rousseau'yu oldum olası sevmişimdir. Kendisi bir filozof olmaktan çok adeta hikaye anlatıcısı gibidir. Herhangi bir filozofun eseri düşünüldüğünde ilk akla gelenlerden biri metnin aşırı yoğunluğu ve ağırlığıdır. Rousseau'da bu durum farklı. Kendisi çok samimi bir dille ifade ettiği düşüncelerini adeta bir keşif süreciymiş gibi anlatır. Okurunu
Savaşı çıkaranlar değil, savaşa gönderilenler ölür. Savaştan geriye kalan ise parçalanmış ruhlardır. Cephenin sana yaptıklarını yaşamın boyunca unutmak istemezsin, neden orada ölmediğini sorgulayıp durursun. Artık “Yürüyen Ölü” olmuşsundur. Ruh bedende var gibi, ama yok gibi. İlk yüz sayfa sizi kitaba alıştırıyor, geri kalan kısım ise sizi
Demiştir Franz Kafka, kitabının kapak resmi hakkında konuştuğu yayınevine. Kitabına, yayınevinin grafikeri tarafından bir kapak resmi hazırlanacağını öğrendiğinde korkmuş, kaygılanmış ve şunları yazmıştır:
“Storke gerçekten bir kitap resimleyicisi olduğundan, doğrudan böceğin resmini yapmaya kalkışabilir gibi geldi bana, sakın yapmasın böyle bir
Uzun bir aradan sonra merhaba demek bazı bedenlerde ıstırap yaratsa ve zor olsa da bunun buradaki kişiler ve benim için hiç mi hiç ehemmiyeti yok. Tek olduğumuz bir yaşamda başkalarını ayna görevi olarak kullanıp üzerimize çeki düzen vermenin azabını toplumsal olarak en derinlerde hissetmeliyim ki; buna ihtiyaç duyuyoruz. Bu durum bizim
Paradoksların, vicdani muhakemelerin, acının, hüznün, sevincin, çığlığın ve en önemli meziyeti de sessizliğin dili olan bir kitabı ele aldığımız gerçeğiyle ile analizime girizgâh yapmak istiyorum.
Bulunduğu coğrafya dolayısıyla Emperyalist güçlerin her daim “sözde” özgürlük taşıdığı medeniyetin beşiği, Ortadoğu topraklarından; Afganistan’dan
Birkaç konu üzerinde biraz düşünelim bakalım ;
~Özgür Olmak- Olmamak
Sizce özgürlük nedir? Özgürlük sınırsız bir şekilde istediklerimizi yapmak demek midir? İşe öncelikle özgürlüğün tanımını yapmakla başlayalım. Özgürlük; insanın, her türlü dış etkiden bağımsız olarak kendi istencine, kendi düşüncesine göre karar vermesi durumudur. Ama günümüzde
DELİLİĞE ÖVGÜ
“Hayatın her alanına kendine ait eğlence bahsederken edebi bir çalışmaya eğlence hakkı tanımıyor olmak adaletsizlik değil de nedir?”
Böyle der Erasmus eserini dostu Thomas Morus’a ithaf ederken ve ekler “Budalalığa övgüler yağdırdım ama tamamen budalaca da değil.Eserini kaleme alma öyküsünü ise şöyle açıklar Erasmus:”İlle de