Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
112 syf.
3/10 puan verdi
Tasavvuf Notları Nedense Çok Tanıdık
-“Sufi Müslüman, mistik demektir. Önemli olan tek şey aşk dedi coşkuyla.” -Bir konuşmasını anlatıyor Schimmel önce. Bu konuşmasında yer alan şeyi önsözüne taşıyor ve tasavvufun mistisizm olduğunu hemen sayfanın başında veriyor Avrupalılara. Halbuki mistisizm kavramıyla İslam tasavvufu arasında yakından ya da uzaktan hiçbir ilişki yok. Çünkü
Tasavvuf Notları
Tasavvuf NotlarıAnnemarie Schimmel · Sufi Kitap Yayınları · 2018115 okunma
Uyku ve uyanıklık arasında aklımdan geçenler
Duygular ve ilkeler arasında bağlantı kurmanın gerekliliği ile alakalı bir sistem geliştirmenin mutluluğa ulaşmada daha kesin ve uzun vadeli bir çözüm yolu olduğunu düşünüyorum. Neden çözüm kelimesini kullandığımı açıklamayacağım. Çok basit birkaç örnek anlatarak somutlaştırmam gerekirse, uygun koşullara ve ruh sağlığına sahipseniz eğer ihtiyacı
Reklam
576 syf.
10/10 puan verdi
·
317 günde okudu
Oldukça uzun soluklu bir okuma oldu benim için “Burada Gömülüdür” . Kitap kötü müydü, asla, kitap o kadar güzeldi ki bitmesinden korkarak ama sıradaki güzel şiirleri de delicesine merak ederek ağır ağır, iliklerime dek hissederek okudum her bir dizeyi. Ve sadece kitabı değil, Ahmet Erhan’ı da çok sevdim; kişiliğini, incinmişliğini, korkularını,
Burada Gömülüdür 1. Cilt
Burada Gömülüdür 1. CiltAhmet Erhan · Kırmızı Kedi Yayınları · 20222,230 okunma
Beyânın selâmet ve sıhhatı ise; hükmü, levâzım ve mebâdîsiyle ve âlât-ı müdafaasıyla isbat etmektir. ( Açıklamanın güvenirliği ve doğruluğu ise; hükmü, gerekliliği ve temel prensipleri ve savunma aletleri ile isbat etmektir.) Şöyle ki: Bir hükmün levâzımını ihlâl etmemek, rahatlığını bozmamak ve nazara almak ve mebâdîsinden istimdâd-ı hayat etmek için müracaat etmek ve hücum eden evhamın itirâzâtına mukabele edecek sual-i mukaddere cevap olan kuyûdâtıyla tekallüd etmek gerektir. Demek kelâm, meyvedar bir ağaçtır; cinayet ve ictinâdan himâyet etmek için, dikenleri ve süngüleri dizilmişler. ( Şöyle ki: Bir hükmün gerekliliğini karıştırmamak ve rahatlığını bozmamak ve gözönüne almak ve temel prensiplerinden hayatî yardım almak ve hücum eden şüphelerin itirazına karşılık sözün gelişinden anlaşılan soruya sözün dilbilgisel kuralları ile cevap vermek gerektir. Demek söz meyveli bir ağaçtır. Muhâkemat
80 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
ÇOCUKLARA VE YETİŞKİNLERE EN GÜZEL ÖYKÜLER
Edebi ve mizahi doygunluğa ulaşılabilecek kısa kitaplardan biridir. Çocuklar için yazılmış öykülerin, çocuklardan çok yetişkin bireylerin okuması gerekliliği üzerinden konuşmam gerekiyor: Kitapta geçen tüm mizahi öykülerde yetişkinlerin kurnazlığı, yanlışları ile şekillenmektedir. Çocuklar aslında nasıl bir birey olunmaması gerektiğini bu öykülerde görüyor. Çocukları ilgilendiren kısmı burası. Yetişkinlerin aynası gibi olan öyküler, politik, tarihi birçok eleştiriyi iğneleme ile okuyucuya gösteriyor. Şöyle dönüp bakıldığı zaman, insan olarak bizler, büyük bir yozluğun, çürümüşlüğün, avutmanın pençesine bırakmışız kendimizi. Halimizden de memnunuz herhalde. Öyle olmazsa bir şeyleri değiştirmek için çabalıyor olurduk. Sözün kısası mizah dolu, eleştiri dolu, alışılmışın dışında bir çocuk, güzel bir Aziz Nesin kitabı. İyi okumalar.
