Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Maceranızı kendiniz seçin
Ama şunu söyleyebilirim: "En azından Starbucks alışkanlıklarının sana ne kadar paraya mal olduğunu bil." Örneğin Kendi kendinize, Starbucks'a harcadığınız parayla birkaç ayda bir Amerika Birleşik Devletleri'nin istediği yerine gidiş dönüş biletini alabilirim. Öyleyse bunu mu tercih edeyim yoksa kahve alışkanlıklarımız sürdürmeyi mi? Cevap size kalmış ve isterseniz latt'leri seçebilirsiniz ama soru üzerinde aktif şekilde düşünürseniz ve bilinçli bir karar verirseniz otopilotla davranmıyorsunuz demektir.
Size, üzerinde iyice düşünüp taşınmanız gereken bir soru soruyorum: Kendinize başkalarının size davranmalarını istediğiniz gibi mi davranıyorsunuz?
Reklam
Bir kuyu gibi değil, bir ip gibi değil, belki bir soru çanı, bir yanıt gibi daha çok, bakarım insanların yüzlerine. Ya gözlerini indirirler, ya durmadan konuşurlar. Gecikmiş misafirlere benzer hepsi, gelseler de gelmeseler de size yalnızlığınızı duyumsatan. Kolay inanmaktan yapılmış bir inkârım ben. … Gözlerimi dilimin yerine koydum koyalı insanlara uzak gelmeye başladım, biliyorum. … Gürültü sessizliği duyabilir mi hiç? Ben geceye çekiliyorum ey büyük yalan; sizin yalnızca uyku diye bildiğiniz o sahipsiz hazineye... Size benzeseydim mutlu olur muydum?
Kırmızı Kedi Yayınevi, 2014Kitabı okuyor
“Size bir soru daha sorayım: Hangisi daha önemli, Caesar’ın öldürülmesi mi yoksa yakın arkadaşları tarafından öldürülmesi mi?”
İlim ile Bilim arasındaki fark nedir? Atatürk'ün İlminin Manası Nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün sahip olduğu ilmin ne anlama geldiğini Atatürk'ü dine yamama çabalarını boşa çıkarmak için açıklamak zorundayım. Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini bilmek, öğretmek, öğrenmek aşamasını geçtik. Şimdi o sözlerin manasını öğrenerek yarım kalan devrimi tamamlama aşamasına geçiyoruz. İlim sahibi olmak
NUR RİSALELERİNDE İTİKADİ MESELELER
ÖLÜLERİN TASARRUFU "Özellikle, Allah adamı Hz. Abdülkadir, Gavs-ı A'zam, "ol" der "olur" dairesinin kutbu..."(1) "Hazret-i Mevlânâ (Halid-i Bağdadi) (K.S.) Hindistan'dan Tarik-ı Nakşîyi (Nakşi tarikatını) getirdiği vakit, Bağdat dairesi, Şah-ı Geylânî'nin (K.S.) ba'delmemat (ölümünden
Sayfa 477Kitabı okudu
Reklam
“Size bir soru daha sorayım: Hangisi daha önemli, Caesar’ın öldürülmesi mi yoksa yakın arkadaşları tarafından öldürülmesi mi?”
Oysa ki kendini sadece böyle tanıyan insanlarla dolu etrafımız...
"Biraz önce size 'siz kimsiniz?' diye sordum. Nerede doğdunuz, nasıl bir aileye mensupsunuz, nerelerde okuduğunuz, kaç dil biliyorsunuz, neleri başardınız, neler sizin için hayal kırıklığı oldu diye sormadım. Dikkat ederseniz soru çok basitti: Siz kimsiniz?"
“Size bir soru daha sorayım: Hangisi daha önemli, Caesar’ın öldürülmesi mi yoksa yakın arkadaşları tarafından öldürülmesi mi?”
Sayfa 48 - RenKitabı okudu
Benim vücudum istediğimi yapabilirim...
Tekrar en başa dönecek olursak, sizi "sen" yapan toplamda 30 trilyon hücreden bahsetmiştik. Şimdi ise sadece bağırsaklarınızda yaşayan ve vücudunuza dışarıdan gelmiş olan canlı mikroorganizma sayısının 40 trilyon olduğunu öğrendik. O zaman en baştan beri sorduğumuz, "kim" ya da "ne" olduğumuz ile ilgili olan soru, bu bilgi ile çok daha farklı bir boyut kazanmıştır artık. Zira 30 trilyon hücre ve 40 trilyon mikroorganizmanın bir arada yaşadığı bir vücut söz konusu olduğunda, şu basit soruya samimi bir cevap vermenizi beklerim: Sevgili insan, sahip olduğunuzu düşündüğünüz bu vücut gerçekte kime ait? Size mi, yoksa onlara mı?
