Kâbil'in banliyösü,
kuzey - doğusundan
karların eksik olmadığı dağlarla çerçevelenmiş meyva bahçelerinin mes'ut gülüşünü etrafa yayar.
Eski kralların sarayı güney doğuyu taçlandırır.
Burası, bahçelerle süslü yüksek bir tepedir; bu bahçeler, ölümsüz peygamber İlyas'ın ayak izinin yakınındaki bir kaynağın sularıyle sulanır.
“1935 Kasım'ında, ‘İngiliz Büyükelçisi'ne değil, Allah'a ve Peygamber'e itaat et!' yazan bir bildiri yayımlayan el-Kassam, tepelerdeki mağarasını yakınlarında ele geçirilmiş ve kurşuna dizilmişti...*
Peygamber efendimiz bir hadisi şerifinde "Kıyametin kopacağını bilseniz dahi elinizdeki fidanı dikiniz" buyurmuştur.Tefekkür edecek olursak muazzam.
Bir başka açıyla : Müslümanın en büyük hedefi i’lay-ı kelimetullah olmalıdır.Kalbinde iman ağacı yeşermemiş nice kurak gönüller var.Peki sizin bu gayeyle dikilecek bir fidanınız,hedefiniz var mı?
Tûbâ
@esir_i_gurbet_i_nalan
·
04 Mayıs 22:22
Yeis ve ümitsizlik yok; bir büyük imtihan içindeyiz, çalışır, sabır ve sebat gösterir, Allah'a dayanırsak zafer bizim olacaktır.
Görmez Hazreti Muhammed'e Akp amblemiyle nüfus cüzdanı çıkardılar , peygamberimizin çocuklarının arasına "Tayyip" ismini koydular. Cami avlularında ücretsiz olarak dağıtılan dini kitapta 188 "
Tayyibim" başlıklı ilahi vardı, o ilahide "Tayyip'i üzmek, Allah'ı üzmektir" deniyordu. Akp il başkanı
Ahir ümmetin ahir peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.), açık ve net bir şekilde bu savaştan haber vermiş ve o savaşın olacağı, şer güçlerin cezalandırılacağı güne "Yevmü'l-melhame" (etlerin iç içe geçtiği gün) demiştir. Aynı zamanda zor, meşekatli ve ölümün kıtalar halinde kol gezdiği bir dönem!
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bir hadisinde şöyle buyuruyor:
"Müslümanlarla Yahudiler harp etmedikçe kıyamet kopmayacaktır. O harpte Müslümanlar (gâlip gelerek) Yahudileri öldürecekler. Öyle ki Yahudi, taşın ve ağacın arkasına sakla- nacak da, taş veya ağaç; 'Ey Müslüman, Ey Allah'ın kulu, şu arkamdaki Yahudidir, gel de öldür onu!' diye haber verecektir. Sadece Garkad 204 ağacı müstesna, çünkü o, Yahudilerin ağaçlarındandır." (Müslim, Fiten, 82)
İsrailiyyat'ta vardır: "Bir abid uzun bir zaman Allaha iba- det ederdi. Bir gün bir kavim kendisine gelip dediler ki: "Şu- racıkta bir kavim vardır. Allaha değil, orada bulunan bir ağaca tapıyorlar."
Bunun üzerine abid öfkelenip baltasını omuzuna aldı. Ağacı kesmek içir yola koyuldu İblis ihtiyar bir şahıs sure- tinde önüne
Safiye Erol'un, Peygamber Efendimizin hayat safhalarını anlatıp o olayların kendi üzerinde bıraktığı duyguları anlattığı bir derlemedir Çölde Biten Rahmet Ağacı. Hz.İbrahim'den başlayarak hicrete kadar uzanan hayat hikayesi ve derin duygular... Tek oturuşta bitirelebilecek bir kitap.