Çocuklara En Güzel Öyküler
Çocuklara En Güzel ÖykülerAziz Nesin · Nesin Yayınları · 2016466 okunma
200 syf.
10/10 puan verdi
Kavramların içinin boşaltıldığı, değerlerin geçici hazlara indirgendiği bu çağda düşünme eylemini sorguluyoruz bu kitapta. Mutlu olmak, kendini gerçekleştirmek gibi olayların temel dayanağını inceliyoruz. Bu bağlamda sanatın bizi düşünmek için kışkırttığını, bilme sorumluluğunun yapma zorunluluğu getirdiğini, fikri olmayan sözün derinlikten yoksunluğunu ve var olmanın bulunmayı istediğini öğreniyoruz. Kendini dış dünyaya kapamış sağ geleneğin dışarıya açılmış marjinal temsilcisi İbrahim Kalın, fikirlerini Antik Yunan felsefesinden, Japon kültüründen, İslam medeniyetinden, çeşitli filmlerden, şairler ve yazarlardan örneklemelerle ifade ediyor. Medeniyetlerin ve insanların zirve dönemlerini çeşitliliğin bol olduğu dönemlerde yaşadığı aklımıza geliyor. Günümüz çağının başarı endeksini geçici haz ve moda olmuş değerlere bağlı tuttuğunu söylüyor. Oysa akıl sahibi insanın kalıcı ve anlamlı bir hayat yaşamasını keyifli bir hayata yeğlemenin gerekliliği üzerinde duruluyor. Göze hoş gelen bu madde çağında gerçek mutluluğun düşünmek ve harekete geçmek, başkalarına yardım etmek, aza kanaat etmek, çağın kabul ettiği gerçeklerin arkasındaki hakikati görmek olduğunu görmekteyiz.
Açık Ufuk
Açık Ufukİbrahim Kalın · İnsan Yayınları · 20211,646 okunma
Reklam
631 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Türk tarihinin son ama en parlak yıldızı olan Türkiye Cumhuriyetini,kurucusunu,kurulduğu dönemi,dönemdeki halk yaşamını ve olayları bilmeyi her Türk’üm diyen insanın bilmesi gerektiğini düşünüyorum.Bu devleti sıfırdan inşa eden bir dehanın da tanınmasının gerekliliği sorgulanamaz.Armstrong’un Bozkurt’undan sonra bu kitap kızgın kumlardan serin sulara soktu beni.Bu kitapta Falih Rıfkı Atay’ın Atatürkçü bakış açısına rağmen objektif değerlendirmelerini görmeniz Bozkurt’a göre daha realist bir kitap okuduğunuz hissini veriyor.Atatürkçü olmasına rağmen katılmadığı düşünceleri açıkça belirtebilmiş yazar.Ayrıca bu kitabı okuduktan sonra sanki 1908-1938 arası 30 seneyi dedemden dinlemiş gibi bir hisse kapıldım.Bir çok soru işaretine cevap buldum.Daha fazla uzatmak yerine dizlerinde okumanızı tavsiye edeceğim ve sözün özü olarak şunu diyeceğim : HER TÜRK ÇOCUĞU SORGULAMA YETİSİNE ERİŞTİĞİ AN BU KİTABI OKUMALIDIR.