Reklam
"Başı örtülü kızların dersanelere ve hatta okullara sokulmaması laik devletimizin emridir." / "Hocam, affedersiniz bir soru sorabilir miyim: Devletin emri Allah'ın emrinden büyük müdür, hocam?"/"Güzel bir soru. Ama bunlar laik bir devlette ayrı şeylerdir." / "Çok doğru söylediniz hocam, elinizi öpeyim. Korkmayın hocam verin, verin, bakın doya doya öpeceğim elinizi. Oh. Allah razı olsun. Size ne kadar saygı duyduğumu anladınız. Şimdi hocam lütfen bir soru sorabilir miyim?" / "Buyrun, rica ederim." / "Hocam, peki laiklik dinsizlik mi demektir?" / "Hayır." / "O halde dinlerinin gereğini yerine getiren mümin kızlarımız niye laiklik bahanesiyle derslere alınmıyor?" / "Vallahi oğlum, bu konuları tartışmakla bir yere varılmıyor. Bütün gün İstanbul televizyonlarında bu konular konuşuluyor da ne oluyor? Ne kızlar başörtülerini çıkarıyor, ne de devlet onları o haliyle derslere alıyor." / "Peki hocam, bir soru sorabilir miyim? Al buyurun ama, başlarını örten kızların, bizim binbir emekle yetişmiş o çalışkan, o terbiyeli, o itaatkâr kızlarımızın eğitim haklarının ellerinden alınması Anayasamıza, eğitim ve din özgürlüğüne hiç uyuyor mu? Sizin vicdanınıza sığıyor mu söyleyin lütfen hocam?" / "O kızlar o kadar itaatkârsa başlarını da açarlar..."
Sayfa 44 - 22. Basım: İstanbul, Kasım 2023 - YKY
Antik YakınDoğu
Meloslular şöyle der: "Hakimiyet kurmanız çıkarımıza olsa bile, köle olmamız neden bizim çıkarınıza olsun?" Atinalılar şöyle cevap verir: "Bu savaşın korkunç sonuçlarına katlanmak yerine tebaamız olursunuz, biz de sizi yok etmediğimiz için kazançlı çıkarız." Meloslular şöyle bir soru sorar: "Peki bu işin dışında kalsak, tarafların hiçbiriyle ittifak halinde olmasak?" Atinalılar şöyle cevap verir: "Olmaz, çünkü düşmanlığınız bize dostluğunuz kadar zarar vermez. Dostluğunuz bizim zayıflığımızın bir göstergesi olur, nefretinizse gücümüzün kanıtıdır." Başka bir deyişle: Yaşamanıza izin vermektense size boyun eğdirmek bizim çıkarımıza, çünkü böylece herkes bizden korkacak.
... ne istediğinizi söylemekten çekinme­yin. Herkesin size evet ya da hayır demeye hakkı olduğu gibi si­zin de sormaya hakkınız vardır. Tıpkı sizin, bir soru ya da tale­be evet ya da hayır deme hakkınız olduğu gibi. Varsayımsız bir iletişim açık ve nettir, duygusal zehirden arınmıştır. Varsayımsız bir iletişim özenli bir iletişimdir.
"O zaman bir soru size:Bir bakın bakalım kendi hayatlarınıza ve kararlarınıza, kaçımız böyle bir raporun (Farik ve mümeyyiz :fark etme ve sorumluluk alma) altından alnımızın akıyla çıkabiliriz?"
Sayfa 124Kitabı okudu
Her yol, milyonlarca yoldan yalnızca biridir. Dolayısıyla, bir yolun, yalnızca bir yol olduğunu hiç unutmayın. Bu yolu izlememeniz gerektiğine inanıyorsanız, hiçbir koşul sizi o yolu izlemeye zorlayamaz. Bir yol yalnızca bir yoldur. Eğer yüreğiniz istiyorsa, o yolu bırakmanızın ne size ne de başkasına zararı olur. Ama o yolu izlemek ya da terk etmek yönünde vereceğiniz karar korkulardan ve tutkulardan soyutlanmış olmalıdır. Uyarıyorum sizi: Her yolu dikkatle ve bilinçli olarak inceleyin gerekli olduğuna inandığınız kadar deneyin sonra kendinize yalnızca kendinize bir soru yöneltin: Bu yolun bir yüreği var mı? Bütün yollar birbirine benzer. Hiçbir yere ulaştırmazlar insanı. Bunlar ormanın kıyısından ya içinden ya da altından giden yollardır. Bu yolun bir yüreği olup olmadığı en önemli sorudur. Yüreği varsa, o yol iyidir. Yoksa o yola girmeyin.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.