" Niye oğlum? " cennetle müjdelenmiş Kıtmir de hayvan değil mi? Adı âlemlere rahmet inen Peygamber, rahatı bozulmasın diye eteğini kesmişti, kedi de hayvan değil mi? Sen İmam-ı Âzam'ı bilmez misin? İşte onun, kuyudan ağzındaki papuçla su taşıdığı köpek; Hazret-i Ömer Efendimizin yarısını tımar etmek için yollara düştüğü deve ve dahi Ebu Derda'nın ölüm döşeğinde kendisinden helâllik dilediği deve de hayvan değil mi? Bak işte, keçisiyle tavuğuyla binmiş şu âdemler gemiye. O da hayvan bu da. "
''Yazdıkların şiir değilse kalsın”
…
“Aklınla yapayalnız baş başa
Nice alevli geceler geçtin”
…
“Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla”
Cahit Zarifoğlu
Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok
esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
OSMAN GAZİ
Dünyanın en büyük devletlerinden birinin kurucusu
Osman Gazi; imanını, azmini harc ederek inşa ettiği, 623 yıl payidar olan, büyük ve şerefli İslam devletini kurucusu büyüğümüz... O'nun, Rıza-i İlâhî uğruna gösterdiği ihlaslı gayretleridir ki, şanlı devleti altı asır üç kıtada payidar kılmıştır. Yine yaptığı Kur'an hizmeti
Rahip Bahîra ticaret kafilesi ile yakından ilgileniyordu; zira bu yıl olağanüstü bir durum vardı. Manastırda Kureyş’in ticaret kafilesini seyrederken bir bulutun Peygamber (a.s.m)’ı gölgelediğini ve onunla birlikte hareket ettiğini görmüştü. Hatta kafile, dinlenmek için ağaç altına oturduğunda aynı bulutun o nurlu simayı gölgelemek için ağacı dahi gölgelediğine ve ağaç dallarının Peygamberimiz'e (a.s.m) gölge yapmak için onun üzerine doğru eğildiğine şahit olmuştu.
Peygamber Efendimiz ( s .a.v.) başka bir hadîs-i şerîflerinde, "Hurma ağacı, Ademoğullarının halasıdır." buyurmuşlardır. Resûlüllah Efendimiz ( s .a.v.) bu manayı şöyle ifade etmişlerdir: "Halanız hurmaya hürmet ediniz. Muhakkak o, babanız Hz. Adem'in toprağının artanından yaratıldı."
"Bebeğe bir isim verilmesi gerekir," diye Peygamber Muhammed belirtmişti."Saçlardan ve tüm kirden arındırılmalıdır ve onun adına kurban verilmelidir."Üç büyük inancın atası olan İbrahim'in Camisi'nin içindeki törende; imam bebeğin adını söyledi: Beşir, Arapçada "iyi haber veya iyi olayların habercisi"anlamına geliyordu.
-Hiçbir kutsal yer boş kalmaz, kalamaz. İçimizdeki Allah’ın aldığı yeri bile ele geçirmeye çalışıyorlar. O, oradan çıkarsa bırakacağı yerde bir yara meydana gelir. Yeni bir din kurmalı Pavel, yeni bir din… Savaşa yöneltecek değil,
eşitlikçi ve hakça bir dinden bahsediyorum ben!
-İsa’nın yaptığı din bu değil mi sence?
-“Hristiyanlığı kastediyorsan, o din, düşünce yönünden sağlam temeller üzerine dayanmıyordu. Allah, insanları kutsal varlıklar olarak yarattı ve onun üstünde buyruk sahibi olmasını istemez. Gerçek emreden o değil mi? İsa peygamber, evlenmeyi ve ticari kutsal tutarken, incir ağacını niye lanetlemiştir? İncir ağacı meyve veremiyorsa suç onun mu? Ruh da böyle… Ruhun iyi meyveler vermesi veya vermemesi onun suçu değil ki… Ruha kötülük tohumlarını eken kim?”
Nuh Tufanı oldum olası ilgimi çekti benim.
Bu yüzden, Nuh Tufanı ‘nın ardından Nuh Peygamber'in yeryüzüne gönderdiği güvercinlerin hikayesinden söz etmek istiyorum size. Özellikle üçüncü güvercinin hikayesinden.
Stefan Zweig ’in Nuh Tufanından esinlenerek ve Eski Ahitte geçen hikayeyi biraz değiştirerek yazdığı "Üçüncü Güvercinin