Çankaya
ÇankayaFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 20213,817 okunma
OLİGARŞİK KOLEKTİVİZMİN TEORİ VE PRATİĞİ, Emmanuel Goldstein Birinci Bölüm Cehalet Güçtür. Bilinen tarih boyunca, olasılıkla Neolitik Çağ'ın sona ermesinden bu yana, dünyada üç tür insan olagelmiştir: Yüksek, Orta ve Aşağı. Bunlar kendi içlerinde de pek çok alt bölüme ayrılmışlar, sayısız ad taşımışlar, sayıları ve birbirlerine karşı
Can
Belağat( söz) İlmi'nin bildik kaidesidir: "Kelam mukteza-yı(yazılı görüş açıklama) hale uygun olmalıdır!" Kelâmın mukteza-yı hâle uygun olması, sözün söyleneceği kimsenin, yerin ve ortamın iyi seçilmesiyle alakalı olup "söylenmesi gereken"in gerekliliğiyle alakalı değildir! Yani söylenmesi gerekli olan, her halukarda söylenmeli ve fakat kime, nerede ve nasıl söyleneceği iyi hesap edilmelidir! İlki başka, ikincisi başka... Velhasıl, işin içinde erik dalına çıkıp anda erik değil, üzüm yemek var! Oysa Yunusumuz ne güzel söylemiş ve niçin açıkça söylemeyeyim aslında herşeyi ve apaçık bir surette, üstelik ne kadar mümkünse o kadar dolayımsız bir sûrette söylemiş! O sadece söylenmesi gerekeni söylemiş, gerekliliği faide'ye hasretmeyip ifade'yi yeterli görmüş... Hatta bu arada lutfedip Belağiyyûn'un bir ifadede aradıkları asgarî şartı, fâide-i tâmme'yi de yerine getirip vazifesini itmam eylemiş...
·
Puan vermedi
"Sözün kısası, kadının ev için gördüğü işler ona bir özerklik kazan dırmaz; bu çalışma topluluğa doğrudan doğruya yararlı değildir. Geleceğe açılan kapısı yoktur, hiçbir şey üretmez. Ancak, üretim ve evler içinde kendilerini topluma doğru aşan varoluşlara kaldığı zaman bir anlam ve saygınlık kazanabilir: bir başka deyişle, bu çalışma kadın
Kadın - İkinci Cins 2
Kadın - İkinci Cins 2Simone de Beauvoir · Payel Yayınevi · 1993264 okunma
Reklam
Sözün Gerekliliği
Âciz kala tâ o kavm-i güm-râh Teklif-i nazîre etdi Allah El-ân yine kâim ü be-câdır İ'caz-ı kelâm-ı Hayy ü Kâdir Ger kalmasa şimdi fark u temyiz Bî-fâidedir o emr-i ta'ciz Ger şi'rü fesâhet ola nâ-yâb Kur'ân'ın olur bu fazlı güm-yâb Ger kalmasa şâir-i sühan-dân Bürhân-ı Hudâ bulurdı noksân (Allah, yolunu şaşırmış o topluluğu acze düşürmek için onlara (Kur'an'ın) bir benzerini söylemeleri hususunda meydan okudu* Her an diri ve mutlak kudret sahibi Tanrı'nın sözünün baş edilemez üstünlüğü hâlen de olduğu gibi devâm etmekte ve yeründe durmaktadır. Eğer şimdi (söz söylemede) estetik duyarlılık ve iyiyi kötüden ayırt ediş gücü kalmasa, o âciz bırakma işi anlamsızlaşır Eğer şiir ve fesahat yok olsa Kur'an'ın bu üstünlüğü ortadan kalkar. Eğer güzel sözden anlayan şâirler bulunmasa, Allah'ın delili noksan kalırdı.) *: Sure-i Yunus/38 : " Yoksa, «Onu uydurdu,» mu diyorlar? De ki: «Eğer siz doğru sözlü kimseler iseniz, onun misli bir sûre getirin ve Allah'tan başka gücünüz yettiği kimseyi de çağırınız.»"
Sayfa 181 - 760-764. Beyitler, Muhammed Nur Doğan
180 syf.
·
Puan vermedi
Inceleme değil kitabın kısa özetidir.
