Bu kitap, kurgudan müteşekkil bir roman değildir, öncelikle bunu belirteyim. Tahtta Abdülhamit'in olduğu dönemde Güneydoğu Anadolu'da vuku bulmuş, adli kayıtlara ve tarihi arşivlere geçmiş gerçek bir hayat anlatısıdır. Kitap, Gülo lakaplı Ermeni kızı Gülizar'ın, kızı Armenouhie Kevonian'a anlattığı anılarının yazıya dökülmesi neticesinde birebir
Nimetini sen verdin Rabbim, lütfunla artır onu...
Hamd, nurlar saçan, gözleri açan, sırları ortaya çıkaran ve perdeleri kaldıran Allah'a layıktır. Rahmet, nurlar nuru, iyikte seçkinlerin efendisi, Muhammed'e sav, Selatü Selam olsun. O'nun ailesinin ve tertemiz seçkin ashabının olsun.
Keşiş Crucıs'un Doğu Seyahatnamesi hakkında ki kitabı
Tolstoy gibi iyi bir yazarın dünya klasiklerine girmiş iyi bir eseri.. Kitabın çocuklara okutulduğu düşünülürse baya bir geç kalmışım ben. Kitap; içerisinde insana direkt mesaj veren, insanı doğru olana yönlendiren ve insanın yaşam mücadelesini anlatan altı güzel hikâyeden oluşuyor. İlk öykü kitaba adını veren, insanda ne olduğunun, ne olmadığının
Kitabımız Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözü ile başlıyor:
"Biz daima hakikati arayan ve onu buldukça ve bulduğumuza kani oldukça ifadeye cür'et gösteren adamlar olmalıyız."
Hakikat dediğimiz ancak bilim ile, araştırma ile, düşünceler üreterek ilerleme yolu ile elde edilir. Muazzez İlmiye Çığ da tıpkı Ata'mızın açtığı bu yolda ilerleyen,
Okurken çile çektiğim, ama bitirdiğimde iyi ki okudum dediğim bir kitap.
Avcı- toplayıcılık zamanından itibaren günümüze kadar oluşan insanlık tarihinin tüm gelişim ve değişimlerine değinilmiş bir eser.
Kendimizi gerçekten geliştirdik mi?
Yoksa geliştirdiğimizi zannedip , dahada büyük bir çıkmaza mi soktuk?
Tarım,sanayileşme,ekonomi,bilim,kapitalizm,din ve daha birçok alt başlık hakkında oldukça sade ,yalın ve herkesin anlayabileceği şekilde insanlik tarihinin gelişim sürecini ve evrelerini anlatan güzel bir kitap.
Beni kitapta en çok etkileyen şey ise insanların gelişim ve dönüşüm adı altında hayvanlara sağlamış olduğu ciddi eziyetler oldu.
Gerçekten konunun derinine inip, araştırdıkça yüksek ihtimalle et yiyemecegimi hissettim. Çünkü normalin dışında olarak, seri ve hızlı tüketime ulaşabilmek için,kötü şartlarda hayvanlara bakılması ve onların etinden, sütünden ve derisinden faydalanabilmek için gelişimlerinin ve sürecin dikkate alınmadan verimlilik sağlanmaya çalışılmasıydı.
Bu seri 3 kitaptan oluşuyor diye biliyorum ve diger 2 kitabi daha bende var.
Sanırım konu ile alakali belgesellerde var imiş onuda
1000Kitap da yorum yapan bir kişinin bu bilgiyi paylaştığını okudum ve izlemeyi düşünüyorum.
Bence kitap başta kendimizde düşünmemiz gereken çok şey olduğunu hissettirdi bana.
Gerçekten modernizm adı altında gelişiyor muyuz?
Yoksa gelişmişlik adı altında daha çok vahşileşiyor muyuz?
Eserin kapağına ve sayfa sayısına bakıldığında ağır bir bilim kurgu romanı olduğu düşünülebilir lakin Amerika'da Müslümanlığı yaymış olmasıyla bilinen direniş adamı Malcolm X'in hayatının -kendi ve dostu Alex Haley'in ağzından- anlatıldığı otobiyografik bir eserdir.
Yüz yirmi sayfalık bir önsöz bulunmakta ve bu önsözde kitabın özeti, daha
“Bodrum'un adı Antik Karya devrinde ‘Halikarnassos’, St.Jean Şövalyeleri Bodrum'u ele geçirdiğinde eski akropol üzerine büyük kale inşa eder ve şatoyu havarilerden Petrus/Peter'e adayarak ‘Petronium’ adını verirler. Zamanla bu isim ‘Bodrum'a dönüşür…”