  Müslümanların siyasi tarihi gözden geçirildiğinde, tarihi süreçte en çok tartışma konusu olan problemlerin ve birçok siyasî-itikâdî mezhebin ilk varoluş sebebinin “Halifelik Sorunu” olduğu görülecektir. Halifelik konusunda birçok dini-siyasi tartışma yapılmış, kanlar dökülmüş ve mezhepsel ayrılıklar meydana gelmiştir. Hilafet meselesinden dolayı
Halifelik Tarihine Giriş
Halifelik Tarihine GirişMehmet Azimli · Çizgi Kitabevi Yayınları · 201234 okunma
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
bitmesin diye yavaş yavaş ve sindire sindire okudum bu kitabı. toplum ve ahlak kurallarının rahat bir yaşam sürdürdüğünüzde geçerli olabileceğini anlatıyor. onca felaketten sonra bile insanın asla vazgeçemediği şeylerin yemek yeme, dışkılama ve cinsellik gerekliliği olduğunu çarpıcı bir şekilde anlıyorsunuz. körlüğün anlatıldığı kitap görme duyumuza fazlasıyla hitap etmesi bakımından beni etkiledi. kitaptaki hiçbir kişinin ismi ile anılmaması da yine görme duyumuza hitap eden bir ayrıntı bana kalırsa. insanların isimleriyle değil de betimlemelerle anlatılması içeriği bakımından anlamlı geldi bana. yazarın okuyucuyu muhattap alıp bazı yerlerde bizlerle konuşması da tanzimat dönemi kitaplarımızı hatırlattı. o kadar etkilendim ki körlüğün nasıl bir şey olduğunu merak ettim, evimde de olsa bu deneyimi yaşayacak bir günlüğüne kör olacağım. en azından şimdilik! yazarın noktalama işaretlerini kurallara uygun bir şekilde kullanmaması dikkatimi uyanık tutmayı sağladı. bazen bir cümleyi birkaç kere okumak zorunda kaldım. yeni keşfettiğim Jose Saramago'nun hayranı oldum diyebilirim. sanırım filmi de varmış kitabın. okurken mutlaka yapılmalı diye düşünmüştüm zaten. onu da izleyeceğim aynı tadı vermeyeceğine emin olsam da. sözün özü: mutlaka okunmasını tavsiye ederim. tavsiyelere uydum ve pişman olmadım.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,6bin okunma
Michael Reddy’nin “kanal metafor” diye adlandırdığı dil hakkındaki dilimizin kabaca aşağıdaki kompleks/karmaşık metaforla yapıya kavuştuğu gözlemler: DÜŞÜNCELER (yahut ANLAMLAR) NESNELERDİR. LİNGUİSTİK İFADELER TAŞIYICIDIR. İLETİŞİM GÖNDERİDİR/GÖNDERMEDİR.
384 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Bir mezarlığı andıran fabrikanın tekrar gürleyen bir ateşe döndürülmesinin hikayesi. 1917 Bolşevik Devrimi sonrasında kızıl ordu için savaşmış Gleb'in evine, taşra kasabasına geri dönmesi ile hikayemiz başlar. Ancak hiçbir şey bıraktığı gibi değildir. Ne kasabası ne de ailesi... Gleb köyün kalkınması için gerekli olan gücün fabrikanın çalışması olduğuna inanır ve inandığı rejimin gerekliliği ile kasabasında bulunan işçileri örgütler. Ancak devrim sonrası devletin ekonomisi çok kıttır ve doğru, yerinde bir planlama ile kullanılmalıdır karşısına çıkarılan tüm bürokratik engeller ile mücadele ederler. Ne yazık ki tek engel bu değildir bir yandan da fabrikaya fiili saldırı gerçekleşir. İşçiler hem açlıkla, hem düşmanla hem de bürokrasi ile savaşırlar. Sonunda mücadeleyi kazanırlar. Sisteme kendini adayan her birey, kendinden önce toplumun geleceğini, iyiliğini düşünmeli. Sözün özü bu bir mücadelenin hikayesi.
Çimento
ÇimentoFyodor Vasiliyeviç Gladkov · Yordam Edebiyat · 2017325 okunma
48 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.